AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K Ü L T Ü R
Hem zengin
hem asil olsun!

Gelin ile Kaynana, dünya durdukça varolan klasik tartışmadan sınıf çatışması çıkaran bir İtalyan komedisi. Şehir Tiyatroları'nca sahnelenen oyun, gücünü yitiren asaleti para ile sınıyor.

Carlo Goldoni'nin başyapıtlarından olan, İtalya'da Antikacı Aile olarak bilinen komedisi, Gelin ile Kaynana, ilginç dekoru, göz alıcı kostümleri ve gelin kaynana anlaşmazlığı etrafında yaşanan sınıfsal ayrımı işleyen konusu ile Şehir Tiyatroları'nda sahneleniyor. İtalyan yönetmen Angelo Savelli'nin perdeye taşıdığı ve Şehri Tiyatroları'nın bu sezon repertuarına aldığı Gelin İle Kaynana, üst sınıf aristokrat ve orta sınıf burjuva bir ailenin dünür olması ile gelişen gelin-kaynana ilişkisini işliyor. Geçtiğimiz hafta boyunca Ümraniye Sahnesi'nde perdelenen oyunda, aristokrasinin düşüşe geçtiği bir dönemde, bundan etkilenen bireylerin geçiş dönemi psikolojileri ustalıkla işleniyor.

Hiç değişmeyen kavga

18. yüzyıl İtalya'sında deniz kıyısında zengin bir ticaret şehrinde geçen oyun, antika meraklısı olan ve aslında antikadan pek de anlamayan Kont Anselma'nın evini sahneye yansıtıyor. Tüm varlığını antika tutkusu nedeniyle kaybeden Kont Anselma, mali kaygıları nedeniyle, oğlunu Venedikli zengin tüccar Pantalone'nin kızıyla evlendirir. Gelin Dolarice eve getirdiği 20 bin skudo ile, aileyi ekonomik olarak rahatlatsa da evin iç huzurunu bozacak gelişmelere meydan hazırlamıştır.

Gelin, eve getirdiği para ile hükmetmek istemekte, kaynana ise ne kadar parası olursa olsun asaleti olmayan bir geline itibar etmemektedir. Oyun boyunca pek yüzyüze konuşmayan bu iki kadın arasındaki ilişkiyi, bire bin katarak anlatan hizmetçi ve dalkavuklar sağlar.

Bir komedya devrimcisi Goldoni

Gelin ile Kaynana'nı yazarı Carlo Goldoni, Commedia dell'arte oyunlarındaki maskeli, kalıplaşmış tiplerin yerine, daha gerçekçi karakterler; gevşek yapılı, çoğu zaman yinelemelerle dolu kurgular yerine, sıkı dokulu olay örgüleri ve sonu önceden kestirilebilinen farsın yerine neşeli ve gelişmeye açık bir hava getirmiştir. Tüm bunlar nedeniyle İtalyan gerçekçi komedisinin kurucusudur. 1749'da yazılan Gelin ile Kaynana, Goldoni Tiyatrosu'nun bir geçiş eseridir. Commedia dell'Arte'nin iki yüz yıllık inanılmazlıklardan sonra sahneye realist hikayeler getiren Goldoni, İtalyan Komedyası Devrimi'ni başlatmıştır.

'Dominant' kadın 'light' erkek

Neval Barlas'ın Türkçe'ye çevirdiği, çıkar ve evlilik ilişkilerinin çıplaklıkla gözlendiği komedi, bir çoğunu ekranlardan tanıdığımız güçlü bir oyuncu kadrosundan oluşuyor. Toron Karaca, Güzin Özyağcılar, Nejat Birecik ve Mustafa Arslan'ın yanı sıra genç sanatçıların başarısı ve emeği de takdire değer. Oyunda dikkat çeken en önemli unsur kadın karakterlerin baskınlığı. Gelin, kaynana ve hizmetçi oyunun şekillenmesine en çok katkısı olan karakterler. Erkekler ise farklı saplantıları ve tutukuları bulunan tiplemeler olarak çıkıyor karşımıza. İşsiz damat arkadaşı ile eğlenmekte, evin reisi kont ise antikalarından kendini alamamaktadır. Bir de kadınlara, danışmanlık yapan iki dalkavuk var. Tek sağlam karakter gelinin tüccar babası. Gelin ve kaynana çekişmeleri benzese de, Doğu kültürüne uzak olan bu tablo, Türk izleyicisinin oyuna adaptasyonunun güçleştiriyor. Oyun rejisi ve oyunculuğu ile oldukça başarılı, sahnede kullanılan bazı motifler ve fonda kullanılan alaturka müzik kurguda bazı uyarlamaların yapıldığını gösteriyor.

 
Sağlık bir bütündür
  • OSMAN AKKUŞAK


    'Savaşa hayır, sevgiyle yaşamaya evet'
    T asarımlarında Türk kültürünü 21. yüzyıl formlarıyla işleyen seramik sanatçısı Özlem Özer, 5-18 Nisan tarihleri arasında Bakırköy Kültür ve Sanat Galerisi'nde "Toprak, Su ve Ben Ateşle Buluştuğumda" adlı sergisini sanatseverlere hazırlıyor. Askeri Müze'de sergilenen Osmanlı dönemine ait kılıç, kalkan, miğfer ve mızrak gibi geleneksel savaş silahlarının üzerindeki bezemelerden etkilenen sanatçı, bu silahları kendi yorumuyla seramik sanatı objelerine dönüştürüyor. Savaş gereçlerinin sadece müzede kalmasını isteyen sanatçı, "Savaşlar olmasın ve bu silahlar insanlara zarar vermek için kullanılmasın." diyor.
  • ELİF AYGEN


    Savaşlar sürüyordu ve...
    "Savaşlar hala devam ediyordu. Dünya dört büyük katmana ayrılmıştı; AvrupaAvrupa, AsyaAsya, Okyanusya ve Öteki Dünya. Julia ve Winston tüm zamanlar ve mekanlar arasında aşkı arıyordu." George Orwell'in 1984 adlı romanı üzerine bir yorum niteliğinde yazdığı Sene 2084 adlı tek kişilik gösterisinde böyle diyor Yeşim Özsoy Gülan. Sanatçı, bugün Babylon'da, 26 ve 27 Mart'ta Roxy'de saat 21:00'de canlı müzik ve video tasarımı eşliğinde sahneleyeceği gösteride dördü kadın, dördü erkek sekiz monoloğu canlandırıyor. Sene 2084, sınırları her geçen gün daha da belirsizleşirken büyük katmanlara ayrılan parçalanmış bir dünyadan bahsediyor. Bu dünyada aşkın ve savaşın varlığını sorgulayan metin, 1984 romanındaki Julia ve Winston karakterlerinin dört ayrı zaman ve mekandaki dört farklı yüzü yoluyla ifade buluyor.
  • 25 Mart 2003
    Salı
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED