28 Şubat sürecinde sermayeyi renklere ayıran ANASOL-M hükümetinin Anadolu sermayesine yönelik baskıları her geçen gün artarak büyüyor. "İstanbul Yaklaşımı" gibi formüllerle, kamu ve fon bankalarından aldıkları kredi borçlarını ödemeyen holdingleri desteklemenin yollarını arayan hükümet, ekonomik krize rağmen ayakta kalmayı başarmış olan ancak kendine yakın olmayan sermaye kesimini akla hayale gelmedik baskılarla bitirmeye çalışıyor. Maliye Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve kamu bankaları, sermayeyi desteklemek yerine batırmak için harekete geçti.

İstikrar programları ile Türk ekonomisini IMF'ye teslim eden 57. hükümet, kendisini desteklemeyen sermayeye gruplarını yoketmenin yollarını arıyor. 28 şubat sürecinde sermayeyi renklere ayıran hükümet, şimdi de sermayeye "hortumcu" ve "hortumcu olmayanlar" olarak ayırdı.

Kamu ve fon bankalarından aldıkları kredileri ödemeyen ancak hükümet üyelerinin yanında yeralan holdinglere yeni kredi açabilmek için formüller aranırken, Anadolu sermayesi ile kurulan işletmelere ise denetim terörü uygulanıyor. Edinilen bilgiye göre, hükümet Anadolu sermayesini susturmak için Maliye Bakanlığı'nın uzmanları ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerini kullanıyor. Müfettişler hiçbir hata bulamamasına rağmen firmalar hakkında hemen soruşturma açıyorlar, taciz ediyorlar. Gecikmiş vergi borcundan dolayı da memurlar kapıya dikiliyor, banka hesaplar bloke ediliyor. Bu şekilde kıskaca alınmış yaklaşık 500 kadar firma bulunuyor ve bu firmalarda çalışan 250 bin kişi işinden olma korkusuyla yaşıyor.

Yanlıştan biran önce dönün

Hükümetin, sermayeyi İstanbul ve Anadolu sermayesi olarak ayırmasına büyük tepki geldi. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Genel Başkanı Ragıp Gültekin, hükümetin İstanbul Yaklaşımı ile 63 şirketi kurtarmayı amaçladığını belirterek, ekonominin yüzde 99'unu oluşturan küçük işletmelere ise hiç bir desteğin verilmediğini bildirdi. Gültekin, "Yetkilileri sesleniyoruz. Asıl desteklenmesi gereken küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Bu konu asla göz ardı edilmemeli ve yanlışlıktan biran önce dönülmelidir. Veya KOBİ'lerin de dikkate alındığı bir alternatif hazırlanmalıdır" diye konuştu.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün de, 'İstanbul yaklaşımı' adı altında holdinglerin desteklenmesini eleştirerek, "Kayseri, Adana, Gaziantep'teki işletmeleri dikkate almayan hiç bir yaklaşıma destek vermeyiz. İstanbul yaklaşımı adı altındaki formüllerle, holdinglere peşkeş mi çekilmek isteniyor, bilmek istiyoruz" dedi.

HÜKÜMET DÜRÜST FİRMALARI YILDIRIYOR

İşte, 57. hükümetin çeşitli birimlerince Anadolu sermayesine uyguladığı baskılar:

Hazine Müsteşarlığı: Devlet Bakanı Derviş'e bağlı Hazine, Anadolu sermayesine geçit vermiyor. Derviş, Anadolu sermayesinin usulüne uygun olarak istediği yatırım teşvikleri için MİT'ten "rapor" istiyor.

Maliye Bakanlığı: Vergi gelirlerinin büyük kısmını küçük ve orta ölçekli Anadolu işletmelerinin ödediği vergilerden sağlayan Bakanlık, denetim elemanları vergisini ödeyen mükelleflerin üzerine gönderiyor.

Çalışma Bakanlığı: Bakanlık müfettişleri, katrilyonluk prim borcu olan holdinglerin yerine, SSK primini düzenli olarak ödeyen işletmelerin açıklarını arıyor.