T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Milletin aynasında siyaset

İnsanın, millet gibi düşünmesi güzel bir şey. Bunu nereden mi anlayabilirsiniz? -Bazı yanılma paylarıyla-, İnternet sitelerinin yaptığı anketlerden.

Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, DGM'lerin kapsamını daraltan kanunu veto etti. Tıpkı medya Karteli'nin istediği Radyo Televizyon Kanunu'nu, geçtiğimiz aylarda veto ettiği gibi.

Böylece, "Kimse bu dünyada şah değil, padişah değil" sözü teyid edilmiş oldu.

Tabiî Meclis'in çoğunluğu (iktidar partileri) tamamen Kartel patronlarının keyfi istikametinde çalışıyor. Sabahlara kadar, hükûmet ortağı partilerin genel başkanları, Parlamento'daki RTÜK oylamasını takib etmemişler miydi?

DGM'lerin görev alanından, çete suçlarını (Türk Ceza Kanunu 313) çıkaran tasarı da kaşla göz arasında 14 Kasım 2001'de kanunlaşmıştı.

"Hiç değilse, başlatılan davalar sürsün, Ağır Ceza'ya intikali hem zaman kaybına sebebiyet verir; hem de kamu vicdanını yaralar. İnsanlar, 'Acaba birilerini himaye etmek için mi kanun değişiyor?' diye düşünür" dedik.

Bizim gibi birkaç yazarın itiraz ve uyarıları dikkate alınmadı. Ama sonunda, kanun Çankaya'dan döndü. Mavi Akım'dan, Bayındırlık Bakanlığı'ndaki yolsuzluk iddialarına ve tabiî ki "basın - banka" patronlarının davalarına kadar gene bütün dosyalarda DGM yetkili.

Haberx ve Star

İnternet portalı, www. haberx. com sitesinin düzenlediği ankette, Cumhurbaşkanı'nın vetosu % 90 oranında onaylanıyor.

Star gazetesi de, diğerlerinin hayli küçük verdiği haberi manşetinden, "Banka hortumlayanlar, Çankaya'ya tosladı" başlığı ile yayınlamış.

Hükûmetin ileri sürdüğü gerekçenin (Güvenlik Mahkemeleri'nin iş yükünü hafifletmek) doğru olmadığı, kanunun yolsuzluk yapanları korumak hedefini taşıdığı da, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarıyla bir kere daha meydana çıktı.

Bakın ne diyor Necdet Sezer? En can alıcı noktayı veriyoruz: "Çıkar amaçlı suç örgütlerinin ilişkileri, her zaman şiddet kullanarak yürütülmemektedir. Banka kaynaklarının kurutulmasında, bu kaynakları kendi özel çıkarları için kullananlar arasında, cebir, şiddet ya da tehdit değil, karşılıklı çıkar birliğine dayalı bir ilişki söz konusudur... DGM'lerde yargılanan kimi sanıkların durumu, temiz toplum düzenine duyulan özlem nedeniyle, toplumda büyük bir duyarlılık yaratmıştır. Değişikliğin yürürlüğe girmesi, kamuoyu tarafından, bazı kişilerin korunması için özel yasa çıkarıldığı şeklinde algılanabilir."

Anketler

Cumhurbaşkanı çoğu zaman halkın nabzına göre karar veriyor. Bu yüzden vatandaşın desteği sürüyor.

İktidar partileri ise göz göre göre, milletle zıtlaşıyor.

Bu zıtlaşmanın sonuçlarını gene Haberx'in anketlerinden takip edebilirsiniz.

"Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz" sorusuna karşılık: AK Parti % 44.9, Meclis dışından bir parti % 23.7, hiçbir parti % 17.5, DYP % 6, Saadet % 4.3, MHP % 2.2, DSP % 0.8, Anap % 0.6.

Haberx, muhalefetin, liberal ve muhafazakâr kesimin izlediği bir haber portalı. Bu yüzden, AK Parti'ye destek, normal bir kamuoyu araştırmasının üzerinde çıkıyor. Ama, sonuç, genel eğilimin paralelinde. AK Parti birinci, fakat boşluğu tam anlamıyla dolduramıyor; mevcut partiler de tatmin etmiyor; yeni oluşum beklentisi sürüyor.

Haberx'in anketinden de, diğer kamuoyu araştırmaları gibi işte bu sonuçlar çıkıyor.

"Aşağıdaki partilerin hangilerine kesinlikle oy vermezdiniz?" bir başka soru. İşte cevaplar: DSP % 67.9; MHP % 67.7; Hadep %62.2; Anap % 62.1; İşçi Partisi (Doğu Perinçek) % 61.6; CHP % 52.3; ÖDP % 49.6; DYP % 40; Saadet Partisi % 33.7; BBP % 23.2; AK Parti % 21; LDP (Liberal Demokrat Parti) % 16.5.

(DSP'ye oy vermeyeceklerin oranı %67.9 ile en yüksek. Liberal Demokrat Parti ise en az tepkiyi çeken siyasi oluşum. Ankete katılanlardan sadece % 16.5'i LDP'ye oy vermeyeceğini belirtiyor. LDP'nin yanısıra AK Parti, BBP ve Saadet Partisi'ne yönelik tepkiler de düşük düzeyde kalıyor.)

Boşluk devam ettiğine göre, bu boşluğu doldurma temayülünde olanların aldıkları destek ne kadar?

-Melih Gökçek parti kursa oy verir misiniz?

"Evet" % 17.2; "Hayır" % 82.8.

-Peki ya Saadettin Tantan'a ilgi nasıl? Tantan parti kursa oy verir misiniz?

"Evet" % 41.4; "Hayır" % 58.6.

İçinde Tantan'ın bulunduğu bir parti kurulduğu takdirde, gelişme potansiyeli mevcut.

Solda beklenti

Sol bir oluşumda acaba insanlar kimi lider görmek istiyor? İnönü çekildikten sonra, yeni arayışlar başladı. Haberx anketine iştirak edenler (genelde liberal --muhafazakâr ağırlıklı) en yüksek oranda Sema Pişkinsüt'ün liderliğini destekliyor.

İşte cevaplar:

Sema Pişkinsüt % 43.2; Kemal Derviş % 16.7; İsmail Cem % 14.5; Mümtaz Soysal % 5.3; Zekeriya Temizel % 4.4; Murat Karayalçın % 4; Aydın Güven Gürkan % 1.8.

Elbette, bu neticeler, seçmen ağırlıklarına göre düzenlenmiş bir kamuoyu araştırmasına dayanmıyor. Ama artılarla, eksilerle bir fikir verebilir. Tıpkı Demirel'e ilişkin anketlerin sonucu gibi.

"Türkiye'nin bu hale gelmesinin sorumlusu kim?" karşılığında iki seçenek var: "Demirel mi? Ecevit mi?"

Demirel % 63.9; Ecevit % 36.1.

Merkez sağı birleştirmesi için Demirel'e oy verir misiniz?

Evet % 5.6; Hayır % 94.4.

Ve sonuçlar

Bütün anketleri birlikte inceleyince, büyük yanılma paylarıyla bile olsa, genel bir eğilim ortaya çıkıyor. Hiç değilse muhafazakâr - liberal seçmenin tercihleri anlaşılıyor. Bu seçmen, daha ziyade AK Parti'yi destekliyor; aşağı yukarı aynı oranda bir grup, yeni bir oluşum bekliyor. Tantan'ın içinde bulunacağı bir parti bu kesimden oy alabilecek. Melih Gökçek'e, Tantan kadar itibar etmiyor. Demirel'i umut olarak görmüyor. DGM'nin görev alanının daraltılması gibi yolsuzlukların üzerini örtebilecek girişimlere karşı.

Hele hele Sema Pişkinsüt'e verilen destek iyi incelenmeli. Pişkinsüt, insan haklarına ilişkin faaliyetleri ve kongrede genel başkanlığa adaylığını cesaretle koyması sayesinde, gönülleri kazanmış. İnsan haklarına, din ve vicdan hürriyetine saygılı bir laiklik anlayışını benimsediği ve o konuda bağnaz bir tavır takınmadığı takdirde, bu yerini muhafaza edebilir.

Kartel basını, Kemal Derviş veya İsmail Cem'in ismini ön plana çıkarıyor ama, Sema Pişkinsüt, tabuları yıkıp halkın gönlüne girmeyi başarmış bile.

İnternet anketlerinde, öne çıkan isimleri tesbit edip, okurlarımızla paylaşacağız. Her öne çıkan kişi liderliğe talip olmazsa, millete yakın kadrolar daha kolay oluşacaktır.

Seçim öncesinde ittifak kurulmasına izin verilirse, seçim sonrasında geniş halk tabanına dayanan iktidarlar işbaşına gelebilir.

Bu arada Anayasa değişikliği meyvalarını vermeye başladı. Yolsuzluk iddialarının incelenmesi için Soruşturma Komisyonları Genel Kurul'da gizli oyla kuruluyor. Milletvekilleri vicdanları ile başbaşa kalınca, Koray Aydın hakkında 196 oya karşı 231 oyla soruşturma açılmasını istediler. Soruşturma Komisyonu kurulacak ve en geç 4 ay içinde raporunu hazırlayacak. Koray Aydın'ın Yüce Divan'a gidebilmesi için Komisyon raporunun oylanmasında 276 (salt çoğunluk) gerekli. 231 oy, raporun oylanması sırasında 276'ya yükselebilir.

Görüldüğü gibi Meclis'in itibar kaybetmesinin sorumlusu milletvekilleri değil, pazarlık yaparak, aralarında anlaşan genel başkanlardır. Zaten mevcut partilerin halkın desteğini kaybetmesi de onlardan kaynaklanıyor.

Bu ilki, diğer soruşturma komisyonlarının takip etmesini temenni ediyoruz. MHP eski Enerji Bakanı'nı halâ Yüce Divan'a göndermeyecek mi?


30 Kasım 2001
Cuma
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED