T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Akıl ve vicdan dengeli olmalı!..

1960'lı yıllarda, Amerika Vietnam'da, haksız bir tecavüz savaşı yapmaktaydı..

O dönemde, bu satırların yazarının da dahil olduğu geniş bir kesim, olabildiğince Amerika'yı eleştirir, o zamanki ABD Başkanı Johnson'u yerden yere vururduk..

Sonunda Amerika Vietnam'da yenildi.. Bu savaşa ABD'yi sokan Johnson da, iç politikada başarılı olmasına rağmen, siyasetten silindi..

O dönemde ben "Cumhuriyet"te, Ali Sirmen de "Akşam"da dış politika yazıyorduk..

Aradan yıllar geçtikten sonra aramızda o günleri konuşurken, şakalaşırız..

-Başkan Johnson'ı çok uyardık.. Ama bizi dinlemedi.. İşte sonunda o da, Amerika da yenildi, der güleriz..

Şimdi yeni kuşaklar, bizim durumumuzda..

-CİA ve MOSSAD, gidip New York'u vurdu.. Amerika da, şimdi Afganistan'ı yutmak için, kendi yarattığı krizi vesile ediyor, diyenler bile var..

Herkes, kendince Amerika'yı eleştiriyor..

İyi niyetliler de, Amerika'yı uyarıyor..

-Aman Afganistan batağına gömülme.. Sonra Sovyetler gibi yenilir, oradan çıkamazsın, diyorlar..

Sanki Amerika, Afganistan'ı, tarihi, coğrafyayı değerlendiremiyor..

Unuttuğumuz birşey var..

11 Eylül'de Amerika'nın canına ve malına kasteden "terörist saldırı"yı, bu ülke affetmez..

Hani hep biz, "dökülen kanlar yerde kalmayacak" diye sloganlar atarız ya her dehşet olayı ertesinde..

Amerikan siyaset ve adalet sisteminde, gerçekten dökülen kanlar yerde kalmaz..

Amerika'yı ve Amerikalı'yı vuran, sonunda mutlaka yakalanır..

Şimdi Afganistan'a yönelik saldırı, bu açıdan, Amerikalılar için bir polis ve bir adliye harekatı..

"Global düzen"de, bütün dünya, süper güç Amerika için, egemenlik alanı içinde..

Ayrıca, Amerika biraz da güç sarhoşu..

Hitler'i, Mussolini'yi yenmiş.. Sonra, Sovyetler Birliği'ni yenip, dağıtmış..

Geçen yılı hatırlayın..

Yugoslavya da, şimdiki Afganistan gibi değil miydi? Sabahlara kadar bombalanıyordu.. Ve Miloşeviç de, Taliban liderleri veya Bin Ladin gibi, Amerikan emperyalizmini kınıyorlardı..

Şimdi Miloşeviç Lahey'de tutuklu.. Yugoslavya da Amerikan kampında..

Kaddafi veya Saddam'ı hatırlayın..

Şimdi bazılarının Amerika'ya karşı cihad ilan ederken kullandıkları "3'üncü Dünyacı", "anti-Haçlı", "Arap milliyetçisi" söylemleri, en fazla 1950'ler ve 60'larda, Mısır'ın Cemal Abdülnasır'ı seslendirirdi.

Bugün bakın Mısır nerede, hangi kampta?

Bütün bunları bilmemiz gerekiyor..

Tamam.. Aynı fikirdeyiz.. Yoksul, perişan Afgan halkını bombalamak, ne akla, ne vicdana sığıyor..

Ama, bütün dünyanın terörist ilan ettiği Bin Ladin'e yataklık edip, onu uluslararası adalete teslim etmemek, hangi akla ve vicdana sığıyor?

Milyonlarca bahtsız Afgan'ı, "Bin Ladin için", Amerika ve müttefiklerinin bombalarına, füzelerine hedef kılmak, devlet ve millet sorumluluğuna uyar mı?

Hele bir de, Afgan yanlısı cephenin bizde de var olan uzantılarını nasıl değerlendirirsiniz?

Ülkeyi krize ve ümitsizliğe sürükleyen yeteneksiz koalisyonun nasıl gidebileceğini bulamamışsınız.. Şimdi, Amerikan yönetimine takıp, günlerinizi geçireceksiniz..

Yetmezmiş gibi, "11 Eylül'de Amerika içeriden vuruldu" senaryoları ile, akılları karıştırıyorsunuz..

ŞAKA

Biribirini işletmek!..

Kabadayı kalabalık bir toplantının yapıldığı salona girmiş..

-İçinizde kim Ahmet, diye bağırmış..

Ufak tefek bir adam çıkmış ortaya..

-Ben Ahmet'im.. Ne var, demiş..

Kabadayı, bu adamı iyice dövüp, çıkmış..

Dayak yiyen adamın arkadaşları onu yerden kaldırıp, sormuşlar..

-Neden adının Ahmet olduğunu söyledin? Senin adın Hüseyin..

Hüseyin gülmüş,

-O kabadayıyı işlettim.. Aptalı aldattım, demiş..

KISSADAN HİSSE- Acaba Bin Ladin konusunda, Taliban ABD'yi işletiyor mu?

GERÇEKLER

Türkiye anti-Amerikan cephede olamaz!..

Türkiye, anti-Amerikan cephe içindeki bir "3'üncü Dünya" ülkesi değil..

Türkiye, "Avrupa Konseyi"nin, "NATO"nun, "OECD"nin üyesi.. Türkiye "Avrupa Birliği"ne girmek isteyen ve "Gümrük Birliği"ne de girmiş olan bir ülke..

Türkiye'de "kötü yönetim" ve "lider yokluğu" var..

Ama aynı Türkiye, "yönetim ve lider" denilince, ne Kaddafi'yi, ne Saddam'ı, ne de Molla Muhammed Ömer'i düşünüyor..

Demokratik, seçilmiş, hukukun üstünlüğüne inanan, dünyalı, özgürlükçü bir yönetim ve lider kadrosu aranıyor..

Türk Müslümanlar'ın ezici büyük çoğunluğu için, "Siyasal İslam"ın modeli, ne "Taliban", ne "Suudiler", ne "Humeyniciler", ne "Vahabiler"..

Türkiye'de baskı gördüklerine inanan Müslümanlar, ne Afganistan'a, ne Suudi Arabistan'a, ne İran'a gidiyor..

Çünkü dünyevi özgürlükler olmadan, inanç özgürlükleri de olamaz.. Demokrasi ve laik hukuk, her çeşit özgürlüğün güvencesi..

Bütün bu gerçeklerin ışığında, herkes berrak ve açık olmalı..

Türkiye ne Somali, ne Bangladeş, ne Afganistan..

Türkiye Batı ittifakında, bir Avrupa ülkesi..

Bu böyle biline!..


10 Ekim 2001
Çarşamba
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED