T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

"Rehavet ile gelen rezalet"

Minderde son yılların en acı yenilgisini burnumuzun dibinde Sofya'da aldık. Oraya ne ümitlerle gitmiştik. İnanmak istemiyorum ama kabullenmek mecburiyetindeyim...Yazdıklarım tenkit niteliğinde değil düpedüz gerçek.

Evet. Bendeniz Türkiye Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu'nda görev yapmış ancak son seçimde kaybetmiş kurulun üyesiyim. Ali Gümüş usta ile yıllarca birlikte aynı sayfaları paylaşmış, ondan feyz almış ve halen şu anda okuduğunuz Yeni Şafak'da beraberiz.

Neydi söylemek istediğim gerçekler... Madalyonu ters çevirip bakalım. "Enkaz aldık" teranesi ilekaralamaya çalıştığınız sizden önceki arkadaşlarınız, size ALTIN-GÜMÜŞ dolu enkaz! bıraktı. Dünya 3. Milli Takım teslim etti. Üç puan farkla üçüncülük herhalde küçümsenemezdi. Enkaz denilen dönemden birkaç isim vereceğim. Tam 14 şampiyon çıkaran Enkazın Dünya ve Avrupa minderlerindeki isimlerine bakalım...

Şeref Eroğlu-Ercan Yıldız-Nazmi Avluca-Zekeriya Güçlü-Aydın Polat-Ahmet Doğu-Harun Doğan-Adem Bereket-Yüksel Şanlı-Hamza Yerlikaya... ve diğerleri.

Serbest, greko-romen ayırımı yapmadan görüşlerimi yazıyorum.

Şimdi gelelim teknik komitenin iflasına... Serbest Milli Takım Teknik Direktörü Cahit Ahıskalıoğlu mürekkebi bile kurumadığı beyanatında şöyle demişti. "Serbest Güreş Milli Takımı, 2000'li yıllara gelinceye kadar "ÇEŞİTLİLİKTEN" uzak "Tek Adam" politikalarıyla adeta kökü kurutulmuş ve yavan bir hale bırakılmıştı."

Ahıskalıoğlu, yeni federasyonla birlikte her alanda teknik adamların daha çok araştırmaya ve çalışmaya yöneldiğini belirtiyor, konuşuyor. Bu tür beyanatlar yapılan icraatlardan sonra söylenir. Dünya Şampiyonası bir imtihandı. Sınıfta kaldıktan sonra "istifa ediyorum" demek beceriksizliğin kanıtıdır. Akdeniz Oyunları'nda alınan 8 sıklette, sekiz madalyanın rehaveti ile gidilen Sofya'da kimse alınmasın bunun adı rezalettir.

Dünya Şampiyonası Sofya'da yapılmayıp Amerika'da olsaydı belki fatura daha da ağır olacaktı. Ev sahibi avantajı ile tam dibe çökecektik. O zaman minderdekilerden ses gelecekti. "Havasına alışamadık, erken veya geç geldik" diyeceklerdi...

Yöneticisinden sporcusuna herkesin aklını başına alma zamanı geldi. Güreş için kalemlerini kullananlar dahil hepimize sesleniyorum. Politika ağızlarını bırakalım. Siyasetçilerin kullandığı enkaz deyimini cebinize sokun. Devraldığınız şampiyonlukları, madalyaların kıymetini bilin. Federasyonlar bugün gelir, yarın gider.

Gelen, gideni aratmasın...


30 Kasım 2001
Cuma
 
BEKİR BORAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED