AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Irak halkını kurtarıcıdan kurtarabilmek

IRAK'TA KURTARICILAR

Yirminci asra damgasını vuran süper güçlerden çoğu, kendi niyetlerini "kurtarıcılık" sıfatı arkasına saklamaya çalışmışlardır. Irak harbi olayında da Amerika ve İngiltere, müdahalelerini, bu gerekçeyle savunmaktadırlar.

Onlar kimi, kimden ve ne gibi tehlikelere karşı koruyacaklarını açıkça beyan etmişlerdir. İddiaya göre, Saddam Hüseyin kitle imha silahlarına sahiptir. Bu silahlar hem Orta Doğu ülkeleri, hem de dünya için bir tehlike teşkil etmektedir. Amerika ve İngiltere, başta Irak'a komşu olan ülkeler olmak üzere, dünyayı bu tehlikeden koruyacaktır.

Diğer taraftan, Saddam Hüseyin zalim bir diktatördür. Kendi halkına zulmetmektedir. Irak'ta bulunan bütün etnik ve dini gruplar, bu zulümden kurtulmak istemektedir. Amerika ve İngiltere "kurtarıcılık" rolünü oynamak üzere bu müdahaleyi yapmaktadır. İşte Irak harekâtının gösterilmek istenen yönü budur.

Hakikaten Saddam Hüseyin kitle imha silahlarına sahip midir? Onun varlığı komşuları için bir tehlike oluşturmakta mıdır? Herkes biliyor ki, Saddam Hüseyin eline fırsat geçerse, kitle imha silahlarını imâl etmek, satın almak ve bunları komşularına karşı kullanmaktan çekinmeyen bir kimsedir.

Öte yandan, yine herkes biliyor ki, Saddam Hüseyin, ülkesindeki Şii gruplara iyi davranmamaktadır. Etnik gruplardan Kürtlere karşı Halepçe'de kimyasal silahları kullanmaktan çekinmemiştir. Gene herkes biliyor ki, Saddam, Türkmenlerin liderlerini astırmış, onları sürgüne göndermiş ve kültürel haklarını kullanmaktan mahrum etmiştir.

Bu tabloya bakıldığı zaman, Irak'ın hem komşularının, hem de halkının "bir kurtarıcıya" ihtiyacı vardır. Ancak, zihinlerde uyanan soru şudur: Amerika ve İngiltere sadece bunun için mi oradadırlar? Bu rollerinde samimi midirler? İşte mesele burada gelip düğümlenmektedir.

2O. YÜZYILIN KURTARICILARI

20. yüzyıl tarihi istilâcıların "kurtarıcı rolüne" büründüğü misâllerle doludur. Avusturya'nın başkenti Viyana'nın büyük Schwarzenberg Meydanında kocaman bir abide yükselmektedir. Komünist Sovyet Rusya'sı tarafından yapılan bu abidenin üzerinde şu cümle yer almaktadır:

"Bu abide, Sovyet Kızıl Ordusunun, Avusturyalıları, Hitler'in zulmünden kurtarması hatırasına dikilmiştir."

Sovyetlerin, Viyana halkını Hitler'den kurtardıktan sonra Avusturyalılara neler yaptığını hiç kimse unutmamıştır. Viyana'nın, işgal bölgelerine ayrılması, Sovyet bölgesini boşaltmamak için Komünist idarecilerin diretmesi, yıllar geçmesine rağmen hâlâ hatırlardadır.

Eski Demirperde ülkelerinin çoğunda buna benzer abideler yapılmış ve üzerlerine "kimin zulmünden kimlerin kurtardığı" yazılmıştır.

KURTARILMIŞ BÖLGELER

Avrupa Konseyi'nde İnsan Hakları Komiseri Robles, 2000 yılında Çeçenistan'ı ziyarete gitmiştir. Buna ilişkin raporunu, Konsey'in Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonunda izah etmektedir. Anlattığına göre, ziyareti sırasında, Rus yöneticiler ona çok yardımcı olmuşlardır. Emrine helikopter tahsis edilmiştir. Yanına rehber verilmiştir.

Robles bu izahatı verirken, kendisine bir sual sorulmuştur:

-Çeçenistan'da bütün bölgeleri gezebildiniz mi?

Robles belki de boş bulunarak:

- "Çatışma olduğu için her yere gidemedim. Sadece Çeçenistan'ın 'kurtarılmış bölgelerini' gezebildim." cevabını verir.

Bu cevap Komisyonda bir bomba etkisi yapmıştır.

Polonyalı bir parlamenter, kavga edercesine karşı çıkar:

-Kurtarılmış bölgenin ne olduğunu biz çok iyi biliriz. Siz bu manâda mı söylediniz?

Polonyalı'nın arkasından, Lituvanyalı, Letonyalı, Macar parlamenterler de aynı tepkiyi gösterdikleri zaman, Robles neye uğradığını şaşırmış ve "kurtarılmış bölgeler" ibaresini raporundan çıkarmıştır.

KURTARICIDAN KURTULABİLMEK

Bazı ülkeleri muhtemel tehlikelerden korumak, zulüm gören bir halkı "zalimden" korumak insanlığa yakışır hasletlerdir. Eğer, kurtarıcılar hakikaten samimi ve inandırıcı iseler ve kullandıkları yöntemler insan hakları standartlarına uygun ise… Ancak, eyleminde samimi olmayan kurtarıcılar karşısında, halk şöyle düşünür; "Bunlar bizi kurtaracaklar ama bu kurtarıcıların elinden bizi kim kurtaracaktır?"

Bu gün Irak'ta Amerikan ve İngiliz askerlerine karşı direnenlerin, Saddam Hüseyin'den memnun olduğu yorumlarını yapanlar yanılmaktadırlar. Irak halkı, Şii'si, Türkmen'i ve Kürdü ile Saddam'ın ne olduğunu biliyor ve ondan kurtulmaya can atıyor. Fakat onları Saddam'ın zulmünden daha çok korkutan, "kurtarıcıya" olan güvensizliktir.

Iraklılar, 1917 yılında, "Sizi Osmanlıların zulmünden kurtarmaya geldik." diyen İngilizlerin sözlerini henüz unutmamışlardır. Onlara karşı 15 yıl süre ile verdikleri mücadelenin neye mal olduğunu bilmektedirler.

Siyasi tarihe geçmiş bazı sloganlar vardır; "Bir milleti, bir halkı, zalimlerin zulmünden kurtarmak zor değildir. Asıl zorluk, o halkı kurtarıcıların elinden kurtarabilmektir."

Irak halkının, etnik ve dini ayrılık gözetmeksizin gösterdiği direnişi iyi anlamak gerekir. Bu halk çaresizlik içerisindedir. Müdahale eden kuvvetler yenilirse, tekrar Saddam'ın zulmüne dönecekler, aksi olursa, kurtarıcılarına karşı, yeni bir kurtarıcı arayacaklardır.


31 Mart 2003
Pazartesi
 
CEVDET AKÇALI


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED