AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M

Yalnız ikili: Bush ve Blair

Politik Araştırmalar Enstitüsü öğretim görevlisi Prof. Dr. Enis Ahmed, Ortadoğu'yu istila etmek isteyen George Bush ve Tony Blair ikilisinin hem dünyada, hem de kendi ülkelerinde yalnız kaldığını söyledi.

Irak savaşı sonrası küresel politikalar İslam ülkelerini daha çok hangi yönlerden etkileyecek?

Bu konuda biraz farklı düşünmemiz gerekiyor bence. Batı'nın toptan aynı tavırla hareket ettiğini söylemek zor. Özellikle son Irak krizini gözönüne aldığımızda, Amerika ve İngiltere yalnız kaldı. Diğer Batılı ülkelerden herhangi bir destek görmedikleri için çok katılımlı bir politika ve uluslararası uzlaşma sağlayamadılar. Son 20 yılın dünya ve İslam tarihine baktığımızda, ilginç gelişmelerle karşılaşıyoruz. Örneğin Afganistan'daki cihad hareketi, Müslümanlar'ın bir başkaldırı manifestosuydu. Bu onurlu mücadele, Sovyet imparatorluğunun yıkılmasına yol açan olayların başlangıcını oluşturdu. Eğer Irak savaşı devam ederse, dünyanın haritası değişecek ve yeni sosyal/siyasi oluşumlarla karşılaşacağız. Blair ve Bush, terörizmi bahane ederek dünyaya savaş açtılar. Dünyayı güç kullanarak kontrol etmek ve yeniden şekillendirmek istiyorlar. Ama bunu başarmaları zor görünüyor. Çünkü arkalarında dünya kamuoyunun desteği yok. BM'nin onayını alamadılar. Hatta kendi ülkelerinde bile konsensüs sağlayamadılar. Dünyanın şekillenmesi genellikle çok büyük sosyal ve siyasal olayların sonuçlarıyla bağlantılıdır. Dünyanın yapılanması ve değişimi öyle birkaç kişi istedi diye gerçekleşmez. Savaş bir çözüm değil. Savaş ancak savaş getirir. Bu savaş bir an önce durdurulmalı. Şu an dünyadaki gelişmeler, yeni tarz kolonyalizmden başka bir şey değil. Dünyayı güç kullanarak kontrol etmek ve diğer ülkelerin kaynaklarına el koymak istiyorlar. Şu an dünyadaki herkes Bush ve Blair'e karşı. Bütün insanlık karşısında bu iki kişi yalnız kaldı. Sadece Müslümanlar değil, Hıristiyan, Yahudi ve Budistler'den oluşan dünya da onlara karşı. İnsanlığın karşısında şimdi yalnızca iki yalnız insan var: Blair ve George W. Bush.

Bu kolonyal politikanın dünyayı ve bu kıtanın geri kalan kesimlerini, ülke ve insanlarını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Amerikan yayılmacılığı biz ne kadar karşı çıksak da kültürel, ekonomik ve sosyal olarak belli bir düzeye gelmiş durumda. Amerika'nın bu yayılmacı politikaları sadece Asya ve Afrika'da başarıya ulaşmış değil. Amerika, Avrupa'yı da sosyal ve siyasal olarak yörüngesine aldı. Amerikan emperyalizmi şu an dünyanın her köşesine sızmış halde. Her tarafa el atıyorlar. Ama bir o kadar da direnişle karşılaşıyorlar. İnsanlar kendilerine dayatılan siyasal ve sosyal formları hemen benimsemiyor, benimsemez de. ABD'nin uygulamaya sokmak istediği proje hâlâ bir kurgu. Bir tasarı. Eğer güç dengesi adına bazı insanları baskı altında tutar ve onları sömürürseniz bu size terör ve başkaldırı olarak yansır. Amerika dünyadaki tek güç odağı değil. Dünyada pekçok güç merkezi var. Müslümanlar da bu güç merkezlerinden biri, hatta en kayda değer olanların başında geliyor. Müslümanlar tek değiller. Müslüman dünyası ve Çin arasındaki ilişkiler Amerika'yı çok korkutuyor.

21. yüzyılda Müslümanlar'ın siyasi ve sosyal geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Her şeyden önce, Irak savaşının bir parçası olmamalı İslam dünyası. Bu kirli ve haksız savaşın karşısında yer almalı. İkinci önemli nokta ise, İslam dünyasının Batı'yı tek tip olarak görmemesi onlara karşı daha açık olması ve bu kültüre ön yargısız yaklaşabilmesidir. Son olaylardan anladığımız şu oldu: Demek Batı dünyası farklı politikalar ve farklı görüşler sergileyebiliyormuş. Ülkeler bazında daha sorgulayıcı ve yapıcı olmalı, diğer kültürlerle iletişime önem vermeli Müslümanlar. Amerikan emperyalizmiyle ortak hareket etmek istemeyen Batılı ülkelerin tavrı iyi değerlendirilmeli. Bu İslam ülkeleri ile Batılı ülkeler arasında yeni bir ittifak ve ilişki sürecini başlatabilir. Bu bir fırsat olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir. Özellikle Türkiye parlamentosunun onurlu tavrı Müslümanlar'a ve dünyaya örnek oldu. Bundan bir Müslüman olarak gurur ve kıvanç duydum. Bu tavır ve karar, Bush'un Türkiye'ye fiyat biçemeyeceğini ispatladı. Türkiye demokrasiye sahip olduğunu gösterdi herkese.

Yeni bir çağın kapısındayız

Irak savaşından sonra, uluslararası ilişkilerde yeni bir çağın ve dönemin başlayacağını söyleyebilir miyiz? Yeni bir çağın kapısındayız. Bu yeni dönemde yeni ittifaklar ve anlaşmalar ile kutuplaşmalar olacak. Müslümanlar kendi enerjilerini daha verimli kullanmalı, şimdi ve gelecek için yeni atılımlar yapmalılar. Müslümanlar'ın dünyadaki gelişmeleri zamanında farketmeleri ve gereken tüm önlemleri yerinde almaları gerekiyor. Müslümanlar sahip oldukları kültürün barışçıl öğelerini vurgulayarak, insanlığı bu zor ve tehlikeli durumdan kurtarabilirler. Bu anlamda büyük bir potansiyele sahip çünkü Müslümanlar.

  • TURAN KIŞLAKÇI - BERCAN TUTAR



  • 31 Mart 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED