YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Halkın eğilimleri

Bir dostum uyarmasa kaçıracaktım: Çok satan gazetelerden biri, Meclis henüz çalışırken, İnternet'teki sitesinde bir okur anketi düzenlemiş; siteye uğrayıp anketi cevaplandıran okurların yüzde 67'si "Mesut YılmazYüce Divan'a gitmeli" derken, yalnızca yüzde 17'si "Tansu Çiller Yüce Divan'a gitmeli" kanaatini bildirmiş... Kendim girdiğimde, anketten Mesut Yılmaz'la ilgili bölüm -herhalde hoşa gitmediği için- çıkartılmıştı...

ANAR'ın (0312 - 4423670) her ay düzenleyip sonuçlarını sıcağı sıcağına açıkladığı ankette de benzer bir durum var. Yüzyüze konuşularak görüşleri alınan deneklerinin büyük bir bölümü (yüzde 58) "TBMM'nin Yılmaz'ın Yüce Divan'da yargılanmasına gerek olmadığına ilişkin kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Olumsuz değerlendiriyorum" demiş, açıkça... "Olumlu buluyorum" diyenlerin oranı yalnızca yüzde 29.2... Siyasiler pek farkında değil, ama kamuoyu Yüce Divan konusunda fena halde aldatıldığını hissediyor...

Bu hissin sağlamasını ANAR anketinin başka sorularında buluyoruz. "Bugün seçim olması halinde hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna, "Oyum ANAP'a" diyenlerin oranı 7.8'de kalmış... (Diğer partilerin sıralanması şöyle: DSP 15.9, MHP 14.3, FP 12.8, DYP 7.2, CHP 6.7, HADEP 3.2, BBP 1.8, kararsız 16.3...) Bu sıralamanın mevcut durumda seçmenin nabzını doğru yansıttığına ben de inanıyorum...

Acaba mevcut durum değişirse, yeni siyasi aktörler ortaya çıkarsa ne olur? ANAR'ın geçen ay (mayıs sonu) itibariyle yaptığı anketin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmadığı bir bölümünde, bu sorunun FP ile ilgili bölümünün cevabı vardı. Ankete katılıp oyunu FP dışındaki partilere kullanacağını veya kararsız olduğunu söyleyenlerin yüzde 12 kadarı, "Abdullah Gül'ün lider olması halinde oyum FP'ye" cevabını vermişler... Böyle bir durumda, FP'nin oylarında yaklaşık yüzde 7'lik bir artış meydana gelecek ve oy tablosu radikal biçimde değişecek demektir...

Geçen gün ziyaretime gelen bir Fransız araştırmacı, Türkiye'deki sosyal dengelerle ilgili bir dizi soru yöneltti. Cevaplarımda kesin rakam kullandığımı görünce meraki gâlip gelip nasıl bu kadar emin göründüğümü sordu. Cevabım basitti: "ANAR'ın ve TESEV gibi bazı vakıfların araştırmaları sayesinde"... Gerçekten de, Türk halkının eğilimlerini hassas bir biçimde ölçmeyi sıkı sosyal araştırmalara borçluyuz... Gerçekleri saptırma, rakamlarla oynama derdi bulunmayan, sahici anketler düzenleyip sonuçları çarpıtmadan sergileyen kuruluşlar gerçeklere daha kolay varmamızı sağlıyorlar...

Alın size güncel önemi bulunan bir soru: "Halk Avrupa Birliği konusunda ne düşünüyor?" Bu soru, bazı çevreler, 200 yıl önce kendilerine benzer aydınların başlattığı 'Batıcılık' akımının son durağı olması gereken AB'ye üyelik konusunda şimdilerde tereddüt geçirdikleri için özel önem taşıyor. 'Kopenhag kriterleri' denildiğinde tüyleri diken diken olanlar var; fırsatını bulsalar kendi başlattıkları süreçten yüzgeri edecekler... Oysa, bu soruya muhatap olan insanlarımız, bugüne kadar yapılan anketlerin gösterdiğinden de daha büyük oranda (yüzde 78.5) "Türkiye'nin AB'ye üye olmasını istiyorum" cevabını vermiş... "İstemiyorum" diyenlerin oranı sadece yüzde 12.7...

AB üyeliğini serbestçe Avrupa'ya gidip işçilik yapmak için istemiyor halk; ("Oh, ne güzel, Avrupa'ya gider çalışırım" diye üyeliği isteyenlerin oranı yüzde 3.5), daha çok "Ülkem müreffeh hale gelecek" (31) ve "Hayat standardım yükselecek" diye (26.6) AB üyeliği peşinde; bir de insan hakları iyileşecek görüşüyle (3.9) üyeliği önemsiyor...

Yüce Divan krizi sırasında en çok "Hükümet bozulur mu?" sorusuna muhatap oldum. Hiç tereddütsüz "Hayır" cevabını verdim bu soruya. Hükümeti oluşturan partiler arasında acayip bir tutkalın yapıştırıcılık görevini yaptığına inanıyorum. Ancak bir nokta daha var: bu hükümetin ömrünün kısa sürede bitmesini halk da istemiyor; vaadlerini yerine getirmesini bekliyor... Enflasyonu yıl sonunda yüzde 25'in altına indireceğine inanmasa bile...

İşte size hükümetin istikbaliyle ilgili halkın beklentisini açığa vuran anket sorusu: "Hükümet devam etmemeli" diyenler: 34.1; "Hükümet bu haliyle devam etmeli" diyenler: 56.7... Hem de, koalisyonu oluşturan seçmenler bile Ecevit Hükümeti'nin performansını yeterli bulmadığı, 10 üzerinden 5.58 puan verdiği halde... Hükümetler halkı iyice bezdirip "Gitsin artık" noktasına getirmeden kolay kolay yıkılmazlar, üçlü koalisyon o noktadan uzakta bugün...

Siyasi istikrarı önemsiyor halk, yoksa hükümeti pek başarılı bulmuyor... Halkın yarıya yakını hükümetin ekonomik politikaları yüzünden kendi hayat standardının değişmediğini (41.7), bir o kadarı da (41.2) gerilediğini söylüyor; "Sağolsun hükümet, sayesinde ihya oldum" diyenlerin oranı yalnızca 14.3...

Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı seçilip Çankaya Köşkü'ne çıkalı iki ay olmadı; ancak halkın onunla ilgili kanaati olumlu çizgide seyrediyor. Performansını büyük bir çoğunluk (59.2) 'başarılı' buluyor; 'başarısız' bulanlar küçük bir azınlık (12.9)... Takdir edilme sebepleri şunlar: Dürüst ve güven verici (20.8), iyi şeyler yapmaya gayretli ve çalışkan (20.1), halka yakın, her kesime hitap ediyor (16.2), tasarruf yapıyor (9.3.)...

Temmuz ayında halkımızın durumu bu...


4 TEMMUZ 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...