AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Yol ayrımı

Bazılarına göre, Türkiye, bir yol ayrımında: Kıbrıs'ta çözüm gerçekleşmediği için Avrupa Birliği (AB) ile ters düştüğü gibi, Irak Savaşı'nda 'aktif' rol almadığı için de ABD ile arası şekerrenk... Bu değerlendirmenin sahipleri arasından, "Yalnızlaşan Türkiye ne yapacak?" diye soranlar da, "Ak Parti hükümeti, Türkiye'nin yüzünü Batı'dan çevirmek için bunları kasıtlı mı yapıyor acaba?" kuşkusunu dile getirenler de var...

Bu tahlilin doğru olmadığını, konuyu her iki biçimde ele alanlar da biliyor aslında; Türkiye, Batı'nın bir çırpıda vazgeçebileceği bir ülke olmadığı gibi, ülkenin çıkarları da Batı ile ilişkilerin daha güçlü kılınmasından yana. Şu anda dünyanın içinden geçtiği 'anormal' şartlar yüzünden bütün kartlar yeniden karılıyor, bundan Türkiye de etkileniyor; ancak 'normallik' avdet ettiğinde, Türkiye'nin değerinin eskisinden çok daha artması elbette mümkün.

'Dünyada kartların yeniden karılması' sürecinin en dikkat çekici örneği aslında Türkiye. Çok değil, bundan üç ay önce, 10 Aralık 2002 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, AB, eski Demirperde ülkelerine üyelik kapısını ardına kadar açarken, Türkiye'yi, "ABD'nin Truva atı" olduğu gerekçesiyle eşikte tutmaya karar vermişti. Oysa, ABD'nin Irak'a saldırısıyla ortaya çıkan manzara ne? 'Truva atı' olduğu sanılan Türkiye, ABD'nin emperyal heveslerine "Hayır" diyebilmişken, bir hafta sonra AB üyeliği başlayacak Orta Avrupa ülkeleri, haksız ve adaletsiz savaşında, ABD'nin yanına koştular...

Kartlar yeniden karıldığında, Türkiye'nin, AB'de gerçek gücü oluşturan ülkelerin yanıbaşında yer aldığı görülecek. Elbette, otomatik bir ortaklığı kimse öngörmüyor; ancak, AB'den daha güçlü sinyaller alındığında, Türkiye, üyelik için gerekli şartları eskisinden daha büyük gönül ferahlığıyla yerine getirmekte fazla zorlanmayacaktır...

Global savrulmada AB'ye daha yakın durması, Türkiye'nin ABD ile iplerini koparması anlamına gelmiyor. ABD için Türkiye sadece Irak'a açacağı savaşta gerekli bir ülke olsaydı bu tür kuşkular haklı karşılanabilirdi. Oysa, zaman zaman gerilimler yaşansa da, iki ülke arasındaki ilişkiler sanıldığından daha köklüdür. 1964'te Johnson Mektubu'na muhatap olan Türkiye, 1974 Kıbrıs müdahalesini tâkip eden yıllarda ABD ambargosuyla karşılaşmadı mı? Ancak, hem dünya çok değişti, hem de global şartlar Türkiye'nin merkez teşkil ettiği coğrafyayı daha değerli kıldı. Bu gerilimi de patırtısız atlatma şansımız yüksek...

Kısacası, Türkiye, kasıtlı veya kasıtsız, Batı ile iplerini koparmayla sonuçlanacak bir yol ayrımında değil.

Ancak, Türkiye'ye bakarak dış politika tercihlerinde yol ayrımına gelindiği yanlış tespitinde bulunanların haklı oldukları bir nokta var: Türkiye, henüz ufukta beliren başka bir sebepten, tam anlamıyla yol ayrımında. Yol çatalında sağlıklı bir tercihte bulunulabilirse, geleneksel politik yapıyı geride bırakan Türkiye, gerçek anlamda katılımcı bir demokrasiye kavuşabilir...

Türkiye'de geleneksel elitler, şu kısa sürede anlaşıldı ki, hükümeti istedikleri yöne sevk edemediler. Bu uzun yıllardır ilk defa oluyor. O odakların beklentisinin aksine, milletvekilleri, parti bağlantısını da aşarak, ülke menfaati üzerinde birleşebildiler. Ak Parti bu dönemeçten birlik ve bütünlüğünü koruyarak çıkabildi. Geleneksel etkileme mekanizmalarının nefesi yetmedi, korkutma ve sindirme işe yaramadı, sonunda milletin çoğunluğunun istediği istikamette bir politika benimsendi. Bu olağanüstü önemde bir gelişme.

Bunu sağlayanlar bile, hükümet dahil, gerçekleşenin ne kadar önemli ve radikal bir değişiklik olduğunu tam fark etmiş değiller. Bazısı yüzü al al ortalıkta dolaşıyor, bir bölümü ise yaptığından pişman gibi. Oysa, milletvekilleri, daha üç aylık olmalarına rağmen, olgunluk sınavından başarıyla geçtiler. Ülkeyi geri bırakan bütün kötülüklerin anası geleneksel politika, onların cesaretleri sayesinde, büyük bir darbe yedi.

"Yol ayrımındayız" diyorlar ya, bu anlamda gerçekten yol ayrımındayız...


25 Mart 2003
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED