AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Stoffel skandalı, napalm yalanı, zihinsel özgürlük mücadelesi!..

Gündelik söylemlerin, eğilimlerin ötesine geçip, doğu bilgiyi, gerçeği arayanların ne gibi zorluklarla, engellerle karşılaştıklarını birebir tecrübe edenlerden biriyim. Buna rağmen, gündemin zorladıklarının dışına çıkmaya, gerçeklerin peşinden gitmeye ve bunları paylaşmaya devam ettim, edeceğim. Bir iddiayı ilk ortaya attığımda, tartışıp sorguladığımda nasıl şaşırtıcı geldiğini, ancak üzerinden belli bir süre geçtikten sonra gerçek olduğunun ortaya çıktığını kaç kez gördüm, hatırlamıyorum.

Şu ana kadar temel bir yanlışla yüzleşmediğimi söyleyebilirim. Keşfettiğim en önemli gerçek ise; nasıl bir enformasyon savaşı içinde olduğumuz; doğru bilgiyi, gerçeği gündeme taşımanın ve duyurmanın zorluğudur.

Dünyanın hızla yeniden yapılandırıldığı, milletlerin ve ülkelerin kaderinin yeniden çizildiği bu dönemde en güçlü silahın "gerçek"lerden haberdar olmak olduğuna inanıyorum. Dalga dalga üzerimize gelenlere karşı zihinlerimizi özgür tutmanın en temel amaçlarımızdan biri olduğuna inanıyorum. Küresel çıkar çatışmalarının, paylaşım savaşlarının ağırlık merkezini oluşturan bu topraklarda yaşayanların dik durmasının, geleceklerini kendi gözleriyle görmesininin hayati öneminin farkındayım.

Geçtiğimiz hafta tartışmaya açtığım Dale Stoffel dosyasıyla ilgili beklentilerim sonuçsuz kaldı. Okuyuculardan gelen yoğun ilgi bir tarafa, bu konularla ilgili ciddi yerlerin dikkatini bile çekemediğimi kabul etmek zorundayım. Oysa, bir ordunun silahlarına, füzelerine ve askeri mühimmatına ne olduğu sorusu, sadece beni ya da Irak halkını ilgilendirmiyor. Bölge ülkelerini de doğrudan ilgilendiriyor. Milyarlarca dolarlık kirli ticaret, paylaşılan paralar, bu ticaretle bölgedeki suikastler arasındaki bağlantılar, birilerinin Irak ve çevresi ile ilgili planlarının silahların akıbeti ile ne tür bağlantısı olduğu, hangi silahların ne kadarının nerelere gittiği kimi ilgilendirmiyor?

Ben Stoffel Dasyası ile bu büyük skandala dikkat çektim sadece. Ama emin olun, hasıraltı edilen skandal, ileride bir çok kişi ve ülkenin başını yakacaktır. Nitekim BM, ABD'den silahlara ne olduğunu açıkça sordu. BM, 109 merkezde biyolojik ve kimyasal silah ile yasaklanan uzun menzilli füze yapımında kullanılan malzemelerin kaybolduğunu, kaçırılan malzemelere Ürdün ve Hollanda'nın Rotterdam limanında rastlandığını açıkladı. Uzun menzilli füzelerin nerelere gittiğini öncelikle Türkiye'nin belirlemesi gerekiyor.

Felluce'yi yok eden katliam sırasında ABD ordusunun napalm bombaları, kimyasal silahlar kullandığını gündeme getirdiğimde büyük bir yıldırma operasyonuyla yüzleştim. ABD'nin Vietnam'da kimyasal silah kullandığını iddia eden iki CNN çalışanının işten kovulmasına aldırmadan, Felluce'de zehirli gazlar kullanıldığını, Iraklılar'ın iddialarına dayanarak buraya taşıdım ve soruşturma açılması çağrısı yaptım. Halepçe'deki insanlık trajedisine yönelik hassasiyetimizin Felluce'deki de gösterilmesini istedim. Tabi Halepçe için ağlayıp Felluce'de aynı trajediye imza atanların yanında yer alanları da kınadım. Felluce katliamıyla ilgili hiçbir soruşturma açılamadığı gibi, kullanılan silahlarla ilgili gerçekler hala gizli tutuluyor.

Geçen hafta İngiltere Savunma Bakan Yardımcısı Adam Ingram, Amerikan'ın kendisine yanlış bilgi vererek Irak'ta 'napalm bombası kullandığını' gizlediğini açıkladı. Bu açıklama, Felluce ile ilgili gerçeklere açılan bir kapı niteliğinde. Bir milletvekiline yazdığı mektupta Ingram, bu konuda istemeden de olsa parlamentoya yanlış bilgi verdiğini çünkü ABD'nin kendisini aldattığını itiraf ediyor. Ingram mektubunda, "ABD benim yetkililerime Irak'ta hiçbir suretle MK77 kullanılmadığına dair garanti vermişti. Ben de size verdiğim cevabı buna dayandırmıştım. Ama şimdi üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım ki bu doğru değilmiş. Bu durumu düzeltmem gerekiyor" dedi. Napalm gerçeği ortaya çıktı. Ben kimyasal silahlarla ilgili gerçeklerin de bir gün ortaya çıkacağını umuyorum.

Yine Guantanamo, Kandahar ve Ebu Gureyb'deki işkencelerle ilgili gerçekleri buraya yansıttığımızda da kıyametler kopmuştu. Aynı "sorgu uzmanları"nın üç işkence merkezinde de görev yapması, insan onurunu ve esirlerin değerlerini aşağılamaya dönük fiiller hala aydınlanmadı. Birkaç resmin dışında ABD'nin geleceğini ipotek altına alan uygulamaların gerçek boyutunu hala merak ediyoruz. Biz bunları duyururken linç kampanyaları başlatanlar şimdi susuyor.

Onlar, Demokrat Parti senatörü Dick Durbin, Guantanamo ile ilgili FBI raporuna atıfta bulunarak; ''Eğer Amerikalıların ellerinin altındaki tutuklulara neler yaptığını anlatan bu raporun bir FBI ajanı tarafından yazıldığını söylemesem, bu olayların sorumlularının, insan haklarına hiç önem vermeyen Naziler, Gulag Takımadaları'ndaki Sovyet yetkilileri veya Kamboçya'daki Pol Pot yönetimi gibi çılgın bir rejim olduğuna inanacaksınız'' açıklamasını bile duymadılar.

Kunduz-Mezar-ı Şerif-Şibirgan cezaevi arasında öldürülen binlerce esirin akıbetini hala sorgulamıyoruz. ABD ve İngiliz özel timleriyle Raşit Dostum'un bu insanlık suçunu, cezaevindeki esirlerin çöle götürülerek kurşuna dizilmesini, boğulup toplu mezarlara gömülmesini, esirleri taşıyan conteynerların kurşun yağmuruna tutulmalarını sorgulamıyoruz. Bu konuda hiçbir uluslararası soruşturma açılamadığına dikkat etmiyoruz. Bunun da detayları ortaya çıkacak.

Yukarıda bir kaçını özetlediğim "gerçekler"i duyuranların sansürlendiğini, aktaran kaynakların susturulduğunu belirtmeliyim. ABD yönetimi şimdi, Irak'la ilgili doğrudan bilgi veren internet sitelerini kapatıyor. Kendisi desenformasyon amacıyla Stratejik Etki Ofisi benzeri birimler kuran, tamamen yalan bilgilerle zihinleri rehin alan şirketlerin çalışmalarına milyonlarca dolar ayıran ABD, az sayıdaki haber kaynaklarını da kurutmaya çalışıyor.

Bütün bunların ABD karşıtlığı ile hiçbir ilgisi yok. Bunların insan olmayla ilgisi var. Dünyanın her köşesinde işlenen kötülükleri eleştirmeyi "Amerika karşıtlığı" gibi bir ifadeye sıkıştırmak, eleştirileri ve sorgulamaları engellemeyi amaçlayan tilkilikten başka bir şey değil. İnsan eksenli hareket etmeye ve gerçeklerin peşinde gitmeye devam edeceğiz!


22 Haziran 2005
Çarşamba
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED