AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Halk Edebiyatı Terimleri

Şapkam olsaydı, bu eser karşısında çıkartır, masa üstüne bırakırdım. Hiç tereddütsüz.

Nurettin Albayrak'ın Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, LM Yayınları arasından çıktı.

Prof. Orhan Okay'ın sunuşunu yaptığı "ansiklopedik" sözlük, sahasında bir ilk olma özelliğini taşıyor.

Zengin örneklendirmeleriyle 540 sayfaya ulaşan ve halk kültürünün küçük bir özeti durumunda olan bu eser, halk edebiyatının çerçevesini çizmek, uğradığı durakları belirlemek, bu duraklardan genç kuşakları haberdar etmek, artık unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve görenekleri tekrar gündeme getirmek adına büyük bir sorumluluğu üstlenmiştir.

Daha önce Folklorumuz ve Erzincan, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Gevherî, Erzurumlu Emrah, Ruhsatî, Sümmânî, Pir Sultan Abdal gibi eserlere imza atan ve hâlen Kocaeli Üniversitesi'nde görev yapan Nurettin Albayrak, aynı zamanda çeşitli ansiklopedilerin de yazarları arasında yer almaktadır.

Ansiklopedik Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, başta Türk edebiyatı öğrenimi gören öğrenciler olmak üzere, araştırmacılar ve bu saha ile ilgilenenler için önemli bir kaynak olacak nitelikte.

Eserde terimlerin açıklanması dışında, antolojik ve bibliyografik yönden de tatmin edici bilgiler veriliyor.

Şayet şapka çıkarma ve masa üstüne bırakma konusuna itiraz edecek biri çıkarsa, askıya da asabiliriz çıkardığımız şapkayı.

Bu kadarlık itirazı kabul edebilirim.

Geri kalan kısmına söz yok.

YİNE DEPREM

Güney Asya'daki büyük deprem, dikkatlerimizi bu konu üzerinde yoğunlaştırdı.

Oysa tam da unutur gibi olmuştuk. Görünen o ki, vefasızlığa hiç tahammülü yok depremin.

Ne zaman, nereden geleceği hiç belli değil.

Arayı açsa, şiddeti yükseltiyor.

Şu adreste, değişik büyüklüklerdeki depremlerin ne ölçüde sarstığını gösteren bir simülasyon bulunuyor:

C:\WINDOWS\Temporary Internet Files\Content.IE5\N1ICDI1Z\IRISDepremBenzetim2.htm

Deneme imkanları olanların bir göz atmalarını tavsiye ederim. Sarsıntıların sanalı bile, korkutucu.

DEV DALGALAR

- Usta, "tsunami" şeklinde mi yazacağız, "tusunami" şeklinde mi?

- Hiç farketmez.

- Hangisi doğru?

- Dev dalgalar bizden uzak dursun da nasıl yazarsan yaz!

- Anladım, sen ikisini de beğenmiyorsun.

- Nesini beğeneyim kardeşim? O dalgalar önüne geleni yutuyor. Denizdekini karaya, karadakini denize gömüyor.

- Kelimenin yazılış şekline gelirsek?..

- Doğrusu şu ki, kelimenin aslı yabancı. Arada u harfi olsa da olur, olmasa da. Fakat şunu unutmamak gerekir ki, yabancı kelimeler girdikleri dillerde orijinalliklerini korumakta zorlanır. En basiti ve en çok kullandığımız "televizyon" gibi.

- Yani aslı budur diye tutturmanın anlamı yok.

- Elbette. Öyle olsaydı, "television" şeklinde yazardık veya "televiyjın" şeklinde telaffuz ederdik.

SULU DİYALOG

- Suriye ile su meselesini hallettik çok şükür!..
- Öyleyse geriye iki konu kaldı.
- Nedir?
- Birisi "ri" diğeri "ye".


28 Aralık 2004
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED