T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Divan'sız edebiyat Olamaz

Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı, lisede okutulan Divan Edebiyatı derslerinin geriye atılıp Çağdaş Türk Edebiyatı yazarlarının eserlerinin okutulmak istenmesine, edebiyat çevresi, "Divan'sız edebiyat olmaz'' diyerek tepki gösterdi.

Yaptığı her 'reform'la yeni bir tartışma başlatan Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun aldığı son kararla, orta öğretimde okutulan "Edebiyat Tarihi" derslerinin kaldıracağı iddiası, edebiyat dünyasını karıştırdı. Karara bir anlam veremediklerini dile getiren edebiyatçılar, çağdaş Türk yazarlarının öğrencilere tanıtılmasının olumlu bir adım olduğunu, ancak Divan Edebiyatı'nı rafa kaldırmanın çok yanlış olduğunu dile getirerek, "Divan'sız edebiyat olmaz" görüşünü savundular.

Edebiyat sevdirilmedi

Yazar Selim İleri, kararın Türk edebiyatını 'öğretmek' ve 'tanıtmak' adına bir faydası olmayacağını belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın attığı hiçbir adımın, yeni nesle Türk Edebiyatı'nı sevdirme konusunda işe yarayacağına inanmadığını söyledi.

İleri, "Milli Eğitim Bakanlığı liselerde, ister Divan Edebiyatı'nı ister Çağdaş Türk Edebiyatı'nı okutsun. Hiçbir çalışmasıyla yeni nesle edebiyatı sevdireceğine yönelik umudum yok. Liselerde verilen edebiyat dersi, öğrencilere kitap okuma alışkanlığı bile aşılamıyor. Eğitim sisteminde son derece yanlışlar yapıldığı kanısındayım. Bu ülkede Behçet Necatigil gibi bir isim yaşadı. Kendisi edebiyat öğretmeni ve şairdi. En iyi edebiyatçıydı. Onun döneminde kendisine neden edebiyat kitabı yazdırılmadığını hâlâ merak ederim" diye konuştu.

'Osmanlı dersleri okutulsun'

Yazar Buket Uzuner ise gençlere yalnızca edebiyat değil, tarih, dil ve din bilinci kazandırmakla bir yere varılamayacağını savunarak "Ezbercilikle bir yere varılmayacağının bedelini toplum olarak zaten ödedik" dedi.

Uzuner, gençlere ulusal bilinç yanında, uluslararası standartların da kazandırması gerektiğini söyleyerek, "Modernleştirme çalışmaları ve reformlarını olumlu karşılıyorum. Ancak gençler sevdikleri ve anlayabildikleri konulara ilgi duyarlar. Bu bakımdan gençlerin severek okuduğu edebiyatçıların ulusal eğitim programlarımıza girmesi onemli bir hamledir. Böylece edebiyat dersleri bir angarya olmaktan kurtulacak, gençler, edebiyat ve okuma sevgisi kazanarak liselerden mezun olma şansına kavuşabileceklerdir. Darısı tarih, coğrafya ve din derslerinin başına" diye konuştu.

Uzuner, "Reformun çok dikkatle ve özenle yapılması gerekir. Müfredatta gençlerin anlayabileceği ve sevebileceği şekliyle, açıklamalı Osmanlı edebiyatı da bulunmalı. Hatta liselere Osmanlı Dil Dersi konmalı. İngilizce ve Fransızca gibi yabancı dilleri öğrenebilen gençlerimiz, bize artık yabancı gelen ama geçmişle bağlantımızı sağlayacak Osmanlıca'yı da öğrenebilmeli. Türkiye Cumhuriyeti 4. ve 5. kuşakları, buna hazırdır" dedi.

Bu arada kendi eserlerinden örneklerin de liseler de okutulacağına sevindiğini söyleyen Uzuner, "Kişisel olarak benim edebiyat kariyerimin oluşumunda büyük önemi bulunan Nazim Hikmet, Sevgi Soysal, Aziz Nesin, Can Yücel gibi ustalarla yanyana durmaktan büyük kıvanç duymaktayım" şeklinde konuştu.

Şair Erdem Beyazıt da karara tepki göstererek, Divan Edebiyatı'nı kaldırmak yerine, liselerde Osmanlıca derslerinin okutulmasını önererek şunları söyledi:

'Bu karar mantık işi değil'

"Aslında yapılması gereken iş öncelikle liselere Osmanlıca dersi koymak. Yani Divan Edebiyatımız'ı okumadan yeni ve özgün edebiyat ortaya koymamız ve anlamamız mümkün değil. Yeni nesillerin eski Türk Edebiyatı'nın içinde olması lazım. Bunun için de liselere daha önce Hilmi Yavuz'un da dile getirdiği gibi Osmanlıca dersi konulmalı."

Okullarda Çağdaş Türk Edebiyatı'nın okutulmasının da son derece önemli olduğunu vurgulayan Beyazıt, "Bırakın orta öğretimi, fakültelelerimizde bile Çağdaş Türk Edebiyatı yetersiz. Ama Çağdaş Türk Edebiyatı okutulacak diye eski Türk Edebiyatı'nın bir kenara bırakılması mantık işi değil. Millet olarak kişiliğimizi, kimliğimizi belirleyerek, ortaya koyduğumuz medeniyete ne kadar uzanabilirsek bugün ortaya koyduğumuz edebiyat da o kadar sağlam olur."

CİNAYET VE HIYANET

Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan, Türk Dili ve Edebiyatı'na yönelik bir kampanya yürütüldüğünü belirterek, "İlk aşama olan Türkçe'de yer alan bazı kelimelerin kullanılmasını yasakladılar. 2. adım olarak ise edebiyatımızı silmek istiyorlar. Türedi bir dil ve edebiyat ortaya çıkartacaklar. 10-15 yıl içinde Türkçe ikinci plana itilerek birinci planda İngilizce olacaktır. Ancak, Türk milletini Türk dilinden ve edebiyatından koparmak mümkün olmayacaktır" diye konuştu.

AK Parti Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek ise "Milli Eğitim Bakanlığı yıllardan beri sürdürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı'nı gayrı millileştirme politikasının bir devamı olarak bu projeyi işleme koyduğu anlaşılıyor. Türk milletini köksüzleştirmek, mazisiyle irtibatını koparmak böylelikle nevzuhur bir millet oluşturma gayretleri vardır. Hem Fuzuli okutsun, hem de Orhan Pamuk, Can Yücel okutsun" diye alınan karara tepki gösterdi.

SP Grup Başkanvekili Yasin Hatipoğlu ise yaptığı açıklamada, "Bu fevkalede büyük bir cinayettir. Türk tarihine, diline ve edebiyatına karşı bir hıyanettir. Divan Edebiyatı'nın derinliklerinde boğulan kişiler böyle bir yola tevesül etmektedir. Medeni Kanunu'nun dilinin değiştirilmesine ısrarla karşı çıktık. Çünkü devamının geleceğini biliyorduk" dedi.



20 Aralık 2001
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED