YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Durumdan vazife de çıkar, yolsuzluk da..

Zaman amma da hızlandı.. Pislikler çok kısa sürede açığa çıkıyor.. Hesaplar, bir takvim mesafesinde görülüyor..

1997'nin eylül ayını hatırlıyorum..

"28 Şubat"tan altı ay geçmişti. Yıllardır yazdığım "Sabah" gazetesinde, yazılarımın kesildiğini tebliğ ettiler..

Dinç Bilgin'i, Zafer Mutlu'yu aradım, olayın nedenini sormak için..

-Yata binip, hepsi birden Malta Adası'na gitti, dediler..

Aynı gün eşim Canan Barlas'ın yazısını da, "Yeni Yüzyıl"da kesmişler..

Bir nevi "soyadı-kırımı"ydı bu..

Ertesi gece, Ahmet Tezcan'ın programına katıldık Kanal-7'de.. Orada düşüncelerimi söyledim..

-Sabah'ın sahibi ve yöneticileri, iktidardan birşeyler almak için, bizi susturdular.. Ama her askeri geçiş dönemi sonunda, bazı medya patronları yok olur, dedim..

Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu, gerçekten çok şeyler aldılar "Mesut Yılmaz iktidarı"ndan ve "28 Şubat rejimi"nden.. Kamu bankalarından kredi aldılar, Etibank'ı aldılar..

Bugün "Bizim patron iyi adamdır.. Bankacılığa istemeden girdi" diye yazanlar, o dönemde çıt çıkarmadı..

"Medya Gökdelenleri"nin iktidar ve kamu parası pazarlıklarının tapınağı olmasını, bütün şövalyeler doğal karşıladı.

Ve iş tırmandırıldı..

Nazlı Ilıcak'ın açıkladığı belgeyle de görüldü ki, "emirle", Cengiz Çandar'ı ve Mehmet Ali Birand'ı da, "Sabah"ın manşetinden hedef gösterdiler. Mehmet Ali Birand'ın yazılarını da kestiler..

Can Ataklı, o dönem "Sabah"ın haberlerinin nasıl yönlendirildiğini, çeşitli yayın organlarında açıkladı..

"Derin devlet"in bir kesiminin, "28 Şubat cuntası"nın ve bunların "görevlendirilmiş ajanları"nın amaçlarını biliyoruz..

Ben, yıllardır bana yöneltilmiş yıpratma kampanyasında rol alan "sözde gazeteci-ajan"ların, hangi nedenle bu davranışta bulunduklarını da biliyorum..

Bu kampanya, rahmetli Özal'ın ekonomik politikalarını ve dünyaya açılma stratejisini açık biçimde desteklediğim günlerde başladı..

"Durumdan vazife çıkartanlar" ve "ajanlar" için sade Özal değil, Özal'la ilgili herşey yok edilmeliydi, yıpratılmalıydı..

Ama onlar "durumdan vazife" çıkartırken, bazıları da durumdan "hırsızlık", "soygunculuk", devlet malını "hortumlama" ve "banka boşaltma" çıkarttılar..

Bana ve benim gibi düşünen gazetecilere karşı yıpratma kampanyaları açan tetikçiler, o rezillikler karşısında sustular.

İnter-Bank boşaltılırken, Egebank hortumlanırken, Etibank'ın içi dışına boşaltılırken sustukları gibi sustular.

Aklınız alıyor mu? Cavit Çağlar'ın borçlu olduğu kamu bankaları, Demirel tarafından bakan yapılan Cavit Çağlar'a bağlandı. Çağlar'ın borçları "ödeme planı"na bağlandı..

Bugün, kamu bankaları Dinç Bilgin'e, Bankacılık Kurulu da Zafer Mutlu'ya bağlansa, ne dersiniz?

Ama görevli ajanlar, bütün bu olayları seyrettiler.. Sustular ve maaşa bağlandılar.

"Enteller"e, "liboş"lara, "numaralı cumhuriyetçiler"e çatmayı, "namusluluk" gibi sundular..

Basın patronları bankacı olup, bir de devletin teşviklerini, kredilerini, özelleştirmelerini, imtiyazlarını alırken yine sustular ve gözlerini kapattılar.

Özal'ın ölümünden 10 yıl sonra, hâlâ herşeyden Özal'ı sorumlu tutup, "Süleyman Demirel harika adam" diye kampanyalar açtılar..

Ama zaman çok hızlandı..

"Barlas" adını yok etmek operasyonu ertesinde yatlarına binip Malta Adası'na kaçan Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu, şimdi "Etibank Olayı"nın kahramanları..

O yat da, beni susturmak karşılığında aldıkları krediler ve banka da, başlarının belası şimdi.

Cengiz Çandar'ın da, Mehmet Ali Birand'ın da başı dik..

Ve bu pis oyunda rol alan veya alkış tutup, pastadan pay almak isteyenler, geceleri rahat uyuyamıyor..

-Ya yarın yeni bir belge çıkarsa?

-Ya uyandığımda, herkes herşeyi biliyor olursa?

Kıssadan hisse..

En doğru davranış, adam gibi adam olmaktır.. "Üstünlerin hukuku"nu, "hukukun üstünlüğü" sonunda yener.

ŞAKA

Şövalyeler ve tapınakları..

Tantan'ın şifrelerini çözmek için, tüm medya uğraşıyor.. Şimdi de gündemde "Tapınak Şövalyeleri" var..

Açık söylese olmaz mı?

-İnter-Bank şövalyeleri..

-Etibank şövalyeleri..

-Egebank şövalyeleri..

Böyle, açık ve seçik anlasak olayları..

Peki bu şövalyelerin "tapınak"ları nerede?

Tabiî ki "Ankara"da..

GEÇMİŞ OLSUN

Dinç Bilgin de yazar oldu!..

Bravo vallahi!.. Dinç Bilgin, sonunda "yazar" da olmuş.. Demek "yazarlık", "bankerlik"ten daha fazla tercih edilir bir meslek..

Ne diyor "Sabah"ın yeni yazarı?

-Ekonomik gücüm de, ahlak anlayışım da, Etibank'a ve diğer bankalara olan borçlarımı ödememi emrediyor!..

Adama sorarlar..

-Madem ekonomik gücün vardı, neden girdin bu işlere?

Ne diyor "Sabah"ın yeni yazarı?

-Bir kısmı rekabet hınçlarıyla, bir kısmı da ideolojik düşmanlıklarla pusuya yatanlara fırsat vermeyeceğim!..

A Dinç Bilgin..

Madem "rekabet" kavramını biliyordun.. Neden rakiplerinle anlaşıp, medyadaki rekabet ortamını yok ettin? "Akşam"ı batıran, "Star"ı batırmak isteyen kartel uygulaması, ayıp değil miydi?

"İdeolojik düşmanlık" meselesine gelince..

Senin ideolojin ne, siyasi inancın ne?..

Özal'ı mı, Demirel'i mi, Ecevit'i mi, Mesut Yılmaz'ı mı, Yalım Erez'i mi kendine daha uygun görüyorsun?

Yoksa sadece "iktidar" mı, ideolojini belirliyor?

Bırak yazarlık hevesini.. Sen bir bankersin!..

Yazar olan, yazarlarını susturmaz..

Basın patronluğunu da, Turgay Ciner'e bırak!..


3 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...