AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Polis devleti!!

Uzun yıllar Türkiye içte ve dışta çeşitli çevreler tarafından 'polis devleti' olmakla suçlandı..

Avrupa Birliği sürecinde gerçekleştirilen reformlarla Türkiye bu suçlamalardan kurtulmaya çalışıyor..

Oysa Türkiye'yi 'polis devleti' olmakla suçlayanlar, şimdi bu ülkeye bu görevi layık görmektedirler..

Üstelik sınırların ötesinde!

Yani Irak'ta..

Bazıları ise Türk askerlerini Irak-Suriye sınırına yerleştirdi bile..

Diğerleri ise farklı senaryolar yazmaktadır..

Zamanı geldiğinde Türkk askerinin Irak'ta ne yapacağı veya nelerle karşılaşacağı konusunda söylememiz gerekenleri söyleyeceğiz..

Ancak bugün yine başa dönme gereğini duyuyorum..

Yani savaş öncesine..

Savaş öncesinde Türkiye'nin bu savaşa neden bulaşmaması konusunda çok şey söyledik ve yazdık.. Sonraki gelişmeler bizlerin doğruları söylediğimizi kanıtladı..

Karşı tarafta olanlar ise,Türkiye'nin mutlaka Amerika ile birlikte hareket etmesi gerektiğini söylüyorlardı..

Süleymaniye olayları ile birlikte bu 'Amerikan hayranları' gerçeği gördüler ve almaları gereken tutumları sergilediler.

Ancak ne oldu ise,bu kişiler birden bire eski huylarına ve alışkanlıklarına döndüler..

Dışişleri Bakanı Gül'ün Amerika ziyareti öncesinde, sırasında ve sonrasında bu kişiler klasik söylemlerini yeniden pazarlamaya başladılar:

'Türkiye mutlaka Irak'ta Amerika ile birlikte hareket etmelidir'..

Aslında onların söylemek istedikleri şey biraz daha farklı:

'Türkiye tekrar Amerika'nın emrinde olmalıdır'

Bununla yetinmeyen bu kişiler zaman zaman hükümete ve devlete de tavsiyelerde bulunuyorlar..

'NATO kararı olursa yeni bir tezkereye gerek yok.'

Yani bu kişiler peşinen Meclis'ten korkuyorlar..

1 Mart tezkeresinin başına gelenlerin, yeni tezkerenin de başına geleceğini biliyorlar..

İşin daha da ilginç tarafı ise, daha ortada hiçbir şey belli olmazken bu kişiler neredeyse Türk askerini Irak'a gönderdiler bile.. Üstelik Bakan Gül bu konunun araştırılmasının bile aylarca sürebileceğini söylemesine rağmen..

Peki bu kişiler neden bunu yapıyor?

Yoksa Amerikan hayranı bu kişiler 1.Tezkere'nin reddinden sonra Türkiye'nin kazandığı prestijden mi rahatsızlar..

Keşke bu ülke aynı prestiji Amerika ile olan 50 yıllık ilişkilerinden de kazansaydı da bizler de sevinseydik..

Ama olmuyor ve olmayacak..

Çünkü Amerika ile ilişkilerden veya Amerika'ya hizmet etmekten şimdiye kadar hiç kimse prestij kazanmamıştır.

Amerika'ya bağlı veya Amerika'nın dümen suyunda giden bütün yönetimler hep halkları tarafından nefret edilimiş ve alaşağı edildiklerinde Amerikalılar onları bir kenara atmıştır..

Kişler için de aynı şey geçerlidir ..

Hiç kimse Amerika'ya düşman olalım demiyor..

Ama hiç kimse, Amerikalılar'ın başkalarına karşı düşanlıklarının karşılıksız kalmasını da kabul edemez.

Hiçbir ülke gidip Amerika'yı işgal etmemiştir.

Amerika gelip başka ülkeleri işgal etmektedir..

Hiç kimse gidip de Amerika'ya kendi toprağında problem yaratmamıştır..

Amerika kendi yarattığı terörle kendi kendini vurmuştur.

Usame Bin Laden ve Taliban'ı kurduran ve onları Afganistan'da işbaşına getiren Amerikalılar'ın ta kendisidir.

Aynı şeyi farklı nüaslarla Saddam için de söyleyebiliriz..

Bu durumda Amerikalılar'ın söyleyeceği hiçbir şey yoktur ve olamaz..

Amerikan hayranlarının ise asla ..

Hele hele bu hayranlık bir zamanlar herkesin karşı çıktığı 'polis devleti'ni çağrıştırıyorsa!!

Ama arada bir sorun kalıyor..

Kafalara geçirilen o çirkin naylon torbaları ne olacak!!

Yok biz bunları unutabiliriz diyenler varsa o zaman onlara bir önerim var :

'Televizyon ve gazetelerde Amerika'yı savunurken o rezil torbalarla poz versinler !!

İşte o zaman halk onlara inanacak ve ya sevecek veya!!


30 Temmuz 2003
Çarşamba
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED