T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hesabı sorulacak

New York ve Washington'daki hedeflere yönelik terörist saldırılara 'yüzyılın olayı' adı takıldı. Yeni Şafak'ın da sahibi olan Albayrak Ailesi fertleri ile şirketlerinde çalışanların başına gelenler giderek 'terör' görüntüsüne bürünüyor. "Yüzyılın olayı" daha önce görülmemiş olaylara takılan bir isim ise, bir gazete sahibine 'işkence' yapıldığı iddiasıyla 'ilk kez' karşılaşıldığına göre, bu da, Türkiye için, bir 'yüzyılın ayıbı'...

Gazete patronlarının başka insanlardan farklı muamele görmeleri gerektiğini savunuyor değilim; hâşâ! Ceza muhakemeleri usulü kanunu (CMUK), 'zanlı' veya 'suçlu' konumundaki, ya da ifadesine başvurulmak istenen herkese 'insanca' muamele edilmesini öngörüyor. Türkiye'nin imzaladığı bir dizi uluslararası anlaşma ise, 'işkence' için 'insanlık suçu' sıfatını uygun görüyor. Bu bakımdan, gözaltına alınan herkes, konumu ve sıfatı ne olursa olsun, insanca muamele görmelidir.

Ancak, 'gazete patronu' olmak bir ayrıcalık getirmese de, bugüne kadar daha dikkatli olunmayı dâvet eden bir özellik sayılırdı. Daha geçenlerde gördük: Gazete patronu olan Dinç Bilgin ile Cavit Çağlar, duruşmalara, yönetmelikte "Kelepçeyle getirilirler" diye açıkça yazılmasına rağmen kolları bağlı olmaksızın geldiler. İyi de oldu. Keşke bu tür müsamahalar kaçmayacağından emin olunan herkese uygulanabilse. Yeni Şafak sahibi ise, kendisine "Darp izleri bulunduğuna" dair rapor verilen hastaneye bile elleri kelepçeli sevk edildi.

Gazete patronlarının da suç işleyebildiklerinden haberdarım elbette. Dünyanın her tarafında, pek çok gazete sahibi, yanlış işlere bulaştığı için cezaevine girdi, giriyor... Haklarında 'banka hortumcusu' olduğu iddiasıyla dâvâ açılmış gazete patronları var; her iddia yüzünden dâvâ açılmaya kalkılsa, geçen hafta kamuoyuna yansıyan iki büyük medya grubunun patronlarıyla ilgili yayınlardan sonra, mahkemelerin, mesâilerini Bâbıâli'ye hasretmesi gerekebilirdi. Devleti, yerli-yabancı firmaları, okurlarını dolandıran gazete patronları bulunduğunu, kamuoyu, medya gruplarının birbirlerine yönelik yayınları vesilesiyle bir kez daha öğrenmiş oldu.

Yeni Şafak'ın sahiplerinin de, eğer iddiaların doğru olduğuna inanılıyorsa, mahkemeye celp edilmelerinde yadırganacak bir yön yok. Kendi patronuna yönelik iddiaları göğüslemeye çalışırken, öteki medya kuruluşlarını susturmuşken Yeni Şafak'ın korkusuz yayınlarından rahatsızlık duyan bir gazete, aylar önce, bir karşı kampanya açmıştı. Bir başka medya grubunun "tamamen duygusal sebeplerle" hedef aldığı Türkiye'nin en güçlü medya patronunun da, bizleri pasifize edebilmek amacıyla, "Yeni Şafak'a hücum" emri verdiği izlenimi alınan ikinci bir saldırı dalgasıyla da karşılaşıldı. O kampanyalar sırasında dile getirilen ve herbirine -bence- ikna edici cevaplar verilmiş olan iddialar, siyasi hesaplaşmaların da söz konusu olduğu anlaşılır bir biçimde, bu defa yargıya taşındı.

Yıllardır 'adli kolluk' eksikliğinden söz edilen bir ülkede, güvenlik güçlerinin ön soruşturma yapmasının mahzuru 'Albayrak operasyonu' sırasında bir kez daha ortaya çıktı. Uygar bir saatte dâvet edilebilecek itibarlı insanların kapılarına gecenin bir yarısında dayanıldı. Bu da yetmedi, ilgisiz kişiler işin içine sokuldu, üç-beş yaşlarındaki küçücük çocuklar babalarına rehin tutulmak istendi. Raporlu 'işkence' iddiası ise bardağı taşıran damladır. Bizler, 'işkencesiz bir Türkiye' özlemini dile getirirken, gazetemiz sahibi ve çalışanlarının iğrenme duyguları uyandıran 'insanlık suçu'na mâruz bırakılmaları, bu gelişmenin ardındaki kişilerin gözü dönmüşlüğüne işaret ediyor.

Başka gazetelerin sahiplerine, kanıtlanmış iddialara rağmen, gerektiği gibi -yani efendice- davranılırken Yeni Şafak'ın sahiplerine işkence yapılabilmesi, bizleri, bir de, "Onlara reva görülen muamele acaba bizim yüzümüzden mi?" ahlâkî sorumluluğu ile başbaşa bırakıyor... Fikir işçilerine kızıp patronları işkenceden geçirme, ilk bakışta tuhaf görünse bile, bugünün Türkiyesi'ne pekâlâ yakışıyor...

Bugünlerin hesabı mutlaka sorulacak. Merak etmesinler, kime soracağımızı da biliyoruz.


17 Eylül 2001
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED