YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama


Dümbüllü'yle her gece

Yıllarca aynı sahneyi paylaştıkları Dümbüllü'nün her akşam sahnede evlendirdiği Dante çiftiyle nostalji olan turnelerini ve Türk tiyatrosunun unutulmaz ismi İsmail Dümbüllü'yü konuştuk.

O zamanlar televizyon henüz yoktu. İnsanların en büyük eğlenceleri yazlık sinemalardı. Bir de aralarında dönemin en ünlü müzisyenlerinin, bağlama ustalarının, tiyatrocuların ve illüzyonistlerin bulunduğu 40-50 kişilik sanatçı gruplarının çıktığı turneler vardı. Bu turnelere katılan sanatçılar, Avrupa'yı ve Anadolu'yu karış karış gezerler, halka gösteriler sunarlardı. Sanatçılar arasında kimler yoktu ki... Arif Sami Tokerler, Bedia Akartürkler, Safiye Aylalar, Tülin Kornatlar, Erol Büyükburçlar, Alaattin Şensoylar.

Tiyatro grubunun başında da İsmail Dümbüllü ile ekibi, ilizyonistlerden Abrakadabra, Dante, Turan Turanlılar ve dönemin ünlü birçok radyo sanatçıları. Yazları İstanbul'da sahneye çıkan ekip, kışları da Anadolu'yu adım adım gezer, geceleri programa katılır, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yeni bir şehre doğru o yorgunlukla yola çıkardı.

Turnelerle Anadolu'yu ve Avrupa'yı bir uçtan diğer uca gezen, hem illüzyon gösterileri yapan, hem de İsmail Dümbüllü ile birlikte sahneye çıkan Havva ve Mustafa Haksever nam-ı diğer "Bay ve Bayan Dante"yle o yılları ve o yıllardan akıllarında kalan turnelerini konuştuk.

Ömrümüz turnelerde geçti

1945'li yıllardan itibaren sahnelerde, illüzyon gösterileri yaptığını ve Dümbüllü ile tiyatro oynadıklarını anlatan Bay Dante, bir süre sonra Dümbüllü'nün tavsiyesi üzerine eşi Havva Hanım'ı da sahneye alarak birlikte çalışmaya başladıklarını söylüyor. Bay Dante turnelerde geçen ömürlerini ve o günleri şu cümlelerle anlatıyor:

"Dümbüllü'nün tavsiyesinden sonra eşimle birlikte sinemalarda, sahnelerde gösteriler yapmaya başladık. Kışları ise katıldığımız turnelerle birlikte Anadolu'ya ve Avrupa'ya çıkıyorduk. Herşey çok güzeldi. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren programlarda sahneye illüzyonistler, bağlama ustaları, ses sanatçıları, tiyatrocular ve en son da assolist çıkardı. Gün ışıyınca bir bakardık çoluk çocuk herkes ayakta bizi alkışlıyor."

Edirne'den Kars'a kadar Türkiye'yi bir uçtan diğer uca düzenlenen turnelerle gezdiklerini söyleyen Bayan Dante ise, "Anadolu'yu ve Avrupa'yı karış karış gezdik. Bu turnelerde herkes arasında büyük bir sevgi ve yardımlaşma olurdu. Haftalarca süren turnelere giderdik ve kimse, diğerine en ufak bir kırgınlığı olmaksızın geri dönerdi. Gittiğimiz şehirde gündüz bir yerde, gece bir başka yerde program yapar programdan sonra tekrar o yorgunlukla yola koyulurduk. Kimi zaman haftada ya da on günde bir otele gider dinlenirdik" sözleriyle o günleri özlemle anıyor.

Dümbüllü ile çalışmak keyifti

Uzun yıllar birlikte aynı sahneyi paylaştıkları ses sanatçıları Alaattin Yavaşca, Sami Toker, Bedia Akartürk, Safiye Ayla, Tülin Kornat, Erol Büyükburç, Alaattin Şensoy ile Ersen ve Dadaşlar'la ilgili birbirinden güzel anıları olduğunu söyleyen Bayan Dante, birlikte çalıştıkları ünlü tiyatro sanatçısı Dümbüllü'nün yerinin başka olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Dümbüllü ile çalışmak ayrı bir keyifti. Babacan, sımsıcak bir insandı. O günün sanatçılarına sevgiyi, yardımlaşmayı Dümbüllü öğretti dersem yanlış bir şey söylemiş olmam. Sahnede çok güzel fıkralar anlatırdı. Sahne öncesi heyecanımızı yatıştır, bize nasihat ederdi. İşine, seyirciye, sahneye çok saygılı bir insandı." Günümüzde turnelerin ehemmiyetinin kalmadığını belirten Bay Dante, bugün arasıra çağrıldığı programlarda gösteri yapmayı sürdürdüğünü ifade ediyor.

Ayşe OLGUN


Kağıda basmak için tıklayın.

Buchmanlar ve ayçiçekleri
Afrika'da 30 bin yıldır yaşadıkları ileri sürülen Buchman kabilesinden, kaya resimlerinden ve ayçiçeklerinden etkilenerek bunu tuvale yansıtan ressam Şebnem Moroğlu, ilk kişisel sergisini açtı. Bol ödüllü alan ama bugüne kadar hiç sergi açmayan Moroğlu, resimlerinde dikkat çeken Afrika ögelerinin esinlerini 'Tanrılar Çıldırmış Olmalı' filmindeki kabileden aldığını söyledi. Afrika'dan gelen bir akrabasının getirdiği kaya resimlerini görünce Buchman kabilesi ile olarak geniş araştırma yaptığını, kabilenin kültürünü tanımaya çalıştığını ve elde ettiği verilerden etkilenerek özelliklerini resmine yansıttığını kaydeden Moroğlu, Afrika esintilerinin yanısıra ayçiceklerinden de çok etkilendiğini ifade etti. ''Hepsinin ayrı bir yüzü var. Birini yaparken diğerini özlüyorum. Aralarında gizli bir bağ var sanki'' diyen sanatçının sergisi, Leonardo Sanat Galerisi'nde 12 Mart'a kadar açık.


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...