Kuyruklu a

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi değerli arkadaşımız Doç. Dr. Fethi Gedikli, "@" ile ilgili yazıdan sonra, görüşlerini bildirdi. Satır satır paylaşıyoruz.

"Sevgili arkadaşım, hergün zevkle okuduğum Yeni Şafak'taki Şekerlik köşenizde internetin sembolü haline gelen @ işaretinin ortaya çıkışına yer verdiniz. Bu vesileyle bu işaretin ismi konusundaki teklifimi, okuyucularınızla paylaşırsınız umuduyla, size sunmak istedim.

Bugün bu işaret, İngilizce'de "içinde" anlamına gelen bir edatın kısaltılmışı olarak "et" diye telaffuz ediliyor. Halbuki bu söyleyiş bizim dilimizin mantığına uygun düşmüyor.

Aslında sıradan bir küçük "a" harfinden sadece kuyruklu olmasıyla ayrılan bu işareti, internetin sembolü gibi düşünüp "kuyruklu a" diye adlandırsak isabetli olmaz mı?

Bu suretle hem biz e-posta adreslerimizi söylerken bu işareti nasıl ifade edeceğimiz sıkıntısından kurtulmuş oluruz, hem de dilimiz yeni bir kavram kazanır."

Ne dersiniz, güzel bir teklif değil mi?

Kabul edenler, etmeyenler...

Edilmiştir (herhalde).

İki reklam

İki reklam sloganına dikkatinizi çekmek istiyorum. Görmüş, duymuşsunuzdur; kısacası rastlamış olmalısınız.

Birincisi, Koçbank'ın reklamından. "İnsan ne oldum değil, ne zaman emekli olacağım demeli."

Bu sözü duyunca, aklıma şişman ve fötr şapkalı bir adam geliyor. Hani "emekliliği" bir türlü kabul etmeyen...

O reklam ne zaman çıksa, gülesim geliyor.

Diğeri de bir lastik reklamı. Yanlış hatırlamıyorsam Prelli'ydi.

Arizona dolaylarından derlenen bir sürü oto lastiği, arazide kendi kendine yuvarlanmaya başlıyor ve hepsi kaybolup giderken, ancak birisi tepede duruyor, zınk diye.

Sonra da reklamın bomba gibi sloganına sıra geliyor: "Kontrolsüz güç, güç değildir."

Bunun çağrışımları ise çok daha fazla; politik-apolitik...

TİLKİ

Tilkiye sormuşlar, "Tavuk yer misin?.."

Tilki gülmüş; "Yine e-mail ile sipariş verip, karşıma sanal bir tavuk çıkaracaksanız, külahları değişiriz, ona göre!.."

Hoş bir "e-mail" hikâyesi

İşsizin biri, temizlik işleri için Microsoft'a başvurur. İnsan Kaynakları, bir öngörüşmenin ardından test uygular. Yani yerleri temizletir. Sonra da "İşe alındın, e-mail adresini ver, sana başvuru formunu gönderelim, aynı zamanda, işe başlayacağın günü bildiririm" derler.

Adam çaresiz, bilgisayarının, ve dolayısı ile e-mail adresinin olmadığını söyler.

İnsan Kaynakları'ndan, onun adına üzüldüklerini, fakat e-mail'i yoksa, kendisinin de varolmadığını ve işe aliınamayacağını söylerler.

Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebindeki 10 dolar ile çıkar. Bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı dolaşarak, 2 saat içinde sermayesini ikiye katlar.

İşi birkaç kez daha tekrar eder ve akşam eve döndüğünde 60 doları vardır. Bu şekilde yaşayabileceğine karar verir. Sabahları erkenden evinden çıkar ve akşam geç saatlere kadar çalışır. Her gün parasını üçe, dörde katlar.

Az bir zaman sonra, bir el arabası alır, bunu bir kamyonla değiştirir ve bir süre sonra artık, birçok araçtan oluşan bir nakliye şirketi sahibidir. Beş sene geçer, adamımız Birleşik Devletler'in en büyük gıda nakliye şirketlerinden birinin sahibi olmuştur.

Artık ailesini ve geleceğini düşünme vaktidir. Bir hayat sigortası yaptırmaya karar verir.

Bir sigorta şirketini arar, kendine uygun bir plan seçer ve konuşma biterken, sigortacı, teklifi gönderebilmek için adamın e-mail adresini ister. Adam e-mail'inin olmadığını söyler. "Şaşırtıcı" der sigortacı, "e-mail'iniz yok ve bu hanedanlığı kurabildiniz... Düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı..."

Adam zaten hiç unutmamıştır. Şu cevabı verir sigortacıya:

- Microsoft'ta temizlikçi olurdum!

Bu hikayeden alınacak dersler:

1- İnternet, hayatının çözümü değildir.

2- Eğer Microsoft'ta temizlikçi olmak istiyorsanız e-mail adresi edinin.

3- Eğer e-mail'iniz yoksa ve çok çalışıyorsanız, zengin olabilirsiniz.

4- Eğer bu hikâyeyi e-mail vasıtası ile aldıysanız, temizlikçi olma şansınız, milyoner olma şansınızdan daha fazla. (Bu hikâyeyi bize e-maille gönderen Yusuf Adıgüzel'e yine teşekkür borçluyuz.)

---

---

« Geri Dön