AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A
Borrell'den Kıbrıs baskısı

AP Başkanı Borrell, "Müzakere ettiğiniz ülkeleri tanımak zorundasınız" diyerek Rum kesimini işaret ederken, Türkiye'nin katılımının sadece Türkiye ve AB'yi değil 'dünyayı değiştireceğini' vurguladı.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, "müzakere ettiğiniz ülkeleri tanımak zorundasınız" diyerek Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimini "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak tanıması gerektiğini savunurken, Türkiye'nin AB'ye katılımının sadece Türkiye ve AB'yi değil "dünyayı değiştireceğini" vurguladı.

Borrell, dün başkentte yoğun bir görüşme trafiği yaşadı. İlk olarak TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın konuğu olan Borrell, daha sonra Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan, CHP lideri Başkanı Deniz Baykal, Dışişleri Bakanı Gül ile görüştü. Borrell, TBMM Genel Kurulu'nda da milletvekillerine hitap etti.

Borrel, Arınç ve Erdoğan'la görüşmesinden sonra yapılan ortak basın toplantılarında ortak mesajlar verdi. Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlaması için "Güney Kıbrıs'ı tanıması gerektiğini" öne süren Borrell, "Herhangi bir müzakerede olduğu gibi bu müzakerede de müzakere ettiğiniz tarafı tanımak zorundasınız. AB ile müzakere demek, sonuçta karşı tarafı tanımak demek olacaktır ve Kıbrıs'ın tanınmasını içerecektir" dedi. Borrell, ancak tanımanın zamanlaması ve ne şekilde olacağına ilişkin ifadelerin raporda yer almadığını kaydetti.

'Kürdistan' dil sürçmesi

Borrell, bir gazetecinin "Ankara'dan sonra Kürdistan'a gideceğim" şeklindeki sözlerinin "dil sürçmesi" olup olmadığını sorması üzerine, "Evet, bu bir dil sürçmesiydi" dedi. Ancak Borrell konuştukça, bu ifadesinin bir dil sürçmesi olmadığı anlaşıldı. "Kürdistan derken coğrafi bir bölgeye atıfta bulunduğunu, bunun siyasi bir açıklama olmadığını" vurgulayan Borrell, Kürdistan diyerek "Türkiye'nin güneydoğusunu kastettiğini" söyledi. Bu açıklama karşısında şaşıran gazeteciler, Borrell'e "Türkiye'nin Güneydoğusu'nu Kürdistan olarak mı görüyorsunuz?" diye sordular.

Bu soruya "Lütfen kelime oyunu yapmayalım"cevabını veren Borrell, AP ve AB için Türkiye'nin coğrafi ve siyasi sınırlarının belli olduğunu ifade ederken, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını söyledi.

İmtiyazlı ortaklık rafa kalktı

Daha sonra TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine hitap eden AP Başkanı Borrell, Türkiye'ye tam üyelik yerine "imtiyazlı ortaklık" önerilerinin Avrupa Parlamentosu'nda "rafa kaldırıldığını" söyledi. Borrell, Türkiye konusunda bazı alternatifler olabileceği dedikodularının dolaştığını belirterek, tam üyeliğe alternatif olarak "ayrıcalıklı ortaklık'' fikrinin ortaya atıldığını, ancak Dış İlişkiler Komitesi'nin bunu tümüyle reddettiğini söyledi.

'Birbirimize karşı açık olalım'

Tam üyeliğin Türkiye ve AB açısından nihai amaç olmakla birlikte bu amaca ulaşılmasının iki tarafın çabalarıyla mümkün olacağını anlatan Borrell, son verilen raporlar doğrultusunda 'iki topluluk arasında hâlâ yapılması gereken çok şey olduğunu' ifade etti. "Birbirimize karşı çok açık olalım'' diyen Borrell, Türkiye'nin katılımının bazı üye ülkeler arasında şüphe uyandırdığını, bazı kişilerin olumsuz görüşlerini yüksek sesle dile getirdiğini anlattı.

Altı yasal düzenleme geçmeli

Borrell konuşmasında, müzakereler başlamadan önce altı önemli yasal düzenlemenin Meclis'ten bir an önce çıkarılması gerektiğini belirterek, bunlar arasında dini vakıflarla ilgili düzenlemenin de bulunduğunu kaydetti. TBMM Başkanı Bülent Arınç'tan bu yasalarla ilgili sevindirici haberler aldığını dile getiren Borrell, "Bu sevindirici haber, 14 Aralık'ta alınacak kararın üzerinde büyük etkisi olacaktır'' dedi.

AP'nin 'gücünü' hatırlattı

Avrupa Parlamentosu içinde farklı siyasi gruplar, dolayısıyla Türkiye konusunda çok farklı görüşler bulunduğunu vurgulayan Borrell, Türkiye'nin üyeliğine Avrupa Konseyi'nin karar vereceğine, ancak bu kararın AP'nin onayından geçmeden uygulamaya konulamayacağına dikkati çekti.

Başbakan'dan Borrell'e 'Kürdistan' uyarısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell'i Türkiye Raporu ve Kürdistan gafı üzerine uyardı. Erdoğan, toplantıda, Borrell'e etnik kökeni farklı insanların birlikte yaşadığı bir ülke olduğunu ve herhangi bir kökene izafi edilerek adlandırmalar yapılamayacağını belirtti. "Müzakerelere başlamak tanınmayı da gerektirir" sözüne tepki gösteren Erdoğan, Kıbrıs'ta yapılan referandumda Türklerin Kıbrıs'ta barışa evet dediğini Rumların ise hayır dediğini hatırlatarak, "Bütün bunlara rağmen Kıbrıs'ı aldınız. İçinize aldığınız bu sorunu, henüz müzakerelere bile başlamamış olan Türkiye'ye çözdürmek istiyorsunuz bu haksızlıktır" diye konuştu. Erdoğan tekrar Borrell'e dönüp, 'Kürdistan' gafını hatırlatarak yapacağı açıklama ile bunun dil sürçmesi olduğunu göstermesini istedi. Borrell da gerekirse bu konuda gerekli açıklamayı yapabileceğini söyledi.

  • ERHAN SEVEN



  • 4 Aralık 2004
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED