T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kemal Derviş'in hazin sonu

Kemal Derviş'in Türkiye'ye geldiği günleri hepimiz hatırlıyoruz. Basın ordusuyla dolaştığı, her söylediğinin gazetelerin manşetlerine çıktığı, günlerce övgüler düzülen Kemal Derviş.

Tenis maçlarında giydiği şortların dahi magazin haberlerine konu olduğu dönemleri unutmamışsınızdır herhalde.

Mucizeler beklenen, ekonominin kurtarıcısı olarak sunulan adam, Kemal Derviş.

Basın toplantılarında insanların birbirlerini ezdiği en popüler kişi.

Bugün ise yalnız adam.

Geçtiğimiz hafta, Amerika dönüşü yaptığı basın toplantısını izleyeniniz olmuştur. Kamera sayılarının azaldığı, muhabirlerin köşe kapmak için itişip-kakışmadıkları bir ortam ve ekonomideki karamsarlık ve çaresizliği yüzünden yansıtan, acınacak haldeki Kemal Derviş.

Kamuoyu desteği % 50'lerden % 10'lara kadar gerilemiş, sevenlerinin sayısı azalmış.

Kısacası bitmiş bir adam.

Bitiren gerekçeler

Kemal Derviş geldiğinden bugüne kadar hiçbir ekonomik göstergede iyileşme olmadı.

Kemal Derviş Türkiye'ye gönderiliğinde enflasyon oranı % 40 idi, yıl sonu itibariyle en az % 70 olarak gerçekleşecek.

Doların fiyatı (ilk devalüasyondan sonra) 800.000 TL idi, bugün 1.650.000 TL'ye yükselmiş durumda.

Milli gelir % 7 oranında küçüldü.

Faiz oranı % 70'lerden % 100'lere doğru tırmandı.

Üretim düştü, istihdam imkanları daraldı.

İç borç miktarı 44 katrilyon liraydı, 101 katrilyon lirayı aştı.

İç ve dış borcun olağan ve bilinen yöntemlerle idare edilebilme imkanı kalmadı.

Ulusal banka sistemi çöktü.

2000 yılının 12 aylık döneminde 17 katrilyon lira faiz ödenirken bu yılın 8 aylık döneminde faize harcanan para 25 katrilyon lirayı aştı. Yıl sonuna kadar 41 katrilyon liralık faiz ödemesi yapılacaktır.

Geçen yıl toplanan vergilerin % 80'lik kısmı faize giderken, bu yılın ilk 8 ayında toplanan vergilerden daha fazlası faiz ödemelerinin finansmanında kullanıldı. Ağustos sonu itibariyle toplanan vergiler 24 katrilyon lira olarak gerçekleşmiştir.

% 100'leri aşan devalüasyon oranına rağmen ihracat yeterince artırılamadı ve Temmuz ayı sonu itibariyle cari işlemler dengesi sadece 881 milyon dolarlık fazlalık verdi.

En kötüsü

Kemal Derviş'in bu ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden birisi de iç borcun yaklaşık % 25'lik bölümünü TL'den dövize dönüştürmesidir. Hatırlarsınız, 8 milyar dolarlık iç borç, takas adı altında 1.160.000 TL'den dolara çevrilmişti. Söz konusu takas işlemi için Hazine'nin uğradığı zarar 4 katrilyon lirayı aşmıştır. Doların fiyatı arttıkça Hazine'nin yükü de artmaktadır.

Dolarda meydana gelecek her 1.000 liralık artış, yükü 25 trilyon lira büyütmektedir. Bu yük sonuçta 67 milyon vatandaşın sırtına bindirilecektir.

Eğer doların fiyatı yıl sonunda 2.000.000 TL olursa, bugünden itibaren ortaya çıkacak Hazine zararı 10 katrilyon lirayı bulacaktır. Bu rakam 2000 yılında yatırıma aktarılan paranın 3 katına denktir. Tarım kesiminin bütünü için ayrılan ödeneğin ise 10 katına eşittir.

Bu rakamlar belki size çok anlamlı gelmeyebilir. 2002 yılı bütçesindeki faiz rakamları ve bunun finansmanı için ek vergiler uygulamaya konulduğunda ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Hatta, Kemal Derviş'in, İMF'nin talebi üzerine ilave vergi paketi için çalışmalara başladığı konusunda yoğun haberler gelmektedir.

TL'den dövize dönüştürülen iç borcun büyük bölümünün yabancılara ve hükümete destek veren yerli sermayeye ait olduğunu unutmayalım.

Bütün bu değerlendirme ve eleştiriler, Kemal Derviş'in bu ülke insanının menfaatlerini koruması beklenen bir Bakan olduğu varsayımı altında yapılmaktadır. Eğer Kemal Derviş'in misyonu ve Türkiye'ye gönderilme amacı olan, yabancıların Türkiye'den olan alacaklarını tahsil etmelerine yardımcı olmak ve İMF'nin bu amaçla göndereceği paraların borçların ödemesi dışında kullanılmamasını sağlamak, gözönüne alındığında bu eleştirilerin fazla bir anlamı kalmaz.

Kemal Derviş misyonunu başarıyla yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Muhtemelen kendisini Türkiye'ye gönderenlerden kuvvetli bir 'aferin' alacaktır. Ancak, Türkiye ekonomisi ve bu ülke insanına verdiği zarar yıllar boyu unutulmayacaktır.

Hükümet görevine devam ettiği sürece Kemal Derviş'in ekonomideki tahribatları da sürecektir. Bu nedenle bugün, hükümetin düşürülmesine katkıda bulunacak her çaba vatanseverlikle eş anlamlıdır. Bütün milletvekillerine duyurulur.


10 Ekim 2001
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED