T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Gerekçesiz savaş

"New York ve Washington'da meydana gelen uğursuz terör eylemlerinin ardındaki kişi gerçekten de Üsame bin Laden mi?"

Savaş başladığına, "Tâlibân yönetimi Üsame bin Laden'i teslim etmedi" diye ABD ve müttefikleri her gece Afganistan kentlerini bombaladığına göre, bu soru anlamsız görünebilir. Oysa, hâlâ hayatî önemini koruyan temel sorudur bu. Önemini anlamak için soruyu değiştirerek bir kez daha sorayım: "Saldırılardan Üsame bin Laden sorumlu değilse, ABD ve müttefikleri Afganistan üzerine neden ölüm kusuyor?"

1991 yılındaki Körfez Savaşı, Irak'ın bağımsız bir ülke olan Kuveyt'i işgali ve uluslararası câmianın itirazına rağmen işgalden vazgeçmemesi üzerine patlamıştı. 1999'da, NATO güçleri Belgrad'ı bombalarken, gerekçe, Sırplar'ın Kosova'da etnik temizlik gerçekleştirmesiydi. Afganistan'a karşı harekât ABD'ye yönelik terör saldırıları üzerine başlatıldı; harekâtın altında, terör emrini Üsame bin Laden'in verdiği, Tâlibân'ın da onu teslim etmeye yanaşmadığı gerekçesi yatıyor.

O zaman hâlâ önemini koruyan soruyu, "Evet" cevabını vereceklere 'ispat' görevi düştüğünü de hatırlatarak, bir daha sorayım: "11 Eylül saldırılarının emrini veren kişi Üsame bin Laden mi?"

Savaş devam ederken böylesine kafa karıştırıcı bir sorunun sorulması, Üsame bin Laden'e veya Tâlibân'a duyulan sempati yüzünden değil. Dünyayı George Orwell'in '1984' romanında öngördüğü türden bir diktatörlüğe doğru götürmek isteyenlerin zavallı piyonları onlar...

Savaşa itiraz edenleri 'komplocu' olmakla suçladıkları halde, hayatî soruya "Evet" cevabını vermekte zorlananlar, Üsame bin Laden'in el-Cezire televizyonunda yayımlanan konuşmasıyla cesaretlerine kavuşmuş görünüyorlar. Belki başkaları da değinmiştir, Güngör Mengi ve Hadi Uluengin'in sütunlarında dikkatimi çekti; ikisi de, 11 Eylül irtibatını Bin Laden'in ikrar ettiğini ileri sürüyorlar. Uluengin; "Lâf aramızda, Suudi kalleş tabii 11 Eylül katliamını da sahiplendiğinden, doğrusu pek merak ediyorum, 'perde arkasında ABD ve Siyonizm var' diye öte öte bir hal olmuş bizim komplo teorisyenlerimiz acep şimdi ne yumurtlayacaklar?" diye soruyor Mengi ise , "Ölüm fermanı gibi itiraf" başlıklı yazısında şöyle diyor: "Bin Ladin'i savunmayı İslâm'ı savunmak zanneden şaşkınlar, Amerika'nın kanıtlarını yeterli bulmadıklarını söyleyerek bu terörist canavara arka çıkıyordu. (..) Usame bin Ladin de aynı televizyonda yayınlanan bantta '11 Eylül saldırısının sebebi, Amerika'nın İsrail'e verdiği destektir' dedi." Mengi, bir el-Kaide sözcüsünün saldırıları kendilerinin düzenlediklerini açıkladığını da iddia ediyor.

Eğer bu iddialar doğruysa, hukukî açıdan en güçlü 'kanıt' olan 'ikrar' yerine gelmiş olur. Ama, burada durup, "Acaba?" diye sormamız gerekiyor. "Acaba Üsame bin Laden ikrarda bulundu mu?"

Üsame bin Laden'in el-Cezire televizyonunda yaptığı konuşmanın çözümünü Reuters ajansı yayımladı. Amerikan CNBC televizyonu Reuters metninin başına şu cümleyi koymuş bulunuyor: "Bin Laden terörist saldırıların sorumluluğunu üstlenmiyor; söylediği, eylemlerin, İslâm toplumlarının -Irak'ta ölen çocuklar ve Ortadoğu'da öldürülen Filistinliler'in- tattıklarının 'yalnızca bir kopyası' olduğu..."

Neymiş? Bin Laden, üstlense tribün desteği artacağı halde, savaşın başlamasından sonra yayımlanan konuşmasında da saldırıların sorumluluğunu üzerine almamış... Yani, Afganistan'a açılan savaşa gerekçe teşkil edecek bir 'ikrar' söz konusu değil.

'İkrar' olmayabilir, ama ya başka 'kanıtlar'?

ABD'nin bazı devlet yönetimlerine 'kanıt' sunduğu biliniyor; ancak kanıtlarını dünyaya açıklamaktan geri durdu. İngiltere ise, beş milyonun üzerinde müslüman vatandaşı bulunduğu için, 21 sayfalık bir 'kanıt dosyası' açıklamak zorunda kaldı. Başbakanlık internet sitesinden ulaşılabilen dosya dâvâ açılabilecek inandırıcılıktan yoksun. Independent gazetesi yazarı Chris Blachurst (7 Ekim 2001), bu yüzden, "Hükümetin hazırladığı dosyada Bin Laden'in suçlu olduğuna dair bir şey eksik: İspat" diyor...

Üsame bin Laden'i, Tâlibân yönetimini sevmeyebilir, hatta savaş taraftarı da olabilirsiniz; ancak bir gerçeği gözlerden saklayamanıza izin vermeyeceğiz: Bu savaşın hukukî gerekçesi yok.


10 Ekim 2001
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED