AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
MÜSİAD: Tedavi yarım kalıyor!

Bu sene 15. kuruluş yılını kutlayan MÜSİAD, dün bir basın toplantısıyla "Türkiye Ekonomisi 2005" başlıklı raporunu kamuoyuna duyurdu. Bugüne dek ekonominin bir yıllık gidişatına alternatif bir bakış açısı ile değerlendirmeyi başaran ve ekonominin genelinin artıları ve eksilerini dengeli bir eleştiri süzgecinden geçirerek sunabilen MÜSİAD'ın ekonomi raporları, artık bir klasik oldu.

Sivil toplum örgütlerinin bir ülkenin siyasi ve toplumsal hayatının bir parçası olması tabiidir. Ancak Türkiye'de siyasi hayat Ankara merkezli tasavvur edildiğinden, toplumsal olmaktan da medyaya çıkma sıklığı algılandığından, maalesef bir kurum olarak sivil toplum örgütlerinin üyeleri ve ülkenin diğer kurumları ile ilişkileri sağlıklı bir temele oturmuyor. Bunun bir sonucunu STK'ların ya aşırı eleştirel, ya da aşırı övücü söylemlerinde görebiliyoruz. Mesele sadece bir üslup meselesi, yani söylenen şeyi nasıl söylediğiniz değil. Çarpıklık o kadar fazla ki, çoğu zaman doğru olmadığı bilindiği halde bir yanlışın savunulduğunu veya alkışlandığını, doğruların ifade edilmediğini, haksız ve gerçekdışı eleştirilerin yapıldığını görebilmekteyiz.

MÜSİAD, bu anlamda söyledikleri ile hemen her zaman doğru bildiğini ifade edebilmiş ve muhalefet yaparak ön plana çıkma sevdasıyla haksız eleştiri kolaycılığına sapmamış bir STK olarak karşımıza çıkmakta. Tabii ki her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ve MÜSİAD'ın eski ve şimdiki başkanlarının her birinin doğruyu söyleme tarzı ve üslubu farklıdır, ancak nasıl'dan öte ne'nin bile çarpıtıldığı ülkemizde, MÜSİAD raporlarının yeri oldukça müstesnadır.

Ne var MÜSİAD'ın bu yılki raporunda?

Her şeyden önce son zamanlarda okuduğum en kaliteli ekonomi tahlillerinden biri var bu raporda. Büyümeden dış açığa, enflasyondan bütçeye kadar ekonominin bütün parçalarına ait kapsamlı ve yetkin tahliller yapılmış. MÜSİAD'ın sahasında uzman ekonomi danışmanlarının yaptıkları katkılarının ortak bir akla dönüşerek yansıdığı rapor, esas itibariyle ekonomideki temel makro hedeflerde önemli adımların atıldığını bununla birlikte gelinen ortamın Türkiye'nin ekonomisini ciddi bir sınava tabii tuttuğunu söylüyor: Türkiye bugüne kadar kayan bir bant üzerinde koşan adama benziyordu. Bugün bant durdu, Türkiye bundan sonra yürüse bile ilerleyebilecek, ancak bandın aniden durması ile dengesini yitirirse tökezleyip düşebilir de.

Geçmiş dönemden kalma birçok alışkanlık bugün Türkiye ekonomisinin başlıca unsurlarının içine sinmiş vaziyette. Bugüne dek bunlardan kamu kesimi ve mali sektörde yeniden yapılanma adına ciddi adımlar atıldı. Ancak yüne bugüne dek ihmal edilen ve esasında tüm ekonomilerin temel unsuru olan reel sektördeki kötü alışkanlıklara neşter atılmış değil. Umulan o ki, burada vücut hastalığı kendi kendine temizlesin.

Bu belki gerçekleşebilir, ama muhtemelen vücudun yarısı felç veya kötürüm olduktan sonra. Aklıselim bir ekonomi yönetiminin bu noktada durup gelişmeleri değerlendirmesi ve ekonominin reel kesiminde yaşanan uyum sorunlarına doğru teşhis koyup uygun tedaviye yönelmesi gerekir.

MÜSİAD'ın uygun bir dille ilgililere vurgulamak istediği işte bu. Ekonomi, sadece kalp diyebileceğimiz mali sektörden veya beyin olarak görebileceğimiz kamu kesiminden müteşekkil değil. Damarları açıyor, tümörleri temizliyoruz, ama vücuda kanser yayılıyor.

İlaç acı olacak olsa bile hastalığın kendisinden daha kötü olamaz. Mesele ilaç kullanma idrakinin oluşmasında.


23 Haziran 2005
Perşembe
 
MELİKŞAH UTKU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED