T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 6 HAZİRAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Melikşah UTKU

Süreci engellemek herkesin görevi

Mayıs ayı enflasyon verileri Cuma günü açıklandı. TÜFE'de aylık enflasyon, beklentilerin hayli üzerinde: 1,88. Üretici fiyatlarındaki aylık artış daha da rahatsız edici: 2,77.

Yüksek çıkan enflasyona ilk tepki Cuma akşamı bankalar arası döviz fiyatı kotasyonlarından geldi. Bu ilk tepki, Pazartesi günü piyasalar açılır açılmaz hızla yayıldı. Ancak öğleye doğru toparlama oldu. Borsa 37 bin seviyesine doğru hızlı bir gerileme yaşadıktan sonra 38 binde oturdu, Dolar da 1,6'yı gördükten sonra 1,58 etrafında karar kıldı.

Geçtiğimiz ay yaşanan dalgalanmanın enflasyon verilerine etkisi olacağı tahmin edilmekle birlikte Mayıs enflasyonunun bu kadar yüksek çıkacağını kimse beklemiyordu. Bu çapta fiyat artışları, Merkez Bankası'nın yılsonu hedefini üst banttan dahi olsa tutturmasını hayli zora soktu.

Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekiyor. 2006 yılının enflasyon hedefi, hedefin belirlendiği dönemdeki veriler ışığında dahi oldukça iddialıydı. Bu kanaatimizi o günlerde telaffuz etmiştik. Zira Türkiye'de enflasyon sürecini belirleyen beklentilerin kırılması ve döviz kurlarından enflasyona geçişkenlik gibi unsurlarda önemli bir mesafe alınmışsa da, enflasyonun tek haneli oranlara gerilemesiyle birlikte diğer etkenlerin ön plana çıkmaya başladığı görülmekteydi. Kar marjlarının tampon olarak görev imkânı kalmamış, aşağıya doğru fiyat katılığı belirginleşmeye başlamıştı. Dahası uluslararası konjonktürde ciddi dengesizliklerin olduğuna dair sinyaller de geliyordu. Bu şartlar altında daha yüksek bir hedef, hem topluma açıklanabilir, hem de şimdilerde ekonomi yönetiminin işini kolaylaştırırdı.

Enflasyonda fiyat katılığı ve maliyet unsuru Nisan ayında da kendini göstermişti. Mayıs ayı bu dinamiklerin üzerine iki etkiyi daha ekledi: Döviz kurlarındaki % 15'lik artış ve beklentiler. Döviz kurlarındaki artışın fiyatlara yansıması, normalde daha uzun bir süre alır. Ancak şunu da gayet iyi biliyoruz ki, dalgalanmaların başlamasıyla birlikte birçok şirket ya "bekle, gör" politikası güdüp fiyat açıklamaz olmuş ya da öngörülemeyen riskleri sınırlandıracak ölçüde yüksek fiyatlar ilan etmişti. Sonuç itibariyle Mayıs ayında reel ekonomideki işlem hacminde önemli ölçüde bir daralma yaşandığını tahmin edebiliriz. Her halükarda oluşan fiyat artışlarının kalıcı olup olmadığını öngörmek şimdiden mümkün değil.

Çarşamba günü Para Politikası Kurulu istisnai bir toplantıya çağrılmış durumda. Son gelişmelerin değerlendirileceği toplantıdan somut bir adımın çıkacağı bekleniyor. Bu adım, muhtemelen bir faiz artırımı şeklinde olacak. Merkez Bankası'nın kesinlikle bir adım atması gerekiyor, çünkü beklentilerin bozulması, şu an için hiç de arzu edilmeyecek bir durum ve enflasyonla savaşta bugüne kadar alınan mesafeyi kısa bir sürede kaybettirebilir. Kaldı ki fiyat artışlarının devam etmesi, aslında ekonomiye nefes aldırdığını söylediğimiz kur artışlarını anlamsızlaştıracaktır.

Ancak tek başına faiz arttırımı yeterli olmayacaktır. Merkez Bankası'nın piyasadaki fazla Türk Lirası likiditesini de hızla emmesi gerekiyor. Bu ikili hareket, bir anda artan fiyatlarla birlikte durgunlaşacak olan iç taleple birlikte enflasyonist beklentilerin kırılmasına ön ayak olacaktır.

Bu noktada sürecin derinleşmesini engellemek için ekonomi yönetimi bu iş sadece Merkez Bankası'nın omuzlarına yüklememeli, bizatihi kendisi hem mali piyasalardaki, hem de reel ekonomideki başlıca oyuncularla sürecin atlatılması hususunda mutabakat sağlamalıdır. Şu aşamada TÜSİAD'ın çıkışını çok yanlış buluyor, bu tepkinin art niyetli olmasa da bencil olarak nitelendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye enflasyon canavarını yenmek zorunda. Önümüzdeki zorlu süreçte herkese görev düşüyor.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi