T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Entelektüeller arayışta

30'u aşkın öğretim görevlisinin İslâm düşüncesine yeni açılımlar kazandırmak amacıyla yaptığı beyin fırtınaları, Rağbet Yayınları'nca kitaplaştırıldı.

İslâm dünyasında yaşanan düşünce kısırlığına son vermek ve İslâm coğafyasının içinde bulunduğu sosyal, ekonomik, siyasi açmazları karşısında sessiz kalmak istemeyen bir dizi akademisyen, kişisel çalışmalarla düşüncelerini dile getirmek yerine kafa kafaya verip beyin jimnastiği yapmaya karar verince, periyodik olarak düzenlenen 'İslâm Düşüncesinde Yeni Arayışlar' toplantıları ortaya çıktı. 1998 yılından bu yana devam eden seminerler, paneller konferanslar ve sempozyumlarda biraraya gelen farklı bilim dalarına mensup olan akademisyenler, günümüz İslâm toplumunun devasa yaraları ve bu yarayı tedavi edecek çözüm önerileri üretmek amacıyla kolları sıvadılar. Bu toplantılarda ortaya çıkan sonuçların okuyucuların bilgisine sunulmasında fayda olduğunu düşünen Rağbet Yayınları da, konuşma metinlerini üç ciltlik bir kitapta topladı. İslâm dünyasının geri saydığını ve İslâm havzasında yeni düşüncelerin filizlenme imkanı bulamadığını düşünen akademisyenler, bu alandaki fikirlerini daha geniş kitlelere yayabilmek ve çalışmalarını sanal platformda duyurabilmek için 'www.yeniarayislar.com' adıyla da internette bir web sitesi açtılar.

İslâm düşüncesi neden geri kaldı?

Prof. Dr. Bekir Topaloğlu, Prof. Dr. Saim Yeprem, Prof. Dr. Ali Bardakçıoğlu, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. Hasan Hanefi, Prof. Dr. Necip Taylan, Prof. Dr. Mehmet Erdoğan, Doç. Dr. Ferhat Koca, Prof. Dr. Durmuş Hocaoğlu ve Dr. Recep Şentürk'ün görüşlerinin yer aldığı birinci eserde, Kur'an'da ahkâm ayetleri, İslami ilimlerin değişen şartlara paralel çözümler üretememesinin sonucu olarak ortaya çıkan problemler, Kur'ân'daki fıkhi hükümlerin evrensellik ve tarihselliği, hadis rivâyet ağının anatomisi, kelâm ilminin bugünkü konumu ve düşünce tarihinde uluhiyet konusu üzerine yapılan tartışmalara yer veriliyor. İslâm düşüncesinin neden gerilediği sorusuna cevap arayan Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, konuyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulunuyor. Çağrıcı, günümüz İslâm dünyasının tarihle ve gelenekle sağlıklı bir ilişki kuramaması, İslâm düşüncesinin evrensellikten uzaklaşıp sadece dar bir bölgeye hitap etmeye başlaması, Batılı düşünürlerle karşılaştırıldığında Müslüman düşünürlerin tez üretememesi ve Batılı düşünürlerin ürettiği tezlere karşı sürekli antitez üretmek zorunda kalması, İslâm dünyasının modern çağla kavgalı bir görünüme sahip olması, İslâm dünyasının insan hakları konusunda duyarlı olmaması gibi etkenlerin, İslâm düşüncesinin bir türlü kabuğunu kıramamasına neden olduğunu düşünüyor.

Kime 'aydın' denilebilir?

Doç. Dr. Abdurrahman Dodurgalı, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yücel, Doç. Dr. Nebi Bozkurt, Doç. Dr. Muhsin Demirci ve Doç. Dr. Ziya Yılmazer'in organizasyon çalışmalarında yer aldığı İslâm Düşüncesi'nde Yeni Arayışlar toplantılarının ikinci serisinde, gazeteci-yazar Hilmi Yavuz Türk aydının Tanzimat'tan bugüne gelenekçilik, modernleşme ve çağdaşlaşma serüvenini, Taha Akyol sosyal bilimlerin dinle olan ilişkisini, Doç. Dr. Halis Ayhan Türkiye'de din eğitimi, İlahiyat Fakülteleri ve İmam Hatip Liseleri'nin durumunu; Doç. Dr. İlyas Çelebi ilk dönem sufilerinin itikadi konulara bakış açısını ve Prof. Dr. Mahmut Kaya Osmanlı medreselerinde felsefe-kelam ilişkilerini irdeliyor. Aydın ve entelektüel kavramlarını irdeleyen Hilmi Yavuz, Türk aydınının geçmişini Tanzimat dönemiyle sınırlandırıyor: " ..Aydın ya da entelektüelin Tanzimat öncesinden söz etmek olanağı bana göre yoktur. Neden yoktur? Çünkü Tanzimat'tan önce aydından değil ama ailmden, bilginden, bazı meseleler üzerinde derinleşmiş, ilimde râsih olan birtakım kişilerin varlığından bahsedilebilir. Ancak bunların hiçbiri bizim kabul ettiğimiz anlamda aydın veya entelektüel tarifine girmez." Aydınlarımızın Doğu ve Batı medeniyeti arasında sıkışıp kalmasının ve 'ülkeyi nasıl kurtaracağız?' sorusuna cevap aramasının, Türk aydınının en önemli iki sorununu oluşturduğunu ifade eden Yavuz, 'aydın' kelimesinin şöyle açımlıyor: " Aydın, problemi olan insan demektir. Dünyaya, kendisine, içinde bulunduğu cemiyete ilişkin problemleri olan ve problemleri sürekli olarak zihninde yeniden üreten insan demektir. Tanzimat'tan önce böyle problemleri olan aydınları görmüyoruz."

 
Benek benek 102 köpek
1996 yılında hasılat rekorları kıran '101 Dalmaçyalı'nın devam filminde Cruella De Vil rolünde Glenn Close, yanında da ünlü Fransız oyuncu Gerard Depardieu bulunuyor.
Çocuklarımızı Milli Eğitim'in kollarına bıraktık
Ayda bir yayınlanan Vuslat dergisi bu ayki sayısını Milli Eğitim'in önemine ayırıyor. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, okul öncesi eğitimde ailenin yeri ve önemini, Doç. Dr. Sefa Saygılı çocuğun özgüven kazanması için aile fertlerinin yapması gerekenleri ele alırken, Süreyya Aydın çocukların diliyle anne babalara öğütlerde bulunuyor. Dr. Şerafettin Kalay, hadislerden yola çıkarak çocuk eğitmenin önemini vurguluyor. İbrahim Cücük, öğretim ve eğitim kavramlarının açılımını yapıyor. Özcan Ünlü ise 'Çocuk Rahmettir' başlıklı yazısıyla dosyaya katkıda bulunuyor. Dergide yazıları yer alan diğer isimler ise şöyle: Ahmet Altay, Süheyl Aydın, Emre İkbal, M. Ahmet Varol, Ahmet Oktay, Muhammed Ünal, Abdülkadir Akgündüz, Fatma Çolak, Recep Garip, Abdülhamit Kahraman, Nurettin Durman, Şeref Akbaba, Ali Akben, Nurdal Durmuş, Bünyamin Yılmaz, Ömer Baykar, Abdullah Dai, Hamit Can, Ali Çatalyürek, Nihat Tosun, Ahmet Kalkan ve Atasoy Müftüoğlu (Tel: 0212-0216-466 36 90)
17 Eylül 2001
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED