AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Kayseri

Geçtiğimiz hafta sonu (17-19 Haziran) Kayseri'deydik. Sanıyorum, Türkiye çapında Necip Fazıl Kısakürek Yılı'nın son anma programı bu oldu.

Kayserililer, yılın bu "son" anma programında yapacağını yaptı. Anadolu Kültür Sanat ve Eğitim Derneği (AKSED)'nin düzenlediği programa Kayseri'nin büyük kent belediyesi (Bşk: Mehmet Özhaseki), Talas Belediyesi (bşk: Rıfat Yıldırım), Kocasinan Belediyesi (Bşk: Bekir Yıldız), Hisarcık Belediyesi (Bşk: Ali Veral) öncülüğünde Ahmet Erkan (KTO Bşk. Yar.), Cafer Beydilli, Yusuf Yerli, Fatih Kaya katıldı, katkı sağladı. Ayrıca yerel kuruluşların sponsorluğunu eklememiz gerekiyor.

AKSED'in tertiplediği paneli şair Prof. Dr. Turan Koç yönetti. Prof. Dr. Ramazan Kaplan: İdeolocya Örgüsünde Sanat ve Edebiyat Tasavvuru; D. Mehmet Doğan: N. Fazıl'da Düşünce ve Hareket; M. Atilla Maraş: N. Fazıl ve Şiiri; Yücel Çakmaklı: N. Fazıl'ın Film ve Senaryoları; ben de Necip Fazıl ve Eseri konusundaki tebliğlerimizi sunduk. 600 kişilik Şehir Tiyatrosu salonu, gecikmiş bir mevsime rağmen doluydu. Tebliğler, sonuna kadar dikkatle izlendi. Kayseri'nin eski belediye başkanlarından Doç. Dr. Şükrü Karatepe'nin program dışı sahneye davet edilmesi ve yaptığı konuşma geceye renk kattı. Necip Fazıl'ın Kayseri'ye ve Kayserililere duyduğu ilginin hemen her konuşmacı tarafından dile getirilmesi salondaki duygudaşlığı çoğalttı. Kısacası, toplantı hem katılanlar, hem izleyenler yönünden verimli ve öğretici bir hava içinde geçti.

*

Gelelim konunun başka bir yönüne, Kayseri'ye:

Ben, bir kenti, ancak çarşısını, sokaklarını gezdiğim takdirde ziyaret ettiğimi ileri sürebilirim: çarşısını, pazarını, oradaki insanını, onun halini, tavrını görmediğim bir yeri görmüş saymam. Kayseri'yi bu bakımdan daha önce az buçuk gördüğümü söyleyebilirim. Ancak bu kez, çarşı pazar ziyaretimiz olmadı. Yalnızca Esat Ayata'nın Akabe Kitabevi'nde bizim için düzenlediği imza programındaki arkadaşlarla karşılaşıp halleşebildik. Bekir Oğuzbaşaran'ı ancak bu vesile ile görebildik. Ancak arzumuza, özlemimize ve aramamıza rağmen bazı dostlarımızı görmek nasip olmadı. Ne var ki, Çerkez hoca efendi (Selahattin Kip)'nin şahsında Kayseri insanını sembolik olarak ziyaret ettiğimiz kabul edilebilir. Bu vesileyle Talas ve Hisarcık belediyelerinin misafirperverliklerini özellikle anmamız gerekiyor.

Elbette, o kenti o kent yapan bir özelliği, o kenti o kent yapan kişinin -bu kişi hayatta görünmüyor bile olsa- sahipliğini hatırdan çıkartmamamız gerekiyor. Kayseri'nin bu açıdan sahibi Seyyit Burhanettin hazretleridir. Bu zat, aynı zamanda Hz. Mevlana'nın da mürebbilerindendir. Kayserililer bu bakımdan Konya'ya karşı böbürleniyor. "Mevlana Konya'daysa, hocası bizdedir" diyorlar. Bu tür ziyaretler de o kenti ziyaret etmenin anlamını taşır; başka bir söyleyişle, eğer bu kişiler -yani o kente sahiplik ettiğini farz ettiğimiz kimseler- ziyaret edilmemiş olsa, o kent ziyaret edilmiş sayılmaz, sayılmamalı. Şeyh Tennurî hazretlerinin türbesini ziyaretimiz de böyle bir anlam taşıyor.

Ziyaretimizin son günü kayseri dışına çıktık. Ürgüp'ten geçip Avanos'a ulaştık. Orada il genel meclisi üyesi Ömer Cerit'e konuk olduk. Kendi beldesini onun kadar seven, beldesine onun kadar çocuğu gibi bakıp davranan bir başkasını görmedim desem yeridir. Cümbüşlü sohbetimizde AKSED'in başkanı Mustafa Akdeniz, Özdemir Atasoy ve bütün bu programın mimarı Ali Dursun ve daha başka arkadaşlar hazır bulundu.

Kayseri, her zaman Kayseri'dir. Orada yatan uluları, anıtsal çınar ve meşe ağaçları kadar vakur ve kendine güvenli bu kent Anadolu'nun mihrak merkezlerinden biri olarak duruşuyla Kayseri'dir. Onu, Kayseri oluşuyla selamlamak gerekiyor.


23 Haziran 2005
Perşembe
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED