Türkiye'nin birikimi... | ||
|
'Gâvurlar' istedi diye olmaz!..Meclis "aklama-paklama" işleriyle uğraşırken, MGK "Türkiye'ye yakışan(!)" demokrasi modelinin çerçevesini çizip, bir nevi "kanun hükmünde kararname" ile duyuruverdi. MGK Genel Sekreterliği hazırladığı beş sayfalık raporda, Kopenhag Kriterleri'nin Türkiye gerçeklerine uymadığını ve hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu ilan etti. Sonunda, değişimin de, demokratikleşmenin de esas patronunun MGK olduğu en dramatik bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Artık bundan böyle, nasıl ve ne şekilde değişeceğimize, ne kadar özgürlüğe hakkımız olduğuna MGK'nın askeri ağırlığı karar verecek. Bilindiği gibi, Kopenhag Kriterleri'ne uyum konusu, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan 2001-2005 yılları arasında geçerli olacak "Uzun Vadeli Strateji" ve 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda yer almış ve ilk kez devletin "Avrupa Projesi"ne ilişkin vizyonu Türkiye'yi umutlandırmıştı. Ancak, her dönemde olduğu gibi bu kez de MGK, Türkiye'nin umutlarını hep bir başka bahara ertelemeye hazırlanıyor. MGK Genel Sekreterliği tarafından İhtisas Komisyonları ve Alt Komisyon'a gönderilen "non paper"da, Kopenhag Kriterleri Türkiye'nin "üniter" yapısına tehdit olarak değerlendiriliyor: "Türkiye'nin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularındaki eksikliklerinin dile getirildiği AB raporlarının çoğu ülkemize karşı önyargılı kurumların taraflı ve sübjektif görüşlerine istinaden hazırlanıyor. Bu nedenle Türkiye'nin milli bütünlüğüne, üniter devlet yapısına ve kendine özgü gerçeklerine uymayan aşırı ve haksız AB taleplerinin yerine getirilmesi uygun değil." 28 Şubat'ta başlayan süreç, Helsinki Zirvesi sonrasında daha sofistike bir şekilde, ama devletin bütün alanlarını kuşatarak sürüyor. MGK'nın görev alanının "genişlemesi" süreci, bugünlerde daha bir ivme kazanmış durumda. Açıkçası, değişim politikalarının öne çıktığı bir dönemde değişimin sınırlarının MGK tarafından çizilmesi, AB sürecinde önemli bir talihsizliktir. İşin daha da trajik olanı, MGK'nın AB sürecine müdahil olmasına hiçbir siyasi itirazın gelmemiş olmasıdır. Siyasi partiler susuyor, sivil toplum kuruluşları susuyor, demokratikleşme konusunda kocaman kocaman raporlar hazırlayan TÜSİAD susuyor. Ne yazık ki, ortada tek geçerli olan irade askeri iradedir. Anlaşılan, şimdilik Galatasaray'ın Avrupalılığı ile yetinmek zorunda kalacağız. Çünkü MGK öyle diyor... Herkes Kopenhag'a gitmeye kalkarsa "üniter" devlet yapımız zarar görebilir. Üstelik, bu Kopenhag Kriterleri temelde "gavur icadı". Düşünebiliyor musunuz, MGK'nın yüksek müsaadeleri olmadan her aklına esenin özgürlük ve demokrasi istediği bir ülkeyi. Bu yüzden, siz siz olun "ülke bütünlüğü"nü zedelemeye çalışan Kopenhag Kriterleri'ne kanmayın. Eğer bu ülkeye demokrasi gelecekse, özgürlük gelecekse, uygun bir zamanda ve bir gün mutlaka MGK onu milletimize armağan edecektir. Ülkemizin en güzide kurumu, "Gavurlar" istedi diye bu ülkeye demokrasi getirecek değil herhalde... Devletimizin acelesi yok, Avrupa çok istiyorsa biraz sabretsin!..
mocaktan@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|