Mazlum-Der Başkan Vekili Ahmet Mercan, memurlarla ilgili kararnameyle Türkiye'nin yeni bir Takrir-i Sükûn dönemine gittiğini söyledi.

Mazlum-Der İstanbul Şubesi Başkan Vekili Avukat Ahmet Mercan, Türkiye'nin insan hakları açısından karanlık bir noktaya doğru gittiğini belirterek, memurlarla ilgili kanun hükmündeki kararnameyle Türkiye'nin yeni bir takrirñi sükun dönemine gittiğini öne sürdü.

Mercan, Başbakan Ecevit'in kararnameyi onaylamasını da "AB fotoğrafından kaçışın ifadesi' şeklinde değerlendirdi.

Konuyla ilgili olarak bir basın toplantısı yapan Mazlum-Der İstanbul Şubesi Başkan Vekili Avukat Ahmet Mercan, "Bu kararname bir oldu bittiye getirilerek akıl almaz şekilde hazırlanmış. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzaladı. Kararnamede bu maddeyle çelişen noktalar var. Sözleşmeyi kabul eden bir Türkiye, bu kararnameyi çıkaramaz. Başbakan Ecevit, AB fotoğrafına tekrar bakmalı. KHK, Başbakan'ın o fotoğraftan kaçtığının ifadesidir" dedi. Kararnamenin çalışma barışını bozacağını, partizanlığa yol açağını ifade eden Mercan, keyfi uygulamalarla pekçok masum memura zarar verilebileceğinin altını çizdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye ayleyhine halen 4 bin civarında davanın olduğunu, bunların çoğunun insan hakları ihlalleriyle ilgili olduğunu hatırlatan Mercan, şöyle devam etti: "Yapılan hesaplara göre bu davalar kaybedilirse, ülkemiz 10 milyar dolar ödeme yapacak.

Bu kararnameyle atılacak memurlar AİHM'ye başvuracaklardır. Orada davayı kazanacakları da muhakkaktır. Türkiye memurların açtıkları davaları da kaybedince, karşısına ödeyemeyeceği oranda rakamlar çıkacaktır."

Takrir-i Sükûn Kanunu nedir?

4 Mart 1925'te yasalaşan Takrir-i Sükûn Kanunu, hükümete "gerici", "isyancı", ve "ülkenin sosyal düzeni ile huzur ve sükûnunu ve güvenlik ve asayişini bozan ya da bozmaya yeltenen" kuruluşlara ve yayınlara müdahale hakkı tanıyordu. Takrir-i Sükûn Kanunu'nun kabulünden sonra hükümet, ayaklanmayla dolaylı ya da dolaysız bağları gerekçe göstererek muhalefete karşı harekete geçti. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı, bu partiyi destekleyen gazetelerle sol eğilimli dergi ve gazeteler kapatıldı. Bütün muhalefet odaklarının sindirilmesiyle tek partili rejim başladı.