AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M

Gürtuna'yı uyardık

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanı Hüseyin Evliyaoğlu y'ın sorularını cevaplandırdı

Dikkat ettiniz mi, mecliste tüm siyasi grupların eleştirilerinden bahsedilmedi. Öyle ki en sağından en soluna neredeyse tüm gazeteler oyumuzun renginden dolayı bize saldırdı.

Hiçbiri niçin böyle bir oy kullandığımızı bize sormadı. Soranlar da yazmadılar. Bu durum bizi ister istemez birilerinin çıkarına çomak soktuğumuz düşüncesine sevketti.

Büyükşehir Belediye Meclisi'nde faaliyet raporu oylaması ne demek? Kırmızı oylar ne anlama geliyor?

Büyükşehir Belediye Meclisi'nin görevlerinden biri de Belediye Başkanı'nın faaliyetlerini görüşmek, tartışmak, kabullenmek veya yetersiz bulmak ve buna göre de oy kullanmaktır.

Oylama nasıl gerçekleşti?

Faaliyet raporu görüşüldü. Teamül gereği siyasi gruplar adına 30'ar dakika, şahıslar adına da her gruptan en fazla iki kişi olmak üzere 5'er dakika konuşma hakkı oylandı ve oybirliği ile kabul edildi. Ak Parti Grubu adına Bayrampaşa Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Bürge'yi, şahısları adına da Pendik Belediye Başkanı Sayın Erol Kaya ile Eyüp Sultan Belediye Başkanı Sayın Ahmet Genç'i görevlendirmiştik. Bu arkadaşlarımız grubumuzun görüşlerini dile getirdiler. Faaliyet raporu üzerindeki görüşmeler fevkalade olgunluk içinde geçti. Arkadaşlarımız olumlu buldukları konuları da belirterek teşekkür ettiler. Bu arada eleştirilerini kendilerine yakışan olgunluk içinde dile getirdiler. Oylama gece yarısına kaldı. Bu yüzden bazıları bu oylamayı karalamak için 'Gece Yarısı Operasyonu' dediler. Ne yapsaydık, oylamayı ertesi gün, gün ağardıktan sonra mı yapsaydık.

Yapılan oylamayı ve çıkan sonuçlarını değerlendirir misiniz?

Oylamaya geçildiğinde tüm gruplar oylarının rengini belli etmişti. ANAP destekliyordu. SP de grubunu serbest bırakmıştı. Diğer grupların olumsuz oy kullanacağı biliniyordu. ANAP'lıların oylarına SP'lerin oylarının yarısı eklenince yüzde yirmibeşten fazla olumlu oy çıkıyor, böylece Başkan'ın düşmesine giden yol kapanmış oluyordu. Yani hukuki bir sonucun ortaya çıkmayacağı zaten belliydi. Ayrıca hukuki bir sonuç da beklenmiyordu. Oylamaya katılan meclis üyelerinin sayısı 172. Tam sayı 203'tür. 12 geçersiz, 42 olumlu ve 118 olumsuz oy çıktı. Sayın Gürtuna en azından kendisini destekleyenlere teşekkür etmeden meclisi terketti.

Gürtuna'nın faaliyet raporuna neden kırmızı oy verdiniz?

Eyüp Sultan Belediye Başkanımız, Sayın Gürtuna'dan 18 aydır randevu alamadığını, projelerin meclise değil medyaya anlatıldığını, meclisin dışlandığını, 550 projenin vitrine yönelik olduğunu, faaliyet raporunda gösterilen yatırımların daha önceki yıllara ait olduğunu, başlatılan projelerin zamanında tamamlanamayacağını, uzun yıllara sarkarak çok pahalıya malolacağını, önümüzdeki yıllarda Büyükşehir Belediyesi'nin bu yatırımların borcunu ödemekten başka bir faaliyet gösteremeyeceği gibi hususlar ağırlıktaydı. Bir de personel kıyımına dikkat çekildi.

Oylama yapılmadan önce bir grup kararı aldınız mı?

Bir gün önce AK Parti il binasında grubumuz toplandı. 49 üyemizden 48'i bu toplantıya katıldı. Arkadaşlarımız Büyükşehir Belediyesi'yle ilgili şikayetlerini dile getirdiler. Burada bir kanaat oluştu. Cuma günü meclis açılmadan Büyükşehir Belediyesi grup salonunda toplanmak ve kararımızı almak üzere dağıldık. Ancak kanaatler ortaya çıkmıştı. Grubun tamamının eğilimi olumsuzdu. O günkü grubumuzun tavrını toplantıdan sonra Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Ümit Özerol'a ilettim. Cuma günü öğle üzeri. Sayın Gürtuna aratarak Sanayi Bakanımız Sayın Bayram Ali Coşkun ile yemek yiyeceklerini, benim de katılmamı istedi. Birlikte öğle yemeği yedik. Sayın Bakan'ı birlikte uğurladık. Sonra Sayın Gürtuna birkaç dakika görüşme talebinde bulundu. Makamında oturduk, konuştuk. Kendisine grubun eleştiri ve şikayetlerini anlattım. Bekledim ki bir atak yaparak grubumuzun hassas olduğu konulara bir açılım sağlar. Öyle olmadı. Ali Talip Özdemir'in kendisini arayarak grubuyla arkasında olduğunu söylediğini anlattı. 'Hukuki bir sonuç doğmayacak' dedi. Bizim de böyle bir amacımızın olmadığını, sadece uyarma arzusunda olduğumuzu söyledim ve henüz grup kararı almadığımızı, kendilerinin takdim konuşmasını dinleyeceğimizi, grubumuz adına yapılacak konuşmadan sonra tavrımızın kesinleşeceğini belirttim. Bildiğiniz gibi meclis açıldı. İlk konuşmayı Sayın Gürtuna iki saate yakın yaptı. Ak Parti Grubu adına yapılan konuşmadan sonra hemen meclisten grup salonuna geçtik. Tüm arkadaşlar istisnasız red oyu kullanma kararında idi. Grup kararı almamıza gerek kalmadı. Grubumuz kırmızı oy kullandı.

Hukuki sonuç doğurmayacağı halde neden kırmızı oy kullandınız?

Ne yapalım hukuki sonuç doğurmuyor diye hep beyaz oy mu kullanalım. TBMM'de CHP, AK Parti'nin mutlak çoğunluğu var, istedikleri kanunu çıkartırlar diye oylamalarda kabul oyu mu kullanıyor. 42 kabul oyunun yanında 118 red oyu hiç mi bir şey ifade etmiyor. Öyleyse bu telaş niye. Dikkat ettiniz mi, mecliste tüm siyasi grupların eleştirilerinden bahsedilmedi. Öyle ki en sağından en soluna neredeyse tüm gazeteler oyumuzun renginden dolayı bize saldırdı. Hiç- biri niçin böyle bir oy kullandığımızı bize sormadı. Soranlar da yazmadılar. Bu durum bizi ister istemez birilerinin çıkarına çomak soktuğumuz düşüncesine sevketti. Öyle ki bir gazetede Genel Başkanım Erdoğan döneminde meclis üyelerinin hiç çalışmadığını, çalışanların da iş takibi yaptıkları gibi çirkin iddialar yer aldı. Kim olduğu belli olmayan iddia sahibinin bu iğrenç saldırısına yer verenler hiç düşünmediler mi? O meclis üyeleri Gürtuna'yı seçmişlerdi. Gürtuna da o meclisin bir üyesi idi. Sayın Tayyip Erdoğan zamanındaki İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi bugün Türkiye'yi idare ediyor. O günkü hizmetleri halkımız çok iyi değerlendirdi ve ülkeyi o kadroya teslim etti.

Diğer partililerden de kırmızı oy veren olmadı mı?

Olmaz mı. Saadet Partisi'nin yarıdan fazlası kırmızı oy verdi. ANAP'ın dahi pekçok üyesi kırmızı oy verdi. CHP ve DSP tamamen kırmızı oy kullandı. Ancak, sadece bize saldırıldı. Konuşulanlara ve yazılanlara bakılınca neden saldırdıkları anlaşılıyor. Amaç Genel Başkanımız'ı, Başbakanımız'ı, AK Parti'yi yıpratmak. Çünkü, saadet zincirinin kopacağından, hortum işinin sona ereceğinden endişe ediyorlar.

Kırmızı oy kullanmanızda AK Parti lideri Erdoğan'ın bir telkini oldu mu?

Biz böyle konuları Genel Başkanımız'a götürmeyiz. Türkiye'nin bunca derdi varken, Başbakanımız'ın zamanını israf etmeyiz. Kaldı ki, bizim grubumuzda 12 belediye başkanı var. Bu insanlar neyi nasıl yapacaklarına karar veremezler mi? Tabiî ki Ak Parti'nin kadrolarını yıpratmak için hedef olarak Genel Başkanı seçiliyor. İşi o kadar bayağılaştırıyorlar ki benim Esenköy'deki yazlık dairem için Tayyip Bey'in çok sevdiği Esenköy'de villam olduğundan bahsediliyor. Tayyip Bey'in sevdiği yerde mülkümün olması, Tayyip Bey tarafından bir beldenin sevilmesi bile suç sayılıyor. Hatırlayın dün Sayın Başbakanımız'ın bir milyar doları olduğundan bahsedenler, 'iddialarını ispatlayamayanlar şerefsizdirler' ifadesi karşısında neden sustular. Namuslu insanlara saldırarak namus duygusunu yok etmeye çalışarak kendi namussuzluklarını olağan göstermek istiyorlar. Güneş balçıkla sıvanmaz. Diyet borcu olmayanları kimse durduramayacaktır.

Bu aşamaya nasıl gelindi?

Pekçok olay var. Sayın Gürtuna'nın getirdiği bir genel sekreter yardımcısı vardı, Mahmut Kuş. Belediyede her işe el koydu Kuş. Özel amaçla gönderilen bir müfettişle Genel Başkanımız için iftira kampanyası başlatıldı. Daha önce gelen ve tüm dosyaları inceleyerek hiçbir kanunsuzluk ve usulsüzlük olmadığını tespit eden müfettişlerin raporu o günkü hükümetçe muteber sayılmayıp yeni bir müfettiş gönderildi. Suç icad etme işlemi başladı. Raporlar hazırlandı. Olaydan haberimiz vardı. Zaten bir TV kanalında aleyhte iftira ve iddialar içeren bu rapor gündeme getirildi. Neler yoktu bu raporda? Güya Sayın Gürtuna'nın sekreter yardımcısı görevli müfettişe konuşmuş, bu konuşmalar da emniyetçe tesbit edilmişti. Genel Başkanımız'ın bir milyar dolar biriktirdiğinden bahsediliyor, o günkü genel sekreterine hakaret içeren ifadeler kullanılıyordu. Bunun üzerine Sayın Gürtuna ile görüştüm. İki saate yakın görüşmemizde bu çirkin iddialarda bulunan bir kişinin o makamda oturmaması gerektiğini söyledim. Gürtuna, ısrarla böyle bir ifadenin olmadığını, Kuş'un bunu tekzip ettiğini ifade ederek, Kuş'u savunuyor ve onun bir iftira ile karşı karşıya olduğunu söylüyordu. Derken, kameraya alınan Kuş'un konuşmaları bir TV kanalında yayınlandı. Bu tertip Sayın Tayyip Erdoğan için hazırlanan bir linç girişimi idi. Buna seyirci kalamazdık. Grup kararı alarak 2001 Kasım meclis toplantılarından üç bileşime katılmadık. Sayın Gürtuna, bu tavrımızı da üzerine almadı ve Kuş görevini o yıl sonuna kadar sürdürdü. İzin vs. alarak pek makamına da gelmedi. Yıl sonunda eski görevine döndü. Fakat bir yıl daha lojmanda oturdu. Uyarımız üzerine lojmanı bıraktı. Şimdi ben soruyorum, savunduğun, iftiraya uğradığını iddia ettiğin şahsın, iğrenç iftiraları ortaya çıkınca, hiç değilse AK Parti Grubu'ndan bir özür dilemen gerekmez miydi? Bu şahsı sen getirdin. Sen savundun. Hiçbir işlem yapmadın. Görevden ayrılmasına rağmen lojmandan çıkartmadın. Bu durumda arkadaşlarımız bu komploda Sayın Gürtuna'nın da parmağının olduğunu, bu konuda o günkü hükümetle işbirliği çinde bulunduğunu düşünmezler mi? Sayın Gürtuna'nın bir açıklama yapması gerekmez miydi? Bu bir namus borcudur. Bu borç hâlâ üzerinde bulunmaktadır. Bakın biz bu olayda bile fevkalade olgun ve saygın davrandık. Huzur kaçırmadık. Tarih bizi haklı çıkardı. Kuş'un iftiraları bağımsız yargıda beraat kararıyla boşa çıktı. Sayın Erdoğan'ın suçlu bulunması ve Genel Başkan olamamasına umut bağlayanlar hüsrana uğradılar.

Hakkında aleyhte haberler çıkan Mustafa Şimşek için ne diyorsunuz?

Sayın Şimşek 1994-99 arası Bağcılar ilçesinden Büyükşehir Meclis üyesidir. Kendisinin İris Tekstil diye bir firmasının olduğu ve o dönemde İETT'nin ayakkabı, çorap vs. işinin bu firmaya bağlandığı söyleniyor. Sayın Şimşek'in bu isimde bir firması olmadığı gibi kendisi meclis üyeliği boyunca kanuni hakkı olan huzur hakkı ücretini bile almamıştır. Büyükşehir Belediyesi'nden değil gayr-i meşru, meşru hakkı olarak bile bir kuruş almamıştır. Benim 20 yıllık dostumdur.

'Yardımcı olmamızı istediklerini unutmuşlar'

Basında sizin Bağcılar Meclis üyesi olduğunuz yazıldı, doğru mu?

Yalan haberde Bağcılar Meclis üyesi olduğum yazılmış. Bağcılar Meclis Başkanı da açıklama göndererek benim Güngören Meclis üyesi olduğumu, dolayısıyla Bağcılar plan tadilatlarını değil de eğer yapıyorsam Güngören planlarını takip etmiş olacağımı bildirmiş. Yazıklar olsun. Ben Bağcılar Meclis üyesi değilim.

1994'ten bu yana Esenler ilçesinden B.Şehir Meclis üyesiyim. O günden beri aralıksız grup başkanıyım. Plan tadilatlarına gelince, Büyükşehir Meclisi'nden geçmiş ne kadar plan tadilatı varsa tamamında şahsımın ve grubumun katkısı vardır. Düne kadar grubum meclisin yarısı idi. Bizim oyumuz olmadan hangi plan meclisten geçebilirdi ki. Bütün ilçelerin planlarında emeğimiz ve sorumluluğumuz vardır. Bir de bu planlar meclisten geçtikten sonra Sayın Gürtuna tarafından onaylanmaktadır. Bağcılar planları önceki yıl Büyükşehir Meclisi'ne geldiğinde o zamanki bağımsız olan Bağcılar Belediye Başkanı, yardımcısı ile haber gönderip yardımcı olmamızı istediğini unutmuş olacak. Grup olarak yardımcı olduk ve Bağcılar planları meclisten geçti. Bağcılar Belediye Başkanı, Sayın Genel Başkanımız, arkadaşı ve eski meclis üyesi Sayın Mustafa Şimşek ve benim hakkımdaki ifadelerden hiçbirine itiraz ve açıklama göndermeyip sadece benim Bağcılar Meclis üyesi olmadığımı bildirme ihtiyacı duymuş. Benim nerenin meclis üyesi olduğumu açıklamak ona mı kalmış.

Gürtuna tercihini kullanmakta serbest

Gürtuna'nın AK Parti ile bağları koptu mu?

Buna ben karar veremem, Sayın Gürtuna tercihini nasıl kullanır, AK Parti yönetimi ne yapar ben bilemem. Kamuoyunun yenilikçiler dediği hareketle başlayan AK Partinin kuruluş aşamasından bugüne kadar, Sayın Gürtuna AK Parti'yi beğenip seçmedi ise bundan sonra da seçmeyecek demektir. Şayet AK Parti'yi seçti ama AK Parti yönetimi kabul etmedi ise yine sonuç aynıdır. Yani kurulmuş bir bağ yoktur ki kopmuş olsun. Basından Genç Parti'ye geçeceğini okuyoruz. Hayırlı olmasını dilerim.

Kırmızı oylara bir de Saadet Partisi'nden eleştiriler geldiğini okuduk. Bunlara ne diyorsunuz?

Ben de okudum. Sayın Recai Kutan, 'Gürtuna Milli Görüşçü olduğu için red oyu verdiğimizi' söylemiş. Oğuzhan Asiltürk Bey daha da ileri giderek Gürtuna'nın faaliyet raporuna kırmızı oy vermemizi Irak'ı bombalamakla eşdeğer görüyor. Bunların tamamı yanlış. Kendi gruplarına bile sorulmadan ileri sürülen bu iddialar peşin yargıdan ibarettir.



28 Nisan 2003
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED