AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

H A Y A T

Yoksa bel fıtığı mıyım?

Bel fıtığında erken teşhis en çabuk sürede uygun tedaviye karar verilmesini sağlar. Uygun bir zamanlama ile yapılan tedaviden hastanın faydalanma oranı daha yüksek olur. Hastalık belirli bir dönemi geçtikten sonra yapılan tedaviler ağrıyı geçirse de uyuşukluk, kuvvetsizlik gibi hastalığın belirtileri tam olarak düzelmeyebilir.

Belindeki ağrılar yüzünden oldukça sıkıntılı anlar yaşamış birçok insan tanıyoruz. Denenip memnun kalınmış tedavi yöntemlerinin önerildiğine de şahit oluyoruz. 'Falanca ilacı al, şu kadar gün yatakta yat, geçmezse fizik tedavi ol, o da olmazsa ameliyat' gibi yaklaşımlar hastaları endişelendirmekte ve alternatif tedavi yöntemleri gündeme gelmektedir. Bu yüzden bel ağrısı ciddiyetle ele alınmalı, bel ağrılı hastaya yaklaşım da özel bir çaba gerektirmelidir.

Bel fıtığından korkmayın

Bel fıtığı teşhisi endişesi, günümüzde bel ağrısı çeken hastaların doktora başvurmaktan çekinmesine, hatta korkmasına neden oluyor. Bel fıtığından aşırı korku, gerek konu hakkında yeterince bilgi sahibi olunmamasından, gerek yakın çevrenin yanlış bilgilendirmesinden, gerekse zaman kaybı nedeni ile geç kalınmış olmaktan kaynaklanıyor.

Bel fıtığını daha yakından tanımak için görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Medipol Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Volkan Yüksel; "Öncelikle bilinmesi gerekir ki, bel ağrısı ile kliniklere başvuran ortalama 100 hastadan 10'una bel fıtığı teşhisi konulmaktadır. Bunlardan sadece 5 tanesi ameliyata gereksinim duymakta, 95 hasta gereksiz yere endişelenmektedir. Bel fıtığı insanlara musallat olan birçok hastalığa kıyasla selim ve tedavisi mümkün bir hastalıktır" diyor.

Bel fıtığını tanıyın

Bel fıtığını daha iyi anlamak için insan bedenini yakından tanımak gerektiğini savunan Uzm. Dr. Volkan Yüksel şunları söylüyor: "İnsanda 34 adet omurun ardarda sıralanması ile omurga meydana gelir. Bu omurların arasında disk adını verdiğimiz kıkırdaksı bir yapı bulunur. Omurganın en önemli yapısı içinden geçen omuriliktir. Ağır kaldırma gibi beli zorlayan hareketlerin sık yapılması sonucu aşırı basınç altında kalan diskin zamanla taşarak omuriliği ya da sinir kökünü sıkıştırması ile bel fıtığı ortaya çıkar. Bu tıpkı avucumuzda tuttuğumuz yumuşak hamur topağının avucumuzu sıkmamız ile parmaklarımızın arasından dışarı doğru çıkmasına benzer."

Belirtilere dikkat

Uzm. Dr. Volkan Yüksel'den aldığımız bilgiye göre, bel fıtığı olan bir hastada tedaviyi fıtığın boyu ve hastanın yakınmaları belirliyor. Belde ağrı ve hareket kısıtlılığı, bacağa yayılan ağrı, uyuşukluk, karıncalanma, çekme hissi ve güçsüzlük sık rastlanan, idrar kaçırma ise nadir rastlanan belirtiler olarak karşımıza çıkıyor. Fıtık boyu tomografi veya MR adı verilen ileri görüntüleme yöntemleriyle tespit ediliyor. Fıtık boyunun büyük, hastanın şikayetlerinin şiddetli ve uzun süreli olduğu durumlarda daha çok cerrahi, fıtık boyunun ve şikayetlerin nispeten az olduğu durumlarda ise fizik tedavi yöntemi tercih ediliyor. Hastanın tedavi yöntemi bu konuda bilgi birikimi ve tecrübesi olan fizik tedavi uzmanı ile beyin cerrahının birlikte, uyum içinde karar vermesi ile oluşuyor. Tedavinin geciktirilmesi bacakta güç kaybı, yürümede güçlük, geçmeyen şiddetli ağrılar gibi kalıcı hasarlara yol açabiliyor. Uzm. Dr. Volkan Yüksel son olarak ekliyor: "Gerek fizik tedavi gerekse ameliyat ile tedavi edilen hastalarda şikayetlerin nüksetmemesi için hastanın, uyarı ve egzersizleri dikkate alması gerekmektedir. Yılların etkisi ile aşınmış dokularımızı mümkün olduğunca koruyarak daha rahat bir hayat sürmek tamamen kendi elimizdedir. Organlarımızın yedek parçasının olmadığı unutulmamalıdır."

BELİRTİ VE BULGULARI SİZDE VAR MI?

  • Belde ağrı ve kasılma

  • Hareket kısıtlılığı

  • Bacağa yayılan ağrı ve uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük

  • Topallayarak yürüme

  • Vücutta bir tarafa çarpılma l Bazen idrar tutamama

    TEL: (0216) 340 33 33
    İSTANBUL MEDİPOL HASTANESİ

  •  
    Sindirim sistemi hastalıklarının teşhisinde kesin çözüm: Endoskopi
    MİDENİZİ HAFİFE ALMAYIN
    Sürekli mide yanması, bulantı, şişkinlik gibi yakınmalarınız bir türlü geçmek bilmiyorsa artık midenize kulak vermenin zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu şikayetlerinizin ardında ciddi bir hastalık olabilir. Bazen yakınmalar sizi birkaç gün rahatsız ettikten sonra düzelir. Ancak aşırıya kaçtığınız yemeklerden sonra sindirim şikayetleri size zor saatler yaşatan bir durum almışsa mide veya onikiparmak bağırsağınızda önemli sorunlar olabilir.
    BEBEKLERE MAMADAN SONRA SU İÇİRİN
    Türk Dişhekimleri Birliği, süt dişleri çıkmaya başlayan bebeğin dişlerinde oluşacak çürüğe karşı aileleri uyardı. Süt dişlerinde oluşabilen 'biberon çürüğü'nü önlemek için dişlerin, gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbentle silinmesi gerekiyor. Uzmanlar anne babaları, bebeklere beslendikten sonra mutlaka su içirmeleri ve bebeği ağzında biberonla uyutmamaları konusunda da uyarıyor.
    Kilo 'takıntısı' hasta ediyor
    Kiloları takıntı haline getirip, zayıflamak için her yolu denemek; incelmek uğruna katı rejimler ve aşırı egzersiz yaparak sağlığı tehlikeye atmak, Batı'da milyonlarca genç kızın/kadının sorunu. Sosyologlar, psikologlar ve beslenme uzmanlarına göre besinle yanlış ilişki, yaşamla yanlış ilişkinin son halkası. Barbie bebek vücuduna, mankenlerin formuna imrenerek zayıflık saplantısına girmenin kökeninde hayal kırıklığı, tatminsizlik, depresyon yatıyor. Günümüz toplumunda giderek yaygınlaşan bu sorun genellikle 12-25 yaş grubu kızları hedef alıyor.
    31 Mart 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED