Karamürsel fırtınası

Er Meydanlarının karayağız, güçlü, teknik ve centilmen pehlivanı Ahmet Taşçı, 1924'ten bu yana, son 76 yıl içinde Kırkpınar'da 9 kez birincilik kürsülerine çıkarak Tekirdağlı Hüseyin Alkaya'nın rekorunu kıran sporcu oldu.

Bekir Seçim, Gökhan Arıcı, Cengiz Elbeye, Vedat Ergin ve en nihayet finalde de Cino Mehmet (Yılmaz)'ı alteden Taşçı, spor yaşantısı boyunca gençlere örnek oldu. Karamürselli bu büyük yağlı güreş ustası, önümüzdeki yıl da Başpehlivanlığı kazandığı takdirde 3. kez Altın Kemer alacak. Bu tür mücadele dalında kozları paylaşabilmek kolay değil. Ahmet Taşçı, zor'u başardı. Bugüne kadar ulaştığı başarılarla yağlı güreşin efsane isimleri arasına girdi, artık Kel Aliço (27), Adalı Halil (18) ve Kavasoğlu Koca İbrahim'le (10) birlikte adı anılacak. Kel Aliço, (Hace-i evvel - Başöğretmen) Ahmet Rasim'den öğrendiğimize göre, hem iyi bir güreşçi hem de benzeri görülmemiş bir kabadayıydı. Mağlup edilememiş olmasında 27 defa Başpehlivanlığa ulaşmasında kabadayılığının da payı var. O'nun çırağı Adalı Halil de tıpkı ustası gibiydi, böylece Adalı da 58 yaşına kadar Er Meydanları'nda kolbağlarken 18 defa Başpehlivan oldu.

639. Tarihi Kırkpınar'ın Ağası Emin Doğansoy, iri yapısı, ağırbaşlılığı, ölçülü davranışlarıyla tam bir Ağa'ydı. 12 Temmuz'da Ağalığı aldı, 17 Ağustos gecesi meydana gelen depremde pekçok şey kaybetti, felaketler diyarı Karamürsel'de bir dilim ekmeğe muhtaç depremzedelerin acı çığlıkları arasında "verdiği sözü-attığı imzayı" unutmadı. Ödemedeki birkaç günlük gecikme yüzünden O'na "Züğürt Ağa" benzetmesini yakıştıranlar doğrusu pek kırıcı davrandılar. Emin Doğansoy, Ağalığı tam anlamıyla yerine getirdi. Karamürselli Ağa'nın yanında Karamürselli sporcular da bu yılki Kırkpınar'ın yıldızlarıydı. Baş'ta birincilik, ikincilik ve Başaltı birinciliğini Karamürsel'e taşıyanlar, bu önemli başarıda liderlik vasfıyla öncülük yapan Ahmet Taşçı'nın oynadığı rolü unutamıyacaklar. Genç Vedat Ergin, Şükrü Kazan, Nizamettin Akbaş, "kellesi kesilecek olsa" yine de "şike" yapmayan İrfan Şen'le Kenan Şimşek, attıkları güreşlerle Er Meydanı'nda kolay unutulamıyacak "iz"ler bıraktılar. İrfan Şen, Cino Mehmed'i yendi ama hakkını alamadı. Bunda "kasıt" aramaktan önce sıcağı, yorgunluğu, bütün gün ayakta durarak maç yönetme zorluğunu da düşünmek gerekir. Federasyon, Başpehlivanlık mücadelelerini video-band'a aldırıp, gözaçıp kapayıncaya kadar "oldu-bitti"ye getirilen bu tür münakaşalı kapışmaları tıpkı minder maçlarında olduğu gibi sonradan izleyip yanlışları düzeltme yolunu kurallaştırmak zorunda. Görünen o ki, "üç kuruşluk gelir için" Kırkpınar'ı sadece tek bir tv kanalına havale etmek de bu sporun tanıtımı açısından yarar değil, zarar getiriyor. Taşçı'yı yeniden kutluyoruz.