Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu dün sabah gazetemizi ziyaret etti, birlikte kahvaltı sofrasına oturduk.

Erken saatte başka bir görüşmem olduğu için biraz geciktim ama çayın altını kapatmamışlardı.

Sohbet kısmının çoğuna yetiştim sayılır.

Epeydir yollarımız kesişmemişti.

Bizim Erkan, Ankara'ya gidip devlet erkanına dahil olduğundan beri seyrek görüşür olmuştuk.

Milletvekiliği, bakanlık derken şimdi de genel başkanlık... Artık "sayın"sız hitap etmek zor.

Bu memlekette yetişen en seçkin siyaset adamlarından biri olan Erkan Mumcu'ya her ne sorulursa sorulsun detaylıca cevap almak mümkün.

Dünkü kahvaltıda da her konuya temas etti.

AB'den ABD'ye, üniversitelerden başörtü konusuna, Kıbrıs'tan Anavatan'a, Cumhurbaşkanlığı seçiminden ekonomiye, 2B'den AİHM'ye kadar girmediğimiz konu kalmadı.

Girmek bir şey değil de, konular gayet ciddi olduğu için, çıkmak mesele oluyor.

Bu yüzden bazılarını başlıklar halinde vereyim, gerisi size kalsın.

- Güney Kıbrıs'ın tek başına AB'ye girmesine engel olmalı, "Birleşik Kıbrıs"ı savunmalıydık.

- Karamsarların dediği gibi, AB'den yol yakınken dönmek diye bir şey olamaz. İstemiyorlarsa onlar (AB) söylesin. Bunun da bir bedeli olduğunu bilsinler.

- İnisiyatifi AİHM'ye bırakmamak gerekir. Halk, kendi hükümetinin uyguladığı kararları görmeli.

- Dövizin dalgalı kurda olduğu söyleniyor ama aslında çıpaya bağlanmış durumda.

- Sağ siyasetçilerin tümünde imar hastalığı var. Yol, köprü, demiryolu yapmaya karşı değilim ama, bu tür yatırımlar zamansız yapılıyor. Türkiye'nin öncelikle tasarruf etmesi gerekiyor.

- Kondaliza Rays'ın ağzından "İMF ile verdiğimiz desteğin değerini bilin" gibi bir cümlenin çıkması anlamlıdır.

- Ekonomi konusuna etraflıca girmek istemiyorum. Hükümetle mutabakat sağlamaya çalışırken bu konuyu hiç açmayalım. Ancak Avrupa'dan beklenen yabancı sermaye girişi sağlanamadı.

- 1 Mart tezkeresinin geçmemesi talihsizlik olmuştur. Sonradan ABD her istediğini aldı.

- Orman kadastrosu sağlıklı şekilde yapılmamış. Kimi yerde vatandaşın arazisi ormana yazılmış, kimi yerde orman vatandaşın üstüne geçmiş. Kâğıt üstünde orman arazisi gözüken pek çok yerde tek ağaç kalmamış.

- Başörtüsü konusunun çözülme vakti gelmiştir.

- Ufukta erken seçim göremiyorum. O konu tamamen hükümetin kararına bağlı. Kimsenin zorlayacak gücü bulunmuyor.

- Cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki görüşlerimizi ciddi olarak düşünün. 50'den beri yaşanan sıkıntıları çözecek bir teklif getirdik. Halk iradesine güvenmek zorundayız.

- Demokrasiyi bir türlü oturtamadık. Sistemin tıkandığı yeri açalım. Su yolunu bulur.

Uzatmayalım, Erkan Mumcu'nun gözlerinde on yıl sonra başbakan olacak birinin bakışlarını gördüm.

Aynı bakışlar bir zamanlar Erdoğan'ın gözlerinde vardı.

Yaşarsak, bu sözlerimi o tarihte hatırlatırsınız. Yaşamazsak, Allah kerim.

BODRUM SULARINDA

Görenler hatırlayacaktır, bir zamanlar pek meşhur olan "Bana Göz Kulak Ol" filminde kör biri, yanındakinin tarifiyle araba kullanıyordu.

Bizde de benzer bir şey yaşandı.

Görme engelli şarkıcı Metin Şentürk, Bodrum'da "motorlu su camışı" şeklinde adlandırılabilecek bir aletin dümenine geçince, bir avukat suç duyurusunda bulundu.

Ünlü şarkıcının arkasına oturan bir arkadaşı, yön tarif ediyordu.

Denizde yol olmadığı için, durum o filmdekinden daha kolay sayılır.

Ancak denizde de yüzenler var.

Şikayet üzerine, savcılık olayı incelemeye başlamış.

Haberi gazetelerden okuduk.

Sabah'ın ilk sayfasının tepesinde, fotoğrafla birlikte şu başlık yer alıyor:

"Metin Şentürk 'körü körüne' suç mu işledi?"

Hayır, belki de göz göre göre.

ÇAMUR

Erzurum'a gökten çamur yağmış. Olsun, gelir geçer. Meteorolojik bir hadise.

Ancak, kendini sütten çıkmış ak kaşık sanan güya "sütbeyaz" birinin, dadaş diyarı Erzurum'a çaldığı kara, attığı çamur, sürdüğü leke bakalım nasıl temizlenecek?
Rıfat Yörük

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan