YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ya yolsuzluğun diğer ayakları?

Banka soygunlarının ortaya çıkmasıyla gerçekleşeceği ümidine kapıldığımız "temiz toplum ideali"ne ulaşabilmek için bu soygunların diğer ayaklarının da ortaya çıkması gerekir. Siyaset ve bürokrasi ayaklarından bahsediyorum. Hepimiz biliyoruz ki bu soygunlar sadece işbilir işadamları ve medya patronları tarafından yapılmadı, yapılamaz da... Ortada bu çapta bir soygun varsa -tabirimi maruz görün- bunu tek bir gruba yedirmezler. Bir diğer ifadeyle karar odaklarının başında bulunan siyasilerin haberi ve payları olmadan, sistemin işleyişini yakından bilen bürokratların rızaları -bir şekilde- alınmadan bu çapta bir soygun gerçekleşemez. Şimdi bütün mesele bu yolsuzluğun bütün ayaklarıyla ortaya çıkıp çıkmayacağı, bütün sorumluların hesap verip vermeyecekleri...

Konunun siyaset ayağı şuradan da belli ki bu soygunların olduğu aylardan beri bilindiği, bir kısmı gazete sütunlarına yansıdığı halde üzerlerine gidilebilmesi ancak Cumhurbaşkanlığı değişikliğinden ve Sayın Ahmet Necdet Sezer'in bu makama gelmesinden sonra mümkün olabildi. Yolsuzluklara ve banka soygunlarına isimleri karışanların, üst düzey siyasetçilerin akraba ve yakınları olmaları da her halde tesadüf değil. Etibank'a el konulmasından sadece birkaç saat önce yönetim kurulu üyeliğinden istifa eden Güneş Taner'in geçmişte ekonomide ve özelleştirmelerde oynadığı rol dikkat çekici. Ya Cavit Çağlar'ın bir dönem üstlendiği kritik bakanlık her halde kendisine yanlışlıkla verilmiş değildi. Bu ilişkiler bütünüyle ortaya çıkmadan ve sorumlular hesap vermeden "temiz toplum ideali"ne nasıl ulaşacağız?

Aslında Türk siyasetinin tıkanmışlığının ve kendini yenileyemesinin ardında da belli siyasi görevlerde bulunanların bundan sağladıkları yüksek çıkar gelmektedir. Bu çıkar bazan devlet imkanlarının hortumlanması veya buna göz yumulmasıyla, bazan da belli bir ideal uğruna partilere akan bağışların iç edilmesiyle sağlanıyor. Dolayısıyla siyasette ön plana geçmenin getirisi fazla olduğu gibi, tasfiye edilmenin veya ayrılmanın götürüsü de çok fazla oluyor. Çeşitli partilerde zaman zaman yaşanan kavgalara biraz da bu açıdan bakmak gerekir. Acı olanı bu çarka şimdiye kadar hiç dokunulmamış olması. Türkiye'ye demokrasinin gelmemesinde en önemli etkenlerden biri olan parti içi demokrasi yokluğu da bu olguyla ilgili. Uğruna mücadele edilen ganimet çok yüklü.

Bu yolsuzlukların bürokrasi ayağı da yabana atılacak türden değil. Ekonomik şeffaflığın esas olduğu bir alanda bu talanlarının üst bürokrasinin gözünden kaçması mümkün mü? İçi boşaltılan bankaların yönetim kurullarında çoğu kere emekli bir generalin yer alması bu soygunlara paratöner görevi görmesi için değilse niçin? Hangi ekonomi bilgileriyle banka yönetimine katkıda bulundular? Şimdi bu emekli asker bürokratlardan hesap sorulmayacak, "pardon yanlışlık yaptık, ısrarlara dayanamadık" demeleriyle sorumluluktan kurtulacaklar mı?

Hasılı soygunun sadece ön plandaki aktörlerini yakalamakla iş bitmiyor. Senaristinden rejisörüne, ışıkcısından prodüktörüne bu oyunu sahneleyenleri bütünüyle hesaba çekmeden temiz toplum idealine ulaşmak mümkün değil. Sizin anlayacağınız uzun ince bir yolun başındayız henüz...


3 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...