Böyle kemaliste can kurban

Mustafa Selçuk, "Gazete sayfalarını bu tarz yazılara ayırmak, sizden ziyade Emin Çölaşan ya da onun gibi yazarlara yakışır" diyordu gönderdiği elektronik mesajda, "Sizi ve gazetenizi takip eden biri olarak makalenizi böyle bir konu üzerine kurmanızı anlamadım. İnşaallah bana da kızmazsınız. Selamlar saygılar."

Hayır, kızmam...

Mustafa Selçuk, benim "Türk istikbalinin lumpen evladı" başlıklı yazımı "yersiz" bulmuş.

Haklıdır...

Maksadım birilerine ya da bir yerlere laf yetiştirmek değildi, bir prototipi anlatmaktı. Sadece bunu anlamadığı için kızabilirim Mustafa'ya.

Ne demişim peki?

"Atatürkçü terbiye" gerçekte uygar ve çağdaş bir nesil yetiştirmeyi öngörüyor; anlamadığı, kavramadığı, kavramasına imkan ve ihtimal bulunmayan konularda sezgileriyle davranan edep ve haya yoksunu şizoidler değil...

Antidemokratik söylemle harmanlanmış lumpen tepkilerin "ilericilik", "devrimcilik", "çağdaşlık" adı altında piyasa yapıyor olması üzücü.

Bunlar, büyük Türk düşünürü Doğu Perinçek'ten beslendiklerini söylüyorlar. Vural Savaş'a tapıyorlar. İlhan Selçuk ve Emin Çölaşan'ı "büyük aydınlanma önderi" sanıyorlar.

Geçenlerde İşçi Partisi'nden Veli Sivaslı aradı ve "Sözünü ettiğiniz İleri dergisinin bizimle ilgisi yok" dedi, "Ayrıca, bu arkadaşların provokatif tavrını da onaylamıyoruz."

Ben "İleri" dergisinden hiç sözetmemiştim oysa.

Veli Bey yeniden okusun yazıyı.

Tabii "İleri" çevresini "yeterince" kemalist bulmuyorlarsa, bu onların sorunu.

Sözü, asıl, posta kutuma mesaj atıp üzüntülerini bildiren kemalist gençlere getirmek istiyorum.

İzmir'den C. Yaşar, "Bir şeyi bilmenizi istiyorum Sayın Yavuz" diyor, "Gerçek anlamda çağdaş, her düşünceyi hoşgörebilen, komplekssiz gençlerin sayısı daha fazladır. O tip programlardaki tezgah hepimizce malumdur. Bir okurunuz olarak her fikrinize katılmasam da size saygım çok büyük..."

Sağolsun...

Bu da Özgür Öztürk'ten:

"Sayın Yavuz, yazınızı okudum. Bir Atatürkçü genç olarak kendilerini Atatürkçü ve anti-emperyalist sanan bu gençlerin yazdıklarını şiddetle kınıyorum. Bunlar kültür yoksunu, yol yordam bilmeyen zavallı kimselerdir. Şunu da belirtmek isterim. Ben sizin gazetenizin fikirlerini paylaşmıyorum. Ancak kim olursa olsun hiçbir kişi Atatürk'ün adını kullanarak, böyle terbiyesiz sözleri yazamaz. Bu kişiler fikirlerini daha medeni bir şekilde de belirtebilirlerdi. Çok klasik olacak ama 21. asırda sorunlarımızı hâlâ birbirimize küfür ederek anlatıyoruz. Ne acı."

Haklısın Özgür. Bunlar üstelik Galatasaray'da, Boğaziçi'nde, gradosu yüksek üniversitelerde okuyorlar; okuyup adam olacak, memleket yönetecek, kamu işlerini tedvire memur edilecekler, acı olan bu.

Sedat Dinçer ise bu gençlerin "devrimci", daha doğrusu "solcu" sanılmalarına içerliyor. Öfkeli. Biraz da ağzını bozmuş. Bu nedenle "sansürleyerek" alıntılıyorum mektubunu:

"Kendilerine 'devrimci' diyen Nazi .....'ni hiç değilse siz karıştırmayın gerçek devrimcilerle. Onlarla bir tutmayın. Gerçi yazınızın içerisinde İdris Küçükömer'den bahisle o ayrımı da koyuyorsunuz ama, resmi görüşçüler, kemalist sol aydınlar (ne demekse!) ve onların etrafında kümelenen insanlar bu ayrımı yakalayamazlar."

Büsbütün ümitsizliğe kapılmamıza gerek yok demek ki.