Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Ali BAYRAMOĞLU alibayramoglu@tnn.net

Yarın, 7 Haziran 2006 günü Türkiye sıkıntı yaşayacağı, sıkıntıyla hatırlayacağı bir duruşmaya daha tanık olacak...

Yazar Perihan Mağden bir yazısındaki fikirlerinden ötürü "halkı askerlikten soğutmak" suçuyla yargılanacak...

Perihan halkı orduya, askerliğe, devlete tepki vermeye çağırmış değil yazısında...

Askerlik yapmak istemeyen, askerlik yapma fikrini reddeden, vicdani retçiler olarak bilinen bir gruba destek verdiği için, daha doğrusu vicdani bir retçiye destek verdiği için yargılanıyor...

Ortada utanç verici bir durum var...

Fikre yasak, talebe yasak...

Vicdani retçiliğin öyküsü özellikle Batı'da, dünyada demokrasi kadar eskidir.

Eline silah almak istemeyenler için birçok Batı ordusu farklı hizmet düzenlemeleri, sivil ve silahsız görevler getirmek zorunda kalmıştır, getirilmiştir.

Orduya sivil hizmeti reddetmek de bugün vicdani retçiliğin önemli bir unsuru haline gelmiştir.

Özetle şiarı şudur vicdani retçinin:

"Anti-militaristim, elime silah almam, askerlik yapmayı, orduya hizmet etmeyi vicdani olarak reddediyorum." Bu, Batı dünyasında sadece bir şiar değil, aynı zamanda bir haktır.

Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerden 44'ü vicdani retçiliği bir hak olarak tanımıştır...

Sadece iki üye ülke bu hakkı reddeder: Türkiye ve Azerbaycan...

Bu da, gerçekten utanç verici bir durumdur...

Perihan'ı yargılayan yasa maddelerinin hala uygulanıyor olması utanç vericidir...

Beteri vicdani ret gerekçesiyle askerlik yapmaya reddeden insanların başına gelenlerdir...

Basına az yansıyor...

Mehmet Tarhan adlı bir genç 2001 yılından beri meşakkat çekerek, ilkelerinden taviz vermeden bir onur mücadelesi veriyor...

2001'de askerlik yapmayı reddettiği için tutuklanıyor. Bir ara formül bulmak istiyor resmi otorite... Tarhan'ı eşcinsel olduğu için bir muayeneye tâbi tuturak askerlikten muaf kılmak istiyor.

Tarhan ise askerliği eşcinsel olduğu için değil, yapmayı arzu etmediği için reddettiğini ifade ederek bu ara formülü reddediyor...

Şu anda acı çekiyor Tarhan...

O ne ilk ne son olacak...

Askerliği bir onur olarak görenlerin varlığı ne denli doğalsa, eline silah almayı istemeyenlerin varlığı da o denli tabiîdir...

Bu ülkenin tüm erkekleri, bizler, asker ruhlu olmak zorunda, asker doğmak zorunda değiliz...

Bu ülkenin bir değerinin, Perihan Mağden'in böyle, bu nedenle yargılanması ayıbı bu ülkenin içine, dışına, ruhuna, imajına bir kara leke olarak düşecektir...

19. yüzyılın Rusya'sı kadar bile olamayacak mıyız biz?

Geri dön

Yazdır

Yukarı