YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Çoğu gitti, azı kaldı

Geçen gün, ülkemizi önemli başkentlerde temsil etmiş, şimdilerde yazılarıyla devlet politikalarına yön veren bir emekli büyükelçiyle sohbet ediyordum. Yakında yaşadığı bir olayın hâlâ etkisi altında olduğunu söyledi: Euro-2000'de Türkiye'nin yarı finale kaldığı maç gecesi, bir yakınlarını ziyaretten dönerken, Taksim civarında karşılaştıkları bir grubun içinde bazısı başörtülü gençkızlar da varmış... Büyükelçi, "Başörtülüler de ellerinde Türk bayrağı taşıyorlardı ve boğazları yırtılırcasına, 'Türkiye, Türkiye' diye bağırıyorlardı" dedi...

Deneyimli bürokrat-yazar, belli ki, 'dindar' insanlar (belki de başını örtecek, sakal bırakacak kadar dindar olanlar) hakkında bir önyargıya sahip; onları başkaları gibi güncel gelişmelerle ilgilenmeyen, ya da ülkeleri için yüreği çarpmayan insanlar sanıyor... Taksim'de gördüğü, zafer coşkusuna kendini kaptırmış, eli bayraklı, ağzı 'Türkiye' sloganlı dindar kızlar görüntüsü zihnindeki o yargıyla çeliştiği için yaşadığı hayreti günler sonra benimle paylaşmadan edemedi.

Türkiye'deki bir çok yanlışlık, insanların birbirini tanımamasından, önyargıların sağduyuya galebe çalmasından kaynaklanıyor...

Bu yıl Anadolu ve fen liseleri için yapılan 'ortaöğretim kurumları sınavı'nda ilk iki sırayı İmam Hatipli kızlar kazandı; bu başarıyla istedikleri lisede okuma hakkına sahipler... Gazeteler, başörtülü İmam Hatip öğrencilerine, "Başınızı açmanız gerekecek, buna râzı mısınız?" diye sorduklarında, "Bizim için önemli olan okumak, gereğini yapacağız" cevabını almışlar... Dün, bu cevaptan etkilenip, "İşte istediğimiz manzara" anlamına gelen yorumlar yapan meslektaşlar çıktı...

Acaba, başarılı olmak için ter döken gençlerin ve boğazlarından kestiklerini çocuklarına sarf eden anne-babaların, 'iyi eğitim' dışında bir amaçları olduğuna mı inanıyordu bu tür değerlendirmeleri yapanlar? Üniversite kapılarından içeriye alınmayan, sonuna kadar getirdikleri okullarını bitiremedikleri için doktor, hemşire, avukat olamayan, diploma alamayan genç kızların başka bir amaçları olduğunu mu sanıyorlar?

Ne kadar da önyargılılar!

Bu önyargı inanılmaz boyutlara varabiliyor. Önceki gün, (31 Temmuz 2000) bir gazetenin İstanbul ekinde, iki farklı haberde aynı konu işleniyordu. İstanbul'un ilçeleri olan Tuzla ve Gaziosmanpaşa'da, belediyeler, yetkilerini kullanarak, iki vakfa arazi tahsisinde bulunmuş... Gazete, Gaziosmanpaşa için "Okul alanına irtica yuvası", Tuzla için de "Tuzla külliyesi yükseliyor" başlıklarını kullanmış... 'İrtica yuvası' ve 'külliye' denilenler Kur'an kursları... Önyargılı yazar, "Devlet her ne kadar 'irticaya karşı savaş' başlattıysa da..." biçiminde cümleler de kurmuş...

İmam Hatipli başarılı kızları yakın tarihte siyasette yaşananlar üzerinden değerlendiriyorlar, Kur'an kursları için de kendilerince olumsuz örnekleri var... 'Dindar' denildiğinde akıllarına gelen de kendilerinin üne kavuşturduğu olumsuz (ve uğursuz) tipler... Her şey kategorik kafalarında; din sevgisiyle Kur'an eğitimi için harekete geçenler de, en iyi eğitimi alma aşkıyla yanıp tutuşan İmam Hatipliler de, at gözlüklülerin tespit ettikleri kategorilerden birine yerleştiriliveriyor...

Bu yılın ortaöğretim sınavının birinci ve ikincisi İkbal ve Hatice de, emekli büyükelçinin Taksim'de gördüğü ellerinde Türk bayrağı, "Türkiye, Türkiye" diye bağıran genç kızlar da, bu toprakların insanları... Şiddeti reddeden, birlik ve beraberlikten yana, çatışmacı olmayan bir kültürden geliyorlar; zulm etmektense mazlum olmayı kabul eden Anadolu kültürü bu... Aksi olsaydı, 20 yıldır süregiden başörtüsü eksenli tartışmalar, tek taraflı ilan edilmiş 'savaş', hep mazlumların başlarına geleni sineye çekmesiyle mi geçerdi?

O kadar iddialı özel ve resmi okul arasında bu yılın birincisi ve ikincisini yetiştirmeyi başaran İmam Hatip Okulları'nın orta bölümleri, at gözlüğü takmış, önyargılı tiplerin ülkeye yaşattıkları paranoya sonucu, bu yıldan itibaren kapılarını eğitime kapatıyorlar... Bu bile Türkiye'de değerlerin altüst olduğunu göstermiyor mu?

Gözleri öpülesi İkbal ile Hatice'nin de katkısıyla yakında herkes gerçeği görecek... Biraz daha gayret...


2 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...