T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 6 HAZİRAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Baykal: Mini bir kriz söz konusu

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ekonomide yaşanan gelişmelerin bir dalgalanma niteliğinde olmadığının ortaya çıktığını savunarak, "Türkiye'de bir mini kriz söz konusudur" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
Baykal, partisinin grup toplantısında konuşmasına başlarken, Ankara Büyükşehir Belediyesine Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi üzerinde tasarruf yetkisi verilmesini öngören yasa teklifine karşı harekete geçen bazı sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticilerinin de salonda bulunduklarını söyledi.

AOÇ arazisinin yıllardan beri fiili durum yaratılarak amacı dışında kullanıma açıldığını ve talan edildiğini savunan Baykal, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yasanın çıkması durumunda çiftlik arazisi üzerinde çok ciddi bir şekilde imar yetkisi kullanabileceğine dikkati çekti.

Belediyenin yasayla ilgili olarak öne sürdüğü gerekçelerin hiçbirisinin doğru olmadığını ifade eden Baykal, "Bu araziyi bir rant, yapılanma alanı haline dönüştürmek isteyenler karşısında bütün yetkilerimizi kullanarak görevimizi yapacağız" dedi.

Konuşmasında PMD eski başkanı gazeteci Kemal Saydamer'in vefatından duyduğu üzüntüyü de dile getiren Baykal, Saydamer'in ailesine ve gazeteci arkadaşlarına başsağlığı dileklerini iletti.

Dursunbey'de bir maden ocağında meydana gelen grizu patlamasından da söz eden Baykal, iş güvenliği konusundaki ilgisizlik ve gevşekliğin can ve maddi kayıplara yol açtığını söyledi. Baykal, konuyla ilgili olarak TBMM'de bir genel görüşme önergesi vereceklerini kaydetti.

"BİR UYARI OLARAK ANLAŞILMALI"

CHP lideri Baykal, ekonomide bir süreden beri yaşanan sıkıntının "dalgalanma" olarak değerlendirilerek yumuşatılmaya çalışıldığını söyledi. Yaşananların bir dalgalanmanın ötesinde olduğunun ortaya çıktığını öne süren Baykal, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir mini kriz söz konusudur. Tam bir kriz değil ama bir uyarı olarak anlaşılması gereken, gidişatın iyi olmadığını gösteren bir mini kriz tablosuyla karşı karşıyayız. Dolar ve Avro'da birden bire yüzde 20'nin üzerinde kur artışı ortaya çıkmıştır. Bunun ineceği beklentisi vardı ama öyle olmadı. Merkez Bankası, bir toplantıyla gerekli tedbir alınacağını açıkladığı halde kur inmedi."

Uygulanan ekonomi politikasının enflasyon hedeflerine göre programlandığına dikkati çeken Baykal, 2006 yılı için enflasyonun yüzde 5 hedeflendiğini ancak Mayıs ayı itibariyle enflasyon oranının yüzde 9.86 olarak açıklandığını vurguladı.

"BUNLAR HAZIR YEDİLER"

Deniz Baykal, bu durumda yüzde 5 enflasyon hedefine göre yapılan programın uygulanabilir olmaktan çıktığını ileri sürerek, yeni bir program ortaya konulması gerektiğini kaydetti. Geride bırakılan dönemin Türkiye'yi kurda tekrar 2003 noktasına taşıdığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hükümet işbaşına geldiği zaman kendinden önce çok ciddi, acı tedbirler alarak ekonomide toparlanmaya yönelmiş olan bir hükümetin mirasını devraldı. Bunların kendi kararlarıyla, cesaretle, bedelini ödeyerek ekonomik sorunları çözmek için attıkları önemli adımlar yok. Bunlar hazır yediler. Geçmiş hükümetin yaptıklarını hazır yediler, dünya ekonomik konjonktürünün meyvalarını derdiler.

Sonunda ne oldu? Baktığınız zaman 130 milyar dolar ek borç, rekor düzeyde işsizlik. Ama birileri meyvayı toplamıştır. Kimdir onlar? Onlar, işsiz gençler, çiftçiler, köylüler, emekliler, esnaf, işçiler ve dürüst namuslu sanayiciler değildir. Türkiye'nin izlediği politikadan dolayı birileri çok kazanmıştır. Türkiye'ye borç para verenler çok kazanmıştır. 'Sıcak para' diye ekonomiye girip karşılığında muazzam kazançları yurt dışına kadar çıkaranlar çok kazanmışlardır."

"GLOBALLEŞME DEĞİL TALAN"

CHP Genel Başkanı Baykal, hükümetin, ekonominin yanılıra siyasi bakımdan da Türkiye'ye bir risk getirdiği gerçeğinin artık herkes tarafından anlaşılmaya başlandığını savundu. Bundan sonra ekonominin istikrara kavuşmasının sadece alınacak bazı ekonomik tedbirlerle sağlanamayacağını ifade eden Baykal, şunları söyledi:

"Bu iktidarın Türkiye için bir siyasi gerilim noktası olmaktan bir an önce çıkması lazımdır. Bu hükümet bir siyasi gerilim noktası olmaktan çıkamazsa, alacağı ekonomik ve mali önlemlerle Türkiye ekonomisinin toparlanması maalesef mümkün olamaz."

Geride bırakılan dönemde "Bir talan ekonomisinin işlemekte olduğunu çok somut olarak ortaya koyan olaylar yaşandığını" savunan Baykal, Tekel'in içki bölümünün satışını örnek gösterdi.

Baykal, 299 milyon dolara satılan Tekel'in içki bölümünün alan şirket tarafından geçtiğimiz günlerde 900 milyon dolara bir yabancı şirkete satıldığını anımsatarak, şöyle dedi:

"Özel sektör 900 milyon dolara bir yabancı şirkete devretti. Biz o zaman 'bunun değeri 700 milyon dolardan aşağı değildir' dedik, ama satışı yapıldı. Şimdi gerçek ortaya çıktı. Bunun hukuki bir sorumluluğu yok mu? Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir özelleştirme olur, hangi ülkesinde böyle bir globalleşme savunması olur. Bu globalleşme falan değil, açıkça talan. Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor. Hafızası bu kadar zayıf mı bu toplumun? Özelleştirmeden kim sorumlu? Bunlar hiç ortada yok. Bunlar halının altına."

"(ÇETE VAR) DEMEK, (HÜKÜMET YOK) DEMEKTİR"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümete 7 maddelik "acil eylem" planı önererek, "Maliye, Milli Eğitim ve İçişleri bakanları ile Başbakanlık Müsteşarı'nın görevden alınmasını, 30 Ağustos'a yönelik kriz planlaması içinde olunmamasını" istedi.

Baykal, Türkiye'nin, Tüpraş'ın yüzde 14.75'lik satışından 750 milyon dolarlık kaybının bulunduğunu belirterek, "Bu hukuksuz satışın sorumluları yok mu? Onay veren, göz yuman, altında imzası bulunan siyasilerin Türkiye'ye vermesi gereken hesap yok mu?" diye sordu.

Nisanda faiz indirimi kararı alındığını, bundan 1.5 ay sonra faiz artışı için olağanüstü toplantı çağrısı yapıldığını anımsatan Baykal, dış ticaretin, ithalatın patladığını ancak önlem alınamadığını savundu.

Para Kurulunun yarın toplanacağını ancak 7 üyesinden 2'sinin belirlenemediğini kaydeden Baykal, Hükümet ile Merkez Bankasının çekişmesi nedeniyle kimin tayin edileceğinin belli olmadığını söyledi.

CHP lideri Baykal, bunun arkasında siyasi sürtüşmenin yattığını, böyle bir ekonomi kaptanıyla, ülkenin çalkantıdan çıkacağına güvenilemeyeceğini belirtti. Baykal, dağınıklık ve belirsizlik nedeniyle, ekonomi politikalarının, siyasi çalkantılara kurban gittiğini öne sürdü.

Sağlık harcamalarında koruyucu hekimliğin payının düştüğüne işaret eden Baykal, "Kemik iliği hastalığında kırık olmadan ilaç yok, kırılmamış kemik, erimeyen kemiktir, önce kır, sonra ilacını al. Kolesterolün 299 ise ilaç yok..." dedi.

"İKTİDARIN ÇEŞMESİNDEN AKIYOR"

Deniz Baykal, çeteleşmenin, kamusal nitelik kazanmaya başladığını, çetelerin, her yerde kendini gösterdiğini ileri sürdü.

Türkiye'de ilk kez, temel güvenlik kurumu olan Silahlı Kuvvetlerin, diğer temel güvenlik kurumunun uygulamalarıyla ilgili kamuoyu önünde açıkça şikayette bulunduğunu kaydeden Baykal, bunların arkasında çok ciddi duygu kırılmaları, birikimlerin olduğunu söyledi.

Baykal, Hükümet sözcüsünün, "kirli, koli basili su içeride akıyor, medyamız bunları değerlendirmesin, kirli sulardan beslenmesin" dediğini belirterek, "Kirli, koli basili su devletin, iktidarın çeşmesinden akıyor. Sizin başka su kaynağınız yok" dedi.

Stalin döneminde, bazı insanların manen ve siyaseten tüketmek için dosyalar hazırlanıp, davalar açıldığını ifade eden Baykal, 7 siyasetçi ve 14 gazetecinin hedef seçilerek, haklarında kampanya yürütüldüğünü savundu.

CHP Genel Başkanı Baykal, "Başbakan'ın 'bu komplodur, içinde Deniz Baykal vardır' dediği ortamda, iftiraların ve saldırıların arkasında iktidarın bulunmadığını mı düşünmemizi istiyorlar?" diye sordu.

"İFTİRA VE ŞANTAJ RESMİ OLARAK YAPILIYOR"

Çetelerin arkasına saklanarak siyaset yapma anlayışının ortaya çıkmaya başladığını öne süren Baykal, şöyle konuştu:

"Çeteye söyletiyor söyleyeceğini, söylettiği de yanlış. Siyaset zaman zaman kirlenir ama Türkiye'nin bu son dönemindeki kadar siyaset kirlenmemiştir. Bugün kirli siyaset dönemini yaşıyoruz. İnsan haklarına, doğruya, gerçeğe, kişi hak ve özgürlüklerine saygı anlamında da çirkin yöntemlerin kullanıldığı, kirli bir siyaset dönemi içinden geçiyoruz. İftira atılıyor, yalan söyleniyor, şantaj yapılıyor. İftira, şantaj resmi olarak yapılıyor, yalan resmi olarak söyleniyor. Resmi şantaj dönemi yaşıyoruz. Şantaj, iftira iktidara geldi. Herkes, her an iftiraya maruz kalabilir. En dürüst insanlar yolsuzluk iddiasına maruz kalacak, kimsenin gıkı çıkmayacak.

Bu gidişi iktidar seyrediyorsa kabul edilemez, iktidar sadece seyretmiyor, yönlendiriyorsa bu hiç kabul edilemez. 'Çete var' demek, 'hükümet yok' demektir. Hükümet, 'çetenin söylediklerine inanmayın' diye tavsiye ediyor. Olur... Çeteyi ortadan kaldır, bunun için de önce çete kullanmaya kalkma.

Dezenformasyon; bunlar hep Stalin dönemi uygulamaları, karanlık rejim tertipleri. Gerçek bir demokrasi, hukuk devletinde, haysiyetli, dürüst bir rejimde bunlara kimse tenezzül etmez. Şimdi ediliyor."

7 MADDELİK ACİL EYLEM PLANI ÖNERİSİ

CHP lideri Baykal, "ülkenin içine sürüklendiği sıkıntıdan kurtulması" için hükümete 7 maddelik "acil eylem planı" önerdi.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in derhal görevden alınmasını isteyen Baykal, "AKP grubunda var olduğunu düşündüğümüz cumhuriyet, Anayasa, hukuk, dürüstlük ile bağdaşık, değerli insanları bulup getiriniz" dedi.

Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın 6. maddesinin tasarıdan çıkartılarak bir an önce yasalaşmasını, cumhurbaşkanını, parlamentoda uzlaşma ile seçmeye hazır olunduğunun ilan edilmesini isteyen Baykal, "gel tezkere gel" der gibi 7 Mayıs tarihinin beklendiğini söyledi.

Baykal, "Ya ülkeyi erken seçime götür, götürmeyeceksen o zaman, nasıl cumhurbaşkanlığı seçimi olacak, çık söyle" diye konuştu.

Deniz Baykal, sözlerini, "Sakın ha 30 Ağustos'a yönelik bir kriz planlaması içinde olmayın. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi gelenekleri, yöntemleri içinde, doğal mekanizması içinde 30 Ağustos'u yaşamasını engellemeye yönelik bir tertibin, tehlikeli krizin hazırlığı ve planlaması içinde sakın olmayın. Olursanız, Türkiye'yi çok karıştırırsınız" diyerek tamamladı.

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi