Evrim kilitlenmesi...

Liderler 'aklanmaya' devam ediyor. 'Yüce Divan' merkezli tartışmalar 'müsamereye' dönüşüyor. Bu çerçevede en ilginç tecrübeyi ise MHP yaşıyor...

'Siyasal genetiği' itibariyle tipik bir 'klan partisi' olan MHP'nin iktidar olduktan sonra kristalleşen karakteri üzerinde çokça durmak gerekiyor. Devlet erkinin siyasal erki kuşatma altında tuttuğu bir ortamda, siyaset adına siyasetsizleşmenin inşa edildiği bir aralıkta ortaya çıkan yükselme eğrisiyle MHP, daralan siyaset alanının muhafızı olarak pozisyonunu korumaya devam ediyor. Siyasetsizleşme ile MHP'nin pozisyon tutuşu arasında bizzat MHP kurmaylarının iradesiyle birebir ilişki kurulmuş durumda. Bu ilişki öylesine sıkı rabıtalı bir ilişki ki, 'normalleşme' ile tamamen ters bir yönde gelişiyor. 'Normalleşme'den anlaşılması gereken 'siyasal erk'in işlemesi ve siyasal üretim kanallarının açılmasıdır. MHP'nin siyasal erki devlet erki adına markaj altına almasından ve siyasal üretim kanallarını 'istikrar' adına tıkama çabasından çıkan sonuç, MHP'nin pozisyonunu korumasının 'normalleşme' ile zıt bir iradeye sahip olduğudur.

Bu aralıkta MHP geleceğini 'klan partisi' olmaktan uzaklaşıp, 'katman partisi' olmaya ilerlemekle tanımlıyor görünmektedir. Kimi 'komplo müellifleri' kısa bir zaman önce 28 Şubat'ın yeni bir aşaması olarak ANAP ve DYP yerine merkez sağa MHP'nin ikame edilmesinin sözkonusu olduğunu dillendiriyorlardı. 28 Şubat iradesi ilk belirdiği günden beri 'merkez sağı yeniden dizayn etme' projelerinin sıkça konuşulmasından dolayı bu söylentiler de sıradan sayılıyordu. MHP'nin son tutumları ise herkesin sıradan saydığını sıradan saymadığını ve bunu, önündeki acil gündem olarak değerlendirdiğini gösteren bir çerçeveye oturuverdi birdenbire. Dar alan siyasetleri ile ANAP ve DYP'yi yıpratarak aradan 'sıyrılma' taktiği izler görünüyor MHP. Özünde siyasetin daha çok kilitlenmesine yönelen bu taktik, siyasal üretim kanallarını tıkamaya öylesine abanıyor ki, Mesut Yılmaz'a bile siyaseti yeniden keşfettirecek kadar bir tazyik yaratıyor...

Bütün bunları yaparak 'klan siyaseti' yerine 'katman siyaseti'ni ikame edebileceğini düşünüyor gözüküyor MHP kurmayları. Fakat ait oldukları 'siyasal genetik' gereği, 'öteki'ni olumsuzlamadan kendilerini olumlayamıyorlar. Merkez sağı yıpratarak o pozisyonu tutabileceklerini düşünüyorlar. 'Katman siyaseti'nin görece temsilcileri olan ANAP ve DYP'yi hırpalayarak 'klan siyaseti'nden kendiliğinden uzaklaşmayı ve yeni bir siyasete kavuşmayı kolluyorlar. Yakın dönemde RP-FP çizgisinin 'Demokrat Parti'nin devamıyız' diyerek ama bunun içinde hiçbir şey koymayarak düştükleri 'siyasal off-side'a dört nala koşuyor MHP'liler.

Yılmaz ve Çiller'le ilgili gelişen 'Yüce Divan' merkezli olaylardaki tutumuyla dar alanda kotarmaya çalıştığı siyaseti açıkça ortaya koydu MHP. ANAP ve DYP'yi yıpratarak 'katman siyaseti'nin tek adresi olarak kalmayı umdu ve ardından FP'nin kapatılmasını kollayarak önüne gelecek bir erken seçimle de milletvekili düzeyinde 'tazelenmeyi' planladı. Fakat kendine şu anki pozisyonu sunan 'irade'nin, Yılmaz'a dönük hamlelerin hükümetin bozulması düzeyine çıkarılmasına müsade etmeyeceğini çabuk unuttuğundan planları elinde kaldı. Bu yüzden de 'klan siyaseti' ile 'katman siyaseti' arasındaki flu bölgede 'evrim kilitlenmesi'ne uğradı. Ecevit'in 'ne yaptığını anlayamıyorum' dediği MHP bunu yapmaya çalışıyordu işte...

Gelinen noktada Çiller'e ve Yılmaz'a karşı hamlelerini sürdürecek MHP, fakat bu hamlelerin hükümet meselesiyle ilgili olmadığını hassasiyetle belirtmeye de devam edecek...