AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Başörtüsü neyin örtüsü?

Başörtülü şehit annelerinin Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki törene alınmaması karşısında, toplumun bütün katmanlarından öncekilerden daha yüksek perdeden yükselen itiraz seslerinin hemen ardından, GATA'daki mezuniyet törenindeki "ılımlı" yaklaşıma gönüllü bir taraftarlıkla dikkat çekti medya önceki gün.

Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "eşarba hiç kimse bir şey demez" sözü üzerinden ve törene katılan eşarplı kadınların resimleriyle destekleyerek geleneksel başörtüsüne ambargo konulmadığının altını çizen medya, Erzurum'daki olaya tepkiyi açık açık söylemese de "gereksiz duyarlılık" saflarına katıyordu bu tavrıyla...

Yeni "eşarp" konsensusunun sınırları bildiğiniz üzere zaten belliydi.

Erzurum gibi bir şehir için fazlasıyla ağır kaçabilecek bir uygulamanın Türkiye'nin "münferit olaylar" tarihine eklenen bir halka olduğuna vurgu yapılarak, kabul edilebilir "eşarp" tarzının bir kez daha özellikleri hatırlatıldı vatandaşa bu vesileyle.

Eşarplı kadın figürü, hemen herkesin bir anda gözünde canlandırabileceği gibi tam olarak şöyle bir şeydi:

Birbirlerine ev oturmasına giden orta yaşı geçkin kadınların, önden iki ucu iç içe geçirmek suretiyle süs niyetine taktığı, mümkünse önden çıkardığı kâkülün yana yatırılması suretiyle "hava" katarak bağladığı eşarp.

Dirseğe dek geçirilen geniş siyah çantayla, üstte dallı çiçekli gömlek, altta siyah yırtmaçlı dizaltında biten etek ve 57 numaralı çorap ile siyah yarım topuk ayakkabılar da manzaranın tamamlayıcı aksesuarları.

Evcilleşir mi?

Sadece gelenekselliği için değil, eğitimsizliği, işlevsizliği ve "mahalle kadını" imajını da temsil eden bu giyim tarzına yaklaşım, son derece "ılımlı" oldu. Tezlerini kanıtlayan boy boy fotoğraflar aslında "kabul edilebilir" giyinenler için, yasağın sözkonusu olmadığını söylüyordu. Kopan gürültü toplumsal gerilimi tırmandıran yersiz bir itirazın sesiydi. Daha önce de temrinleri olmuştu bu "evcilleştirme" operasyonlarının.

Kadınların başından örtüsünün çıkartılamayacağına kanaat getirildikten sonra, örtünün boynun arkasında özel bir iğneyle tutturulması ya da iğne kullanmak istemeyenler için fiyonk yapılması yoluyla gerçekleştirilen şekle gösterilen "ılımlı" yaklaşımı da gördü Türkiye.

"Sorunun çözümü" başlığı altında modacıların "kim şık, kim rüküş" sakil tartışmaları arasında bu kez de anlamından soyutlanan, imaja indirilen bir inanç sembolü çıkarılmıştı kamuoyunun karşısına.

Bundan kurtuluş olmadığını anlamış bulunan medyanın, hepsi birer başörtüsü teorisyeni kesilmiş kalemşorlarının müthiş parlak buluşlarını şenlikli bir dille, sergisinden çıkarıp çıkarıp önünüze sermesi de yeni değil.

Hemen ardından gelen "almayacak olursanız fena öfkelenirim" tarzı parmak sallayan konuşmaları da... Önünüzdeki seçeneklerden birini ama mutlaka birini tercih etmenizin hakkınızda hayırlı olacağına işaret etti şimdiye dek bütün göstergeler.

Orta yaşlı kadınlar "GATA'ya girebilenler" gibi şu şekilde, gençler de ille örtüneceklerse Ahsen Unakıtan fiyonku ve benzeri sakıncasız modellerden alabilirler denildi gülümseyen bir zorbalık eşliğinde.

Aksini düşünmeyin bile, anında provokatörlükle suçlanacak sonra da atılacaksınız linç arenasına.

Gerçekliğe perde

Artık, türban ve eşarp etabı atlanarak baş döndürücü derinlikteki makalelerde şeriat örtüsü, tarikat örtüsü diye anılmaya başlanan başörtüsü, meşruiyetinden asla şüphe etmeyen bu zorba duyarlığın şizofrenisiyle sürekli karikatürleştirilmekte.

Laiklik ateşiyle yanan bağırlarda için için sızlayan bir yara olarak duran ve aile fotoğraflarında, paylaşılan havada, giderek üzerinde yaşanılan toprak parçasında yeri olmayan bir imaj olarak, Türkiye'de gerçeklikle insanoğlu arasına bir perde olarak gerilmekte.

İşin içinden çıkabilmek için yeni teknikler geliştirmekle, örtüyü biçimlendirmekle, etiket hesapları yapmakla kendini sorumlu hissederek, bunun için formüller geliştirmekle meşgul olanların, başörtülerin indirilmesini istemeden önce, gerçeklikle aralarına gerdikleri o kalın örtüyü, "türban"ı indirmeleri gerektiğini anlamalarının zamanı gelmedi mi sizce de?..


23 Haziran 2005
Perşembe
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED