YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İktidar/sızlık ve kaos

Mehmet Ali Ağca, Türkiye'ye niçin (ve neden şimdi) postalandı?

Türkiye'nin sözümona Batılılaşması, her bakımdan Batı yörüngesine girmesi için vargüçleriyle çaba gösteren (veya öyle görünen) ülkedeki bir takım güç ve çıkar odakları iş ciddiye binince neden Avrupa Birliği'nin insan hakları, özgürlükleri kriterlerine çekince koyuyorlar?

Soruları çoğaltmakta yarar var: PKK, neden bir anda "şak" diye "bitirildi" ve hemen ardından Hizbullah operasyonları devreye girdirildi? Peki, faili meçhul (sahi, kimler için ve ne kadar meçhul?) siyasi cinayetlerin çözülmesi amacıyla Amerikanvari adlarla adlandırılan ve fiyaskoyla sonuçlanan "Umut" ve "Paraşüt" operasyonlarına niçin ihtiyaç hissedildi?

Bu sorular, şu ya da bu şekillerde de olsa birbiriyle ilintili sorular.

Temizleme değil; aklama operasyonu

Türkiye'de bazı yazarlar ve elitler, PKK'nın artık bitirilmesi gerektiğine karar verilmesinden sonra adeta ışık hızıyla ve televizyondan naklen ardarda gerçekleştirilen Hizbullah, Umut ve Paraşüt gibi adlarla adlandırılan bir dizi operasyonu, "devlette temizlik operasyonları" olarak adlandırıyor; bu ve benzeri operasyonların sonrasında Türkiye'nin düzlüğe çıkacağı, normalleşme sürecine gireceği beklentisi içine giriyorlar.

Bu tür beklentiler, yakın tarih boyunca Türkiye'nin içine sürüklendiği açmazları gözardı ederek geliştirildiği için, gerçekleşme şansı oldukça zayıf beklentiler olmaya mahkum, ne yazık ki.

Yapılan şey, sadece devletin içinde kirli işlere bulaşmış bazı "çete"lerin temizlenmesiyle sınırlı kalacak ve sonuçta sistemin üzerindeki şaibe kaldırılmış ve böylelikle sistem aklanmış olacak. Her şey bundan ibaret. Bundan ötesi, ham hayalden başka bir şey değil.

Peki, daha ötesi neden ham hayalden ibaret?

İktidarın toplumu; toplumun iktidarı

Türkiye'de iktidarın bir toplumu, toplumun da bir iktidarı yok da ondan.

Söylemek istediğim şey şu: Türkiye'deki siyasi, ekonomik ve kültürel iktidar aygıtları, otorite, hegemonya ve meşruiyetlerini toplumdan, toplumsal dinamiklerden almıyor. Türkiye'deki iktidar aygıtlarının meşruiyetleri, kendilerinden menkul.

Öte yandan, toplumun iradesi, talepleri, duyarlıkları, öncelikleri, çıkarları; yüzyılların deneyimi, mücadelesi ve birikimiyle oluşturulan dinamikleri, ülkede hakim olan, hakim kılınmaya çalışılan iktidar aygıtlarına yansımıyor; yansıtılmıyor; yansımasına veya yansıtılmasına izin verilmiyor; izin verilmek de istenmiyor. Toplumun nasıl bir iradeye, duyarlığa, önceliklere ve dinamiklere sahip olması gerektiği de elitler tarafından belirleniyor!

Türkiye'de toplumun iradesinin iktidar aygıtlarına yansımasını veya yansıtılmasını mümkün kılacak enstrümanlar, kurumlar mevcut; ama bu enstrümanlar ve kurumlar, şu an fena halde etkisiz, işlevsiz ve işleyemeyez (yani iktidarsız) hale getirilmiş durumda.

Ortaya çıkan sonuç şu: Toplum, iktidarsız. Toplumun iktidarsızlaştırılması gibi son derece tehlikeli, anormal bir süreç hem de son derece sofistike şekiller alarak hükmünü icra ediyor.

Öte yandan, iktidarsızlık fenomeni, sadece toplumun iktidarsızlığı biçiminde tezahür etmiyor. Şu an ülkede iktidar aygıtları da aslında iktidarsızlık illetiyle malul: İktidar aygıtları, meşruiyet, hegemonya ve otorite kaynaklarını toplumsal dinamiklerden almadığı için bir iktidarsılık krizi yaşıyor; içerde ve dışarda ülke yararına olacak hiçbir şeyi gerçekleştirmeye muktedir olamıyor.

İktidarsızlaştırma kıskacı: İki uçlu bir bıçak

Sonuçta, toplumun iradesini yansıtmasına imkan tanımayan bir iktidarsızlıkla malul olması; iktidar aygıtlarınınsa toplumun iradesini olumsuzlayan, yoksayan bir mekanizmayla hükmünü icra etmeye çalışması, ülkede hemen her alanda içinden çıkılması zor ve nereden zuhur ettiği "bilinmeyen" büyük kaoslar, yapay çatışmalar ve kavgalar yaşanmasına yol açıyor.

Türkiye'de gerçekten kirli ve karanlık işlere, ilişkilere son verilmesini mümkün kılacak geniş kapsamlı bir temizlik/temizlenme harekatının başlatılabilmesi için, iki uçlu bıçak gibi işleyen iktidarsızlık sorununun farkına varılması ve bu sorunun çözümlenebilmesinin yollarının dürüstçe araştırılması gerekiyor.

Aksi takdirde, meşruiyetini toplumsal dinamiklerden almayan iktidar aygıtlarının toplumsal dinamikleri; iradesi, duyarlıkları, öncelikleri sürgit olumsuzlanan toplumunsa iktidar aygıtlarını örtük veya açık şekillerde karşılıklı olarak iktidarsızlaştırmalarının, dolayısıyla ülkenin beklenmedik zamanlarda beklenmedik iç ve dış operasyonlarla bir kaostan diğerine sürüklenmesinin önünü alabilmek son derece zor olacaktır.


19 Haziran 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf KAPLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...