AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Cenevre Sözleşmesi Mezar-ı Şerif'te 3 bin esiri katledenler için ne diyor?

Cenevre Sözleşmesi'nden söz edenlere bakın. Uluslararası hukuku, uluslararası sözleşmeleri, uluslararası kurumları çiğneyerek küresel düzeyde devlet terörü uygulayanlar, sivillere yönelik katliamlarını gizleme ihtiyacı duymayanlar, yerleşim birimlerini yerle bir edip yüzlerce insanı toprağa gömenler, ABD üslerini esir kamplarına dönüştürenler, soykırım ve savaş suçlarını yargılayacak mahkemeleri tehditle sindirenler şimdi Cenevre Sözleşmesi'nden söz ediyor. Bu "küresel terör zihniyeti"nin kuryeliğini yapanlar da esir ve ölü ABD askerlerinin görüntülerinin şaşkınlığı ile Cenevre Sözleşmesi'ne sığınarak efendilerinin rezilliklerini gizlemeye çalışıyorlar. Bağdat'a, Basra'ya yağan yüzlerce bombanın, binlerce füzenin ellerini/ayaklarını kopardığı Iraklı çocukların görüntülerinden vicdanları sızlamayanlar, ölenler, esir alınanlar Amerikan askeri olunca uluslararası sözleşmeleri hatırlıyor.

Son iki yıl içinde neler yaşandığına bakanlar, "Cenevre Sözleşmesi'ni yırtıp atanlar"ın iğrenç cinayetlerinden, savaş suçlarından, insanlık suçlarından başka bir şey görmeyecektir. Bir çoğu savaş suçlusu kadrolar tarafından yönetilen ABD ve İsrail'in Cenin'de yaptıkları katliamı ve BM'yi bölgeye bile sokmadıklarını ne çabuk unuttunuz? Siperde beyaz bayrak çekmelerine rağmen kafalarından kurşunlanan Irak askerlerini, elleri bağlanarak savaş esiri muamelesi gören sivilleri görmüyor musunuz? Cenevre Sözleşmesi'nin, silahlı çatışmalarda sivillerin öldürülmesini de "savaş suçu" saydığını neden söylemiyorsunuz? Günlerdir televizyon ekranlarında seyrettiğimiz katliamın, uluslararası hukuku, insanlık değerlerini aşağılayarak başlatıldığını, korkunç bir açgözlülük ve yağma hırsıyla özgür insanlarının köleleştirilmesi için yürütüldüğünü bilmeyen mi kaldı?

Mezar-ı Şerif çevresindeki toplu mezarlar kimin eseri?

Afganistan'a saldırı sırasında Cenk Kalesi'nde yedi yüz esir hava bombardımanı ve Amerikan/İngiliz özel birlikleri tarafından katledildi. O zaman Cenevre Sözleşmesi yok muydu? 21. yüzyılın en vahşi katliamını hatırlatalım. Kunduz-Şibirgan cezaevi ekseninde konteynerlere doldurulan binlerce esir, daha Mezar-ı Şerif'e gelmeden açlıktan, susuzluktan ve havasızlıktan öldü. Kalanlar kurşuna dizildi. Esirlerin susuzluktan birbirlerini terini yaladıklarını, dışarıdan yaylım ateşine tutulan konteynerlerdeki kurşun deliklerinden kan sızdığını neden hatırlamıyorsunuz? Bütün bu katliamların belgeselini çeken, Avrupa Parlamentosu'nda ve Alman Parlamentosu'nda özetini gösteren İrlandalı gazeteci Jamie Doran, Kunduz'da 8 bin kişinin esir alındığını, bunların tek tek sayıldığını, 500 kişinin Cenk Kalesi'ne götürüldüğünü, 7 bin 500 kişinin Şibirgan Cezaevi'ne nakledildiğini, ancak cezaevine konulanların sayısının 3 bin 15 olduğunu belirterek, "geri kalanlara ne oldu?" diye soruyor.

Doran'a göre bunlar olurken Şibirgan Cezaevi çevresinde 150 Amerikan askeri ve çok sayıda CIA ajanı vardı ve her şey onlardan soruluyordu. Mezar-ı Şerif'in çevresindeki çölde çok sayıda toplu mezarlar olduğunu söyleyen Doran, "sadece bir toplu mezarda bin cesedin bulunduğu"nu söylüyor. Bir görgü tanığı, katledilen esirlerin cesetleriyle dolu konteynerlerin çöle götürülüp içindekilerin boşaltılması emrini ABD askerlerinden aldığını açıklıyor. Bir başka tanık ise, cesetlerin gömülmesine 40 Amerikan askerinin nezaret ettiğini belirtiyor.

Görgü tanıkları, ABD askerlerinin esirlerin boyunlarını kırarak öldürdüğünü, üzerlerine asit döktüğünü, yüzlerce esirin çöle götürülüp ABD askerleri ve Raşit Dostum'un adamları tarafından kurşuna dizildiğini, infaz emrinin bölgedeki ABD birliklerinin komutanı tarafından verildiğini ve onlarca ABD askerinin bu infazda yer aldığını söylüyor ve "Amerikalılar ne isterlerse yapıyorlardı. Onları durduracak gücümüz yoktu" diyor. Bu katliam için soruşturma açılmasını kim engellendi, bilen var mı?

Guantanamo'da hangi hukuk geçerli?

Başta Müslüman ülkeler olmak üzere, doksan ülkeden sayısı hiçbir zaman tespit edilemeyecek miktarda insan gözaltına alındı. Bu kişiler, hiç ilgisi olmayan ülkelere, Mısır'a, Sudan'a veya Yemen'e götürülüp işkence altında sorgulandı.

Ellerine parmaksız eldiven giydirilmiş ve kelepçelenmiş, ayakları zincirli, ağızları, burunları ve kulakları kapalı, gözleri bağlı, gözlerine ve kulaklarına ilaç dökülerek görmeleri ve duymaları engellenmiş, görme, işitme, koklama ve dokunma güdüleri etkisiz hale getirilmiş, ABD askeri uçaklarında zincirli halde 25 saatlik bir uçuşla Guantanamo askeri üssüne götürülen "esirler"e yönelik hayvanlara bile reva görülmeyen muamele hangi sözleşmeye göre yapıldı? Savunma hakkı, avukat hakkı, temyiz hakkı verilmeyen, savaş gemilerinde tutulan Müslüman gençler, neye ve kime karşı suçlu?

ABD mahkemeleri bu kişilerin Amerikan vatandaşı olmadıkları, ABD'de suç işlemedikleri ve şu an ABD topraklarında olmadıkları için Amerikan mahkemelerinde yargılanamayacaklarını söylüyor. ABD Başkanı George Bush, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve Adalet Bakanı John Aschroft, bu kişilerin savaş suçlusu olmadıklarını, dolayısıyla Cenevre Sözleşmesi kapsamında olmadıklarını iddia ediyor. Bu esirlerin hukuki statüsünü kim belirleyecek? Nerede Cenevre Sözleşmesi?

Amerika bu kanlı sicili yüzden Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni tanımıyor. Mahkemenin Amerikalıları yargılamasını engellemek için tehditler savuruyor. ABD, askerlerini suçlamamaları için bazı ülkelerle ikili anlaşmalar yaptı. Katliam ülkesi Ruanda ile bile... Anlaşmaya razı olmayanları tehdit etti. ABD Senatosu, bu mahkemede yargılanacak Amerikan vatandaşları olması durumunda, bunların kurtarılması için ABD Başkanı'nın, askeri yetkilerini kullanmasına izin verdi.

Hemen hepsi savaş suçlusu olan bir çete, "küresel terör sistemi"ni kurmak için inanılmaz cinayetler işliyor, ahlaksızlıklar sergiliyor. Ancak ne Irak'ta ne de bundan sonra açacakları cephelerde asla başarılı olamayacaklar.


25 Mart 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED