Hiç anlamıyorum!

Ne kadar gayret gösterirsem göstereyim, Başbakan'ın çok gerekli bulduğu bu yeni KHK'nın mantığını bir türlü anlayamıyorum!

Bölücü ve irticai faaliyette bulunan devlet memurlarının çalıştıkları kurumdan uzaklaştırılması amacıyla düzenlenen bu KHK'nın Başbakan'ı umduğu sonuca ulaştırabileceğini de hiç zannetmiyorum.

Çünkü bana sorarsanız bu mekanizma bir cezalandırma mekanizması değil, tam tersine bir ödüllendirme mekanizması!..

Müfettişleriniz marifetiyle bölücülük ya da mürtecilik yaptığını tespit ettiğiniz kişileri memuriyet gibi müebbet bir mahkûmiyetten kurtarıp serbest bırakıyorsunuz, olacak iş mi!

25-30 yıl en kötü şartlarda günde sekiz saat çalıştırıp eline de üç otuz para tutuşturduğunuz bu insanlara gidip karınlarını başka yerde doyurmalarına söylüyor ve önlerine yepyeni ufuklar açıyorsunuz!..

Böyle bir cezalandırma mantığı olur mu?

Adamlar şaşkın şaşkın yüzünüze bakıp "Allah razı olsun sizden, bizi bu memuriyet bahtsızlığından kurtardınız. Biz de bir türlü istifa etmeye cesaret edemiyorduk! Allah ne muradınız varsa versin!" demezler mi?

Eğer bölücülük ve mürtecilik gibi kabahatler yapıyorlarsa bırakın ömürlerinin sonuna kadar memur kalsınlar da görsünler hanyayı konyayı!

Yakında müfettişlerinizin önünde "Ben bölücüyüm amirim!", "Gözünü seveyim müfettiş bey, beni de mürteci yaz!" diye bağrışan gönüllülerden uzun uzun kuyruklar oluşursa hiç şaşmayın!

O zaman kendinizi nasıl müşkül bir duruma soktuğunuzu anlarsınız ve fakat geri dönmek için zaman çok geç olur!

Bu durumda, nasıl yaparsınız bilmiyorum ama devleti memursuz bırakmamak için bazı kriterler belirlemeniz ve bu insanları bir şekilde değerlendirmeye tâbi tutmanız kaçınılmaz hale gelir.

Mesela yapılan başvurular arasından 3748595060 sayısını 96857 sayısına en kısa zamanda doğru olarak bölebilen adayları bölücülük yeterliliğine sahip ilan edebilir ve memuriyetten men edebilirsiniz!

Öte yandan düz bir çizgi üzerinde geriye doğru en hızlı yürüyenleri de ayırıp irticai yeterlilik sahibi sayabilirsiniz. Böylece elinizde son derece objektif, oldukça tartışılmaz ve yeterince adil kriterler bulunmuş olur.

Tabii bunları devletin âli menfaatlerine halel gelmesin diye söylüyorum. Yoksa ben bu KHK'ya temelinden karşıyım!

Kanaatimce devletin çarpmayan, bölmeyen, geri gitme hevesine kapılmayan sıradan memurlarını aynı hayat şartlarında yaşamaya icbar ederek cezalandıran, öte yandan birtakım kabahatler işleyen memurlarını âzâdeden bir KHK kabul edilemez.

Bir şey yapılacaksa eğer, bütün masum memurlar derhal memuriyetten âzâdedilmeli, bölücü ve irticai kabahat işleyen memurlar ömür boyu memuriyet cezasına çarptırılmalıdır.

Bu insan haklarına riayet bakımından da daha uygun bir uygulama olur. Çünkü memuriyet mahkumiyetinden kurtulan insanların hayatta bir şansı olabilir. Oysa memurların altı ayda bir yüzde on zam beklemek dışında bir hayallerinin olması bile düpedüz imkansızdır!

Bence Başbakan bu işi bir daha düşünse pek iyi eder!