AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
"Susun, yoksa demokrasiyi çağırırım..."

Saddam Hüseyin döneminde cezaevinde yatan Iraklı yazar Hayfa Zangana'nın 22 Aralık'ta The Guardian'da yayınlanan "Sus, yoksa demokrasiyi çağırırım" başlıklı yazısı, özelde Irak'ta genelde ise dünyanın bazı bölgelerinde uygulanan "demokrasi şantajı"nın etkisini göstermesi açısından ibret verici. Irak'ta kadınların artık çocuklarını "Sus, yoksa demokrasiyi çağırırım" tehdidiyle korkuttuğunu belirten yazar, demokrasinin Iraklılar için nasıl ürkütücü bir hal aldığını sorguluyor. Yazar, Iraklı kadınların Arap dünyasının en eğitimli kesimini oluşturduğunu, Osmanlı döneminden bu yana her alanda aktif olduğunu, okur yazar oranının yüzde 90 olduğunu, ancak işgalden sonra öldürülen Iraklı entelektüeller arasında çok sayıda kadının bulunduğunu, buna rağmen ABD ve İngiltere'nin Iraklı kadınları modernleştirmek için milyon dolarlık programlar yaptığını belirttikten sonra bir noktaya dikkat çekiyor: Iraklı kadınları eğitmek için ayrılan 10 milyon dolarlık proje, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin karısı Lynn'in kurduğu Uluslararası Kadın Forumu'na verildi!

Bu öyle bir demokrasi denemesi ki, uğruna 100 bin kişi öldürüldü. Felluce'de öldürülen insanlar parçalanıp organları çalındı ve Amerikan halkının hizmetine sunuldu. Irak hapishaneleri organ mezbahasına dönüştürüldü.

Bu öyle bir demokrasi aşkı ki, işgal güçlerinin atadığı İnsan Hakları Bakanı Muhammed Emin'in verdiği rakamlara göre, tam 1 milyon Iraklı bu uğurda kayboldu!

Bu öyle bir demokrasi arzusu ki, yüz binlerce kadın ve çocuk ağır saldırılara maruz kaldı, işkence gördü, on binlerce insan kendi ülkesinde esir oldu.

Bu öyle bir demokrasi ki, yıllardır Amerikan/İngiliz istihbaratının maaşlı hizmetkarlarının öncülüğünde ve tankların gölgesi altında 30 Ocak'ta yapılacak "özgür" seçimle bütün Ortadoğu'ya model olacak.

Bütün Ortadoğu, bütün İslam dünyası kimyasal silahlarla, katliamlarla, füzelerle inşa edilen bir "demokrasi projesi''nin peşinde koşturuluyor. Bu aptalca, içi boşaltılmış demokrasi macerası, dünyanın bir bölümüne 21. yüzyıl projesi olarak yutturuluyor. Ortadoğu'nun, Orta Asya'nın, Afrika'nın, Güney Asya'nın ya da Güneydoğu Asya ülkelerinin Amerika'nın önlerine koyduğu, aslında bir güvenlik ve sömürge stratejisi olan demokratikleşme projesinden başka 21. yüzyıla dönük hiçbir projesi yok. Amerikan ordusu, silah teknolojisi, birer askeri güce dönüştürülen sivil toplum örgütleri öncülüğünde yürütülen demokrasi savaşı, Irak'ta kanlı bir işgal, Karadeniz çevresinde "kadife devrim", Ortadoğu, Latin Amerika ya da Güneydoğu Asya'da rejim değişikliği görüntüleriyle yürütülüyor. Küresel işgal çetesi, küresel demokrasi şebekesi olarak da karşımıza çıkıyor.

Gürcistan'da ve Ukrayna'daki demokrasi devrimi ABD'nin güvenlik stratejilerinden ne kadar bağımsız? Suriye ve İran'a yönelik müdahale senaryolarının demokrasi ile ne ilgisi var? ABD ve İngiltere neden Sudan'a asker göndermeye hazırlanıyor? Demokrasi için mi? Amerika, Malezya'da neden kendine ortak aramaya başladı? Oraya da mı demokrasi götürecek? ABD neden Ortadoğu'da demokratik hareketlerin önünü kapatıyor? Washington neden Orta Asya'da demokrasiyi hedefleyen her hareketi cezalandırıyor?

Danışıklı dövüş, çirkin pazarlık

Ve en dikkat çekici soru: ABD neden Güney Kore'de rejim değişikliği istiyor? Yıllardır yakın müttefiki olan, 34 bin ABD askerini barındıran, Doğu Asya'daki en önemli ABD üssü haline getirilen, demokratik bir yönetime sahip olan ve dünyaya örnek gösterilen Güney Kore neden hedef oldu? Kuzey Kore'nin nükleer gücünü kırmak için her yolu deneyen ABD, şaşırtıcı biçimde Güney Kore'yi hedef göstermeye başladı. Yeni Amerikan Yüzyılı şebekesi Güney Kore'de rejim değişikliği istiyor. Bu nedenler "Tear Dawn this Tyranny: A Strategy for Bush's Second Term" başlıklı rapor, Güney Kore'de bütün Güney Asya'ya model olacak bir rejim değişikliği, bir demokrasi devrimi (!) çağrısı yapıyor. Neden? Çünkü Güney Kore, Kuzey Kore ile savaş istemiyor. Aksine, Amerika istemese de Kuzey'le birleşmeyi öne alıyor.

Ortada çirkin bir pazarlık var. Demokrasi ve özgürlüklere karşı olanların, özgürlük peşinde koşanlara kurduğu tuzak bu. Iraklı kadınların çocuklarını susturmak için kullandığı sihirli cümle bu pazarlıkta da iki tarafın en etkili şantajı olarak karşımıza çıkıyor: ABD hedef bölgelerdeki antidemokratik yönetimlere "Susun, yoksa demokrasi'yi getiririm" diye şantaj yaparken bu rejimler de özgürlük isteyen kitleleri "Susun, ülkemiz tehdit altında" mesajıyla susturuyor.

Ortadoğu için öngörülen "demokrasi devrimi" aslında iktidar elitlerini, baskıcı rejimleri değil, kitleleri hedef alıyor. Görünüşte baskıcı rejimlerin bu süreç içinde ya demokratikleşeceği ya da gücünü kaybedeceği varsayılıyor. Büyük bir yalan.

Ortada bir danışıklı dövüş var: ABD bu şantajla iktidarları hizaya sokuyor, onlara boyun eğdiriyor ve istediği gibi kullanıyor. Karşı olanları tehdit ediyor, kendi tarafında bulunanları da kitlelerin öfkesinden koruyor. Yerel iktidarlar ise, Irak örneğinden hareketle, "ülkenin birlik-bütünlüğe ihtiyacı olduğunu, tehdit altında bulunduğunu, işgal edilebileceğini, demokrasinin dışarıdan dayatılamayacağını öne sürerek, özgürlük taleplerini susturuyor. Pazarlığın yürümediği yerlerde ise işgaller ve "kadife devrim"ler sahneleniyor. Hem Ortadoğu'da hem de Orta Asya'da aynı çirkin pazarlık yürütülüyor. O zaman kim demokrasi istiyor? Demokrasi Iraklı kadınların anladrığı tarzda bir tehlike olmuyor mu?

Afganistan, Irak, Ukrayna, Gürcistan, Filistin aynı kaderin kurbanı. Bakalım bu ülkelerin geleceği demokrasi mi yoksa tiranlık mı olacak? Bana göre bu ülkeler 21. yüzyılda ABD'nin askeri stratejilerinin bir parçası olmanın ötesinde hiçbir varlık gösteremeyecek. Bu yüzyılı da "demokrasi emperyalizmi"ni tanımakla mı geçireceğiz?


28 Aralık 2004
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED