T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siz bu bakanlığa güveniyor musunuz?

Biz edebiyatı, rahmetli Nihat Sami Banarlı'dan, daha doğrusu Banarlı imzalı sevimsiz ders kitaplarından öğrendik.

Öğrenebildik mi, meçhul...

Önce geleneksel edebiyatımızdan, Fuzuli'den, Baki'den, Şeyh Galib'ten nefret etmeyi öğrendik.

Sonra tüm derslerden ve aklımız ermeye başlayınca da "sistem"den...

Su Kasidesi'ni, Bülbül'ü, Şeyh Galib'in "Bir eşek var idi zaif-ü nizar"nı, o "failatun failün"le başlayan öldürücü vezin kalıplarını neredeyse sinik bir alayla karşılar, edebiyatı kaynatmış olmayı "kaydedilmiş en büyük başarı" sayardık.

Kabahat, meğer, rahmetli Banarlı'da değil, cumhuriyetin tektipleştirme programı uyarınca akıl, zihin ve soyutlama melekeleri dumura uğratılmış şişman baş öğretmendeymiş; bunu da çok geç farkettik.

Doğru dürüst bir Maarif politikasıyla, edebiyat zevkini içselleştirmiş doğru dürüst öğretmenlerle elbette edebiyat "işkence"ye dönüşmezdi.

Lafı nereye getireceğim?

Atatürk'ün "Türkçe yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılmalı" direktifi çerçevesinde düğmeye basan Millî Eğitim Bakanlığı, ani bir hamle yaparak, "eğitimin miladını" değiştirme kararı almış.

Gazete haberi...

Bu karara göre, lise düzeyi edebiyat dersleri programları tümüyle yeniden yazılacak. Yeni program "failatun failün" kalıplarının ezberletildiği Divan Edebiyatı'ndan değil, günümüz edebiyatından başlayarak "geriye doğru" gidecek.

Millî Eğitim Bakanlığı, daha önce bu "çığır açıcı" reformlardan bol miktarda yapmıştı; bunun temelini de "Batı ve Doğu dillerinden yabancı kökenli sözcüklerin kullanımına yasak getirerek" atmıştı (!).

Mesela, "milliyet", "istiklâl" ve "medeniyet" sözcüklerini yasaklamıştı.

Şimdi de Fuzuli, Nabi, Nedim, Nef'i, Şeyh Galib, Ziya Paşa, Yahya Kemal yasak...

Öğrenciler artık edebiyat öğrenmeye Orhan Pamuk, Buket Uzuner, Pınar Kür, Ayşe Kulin, Sevgi Soysal, Selim İleri ve Adalet Ağaoğlu okuyarak başlayacak, daha sonra "geriye dönerek" Cumhuriyet dönemi, Tanzimat ve sonrası yazarlarını tanıyacak...

Nazım Hikmet ve Can Yücel de yeni dönemde müfredata dahil edilecek isimler arasında...

Bunun bir reform, hem de çığır açıcı bir reform olduğu doğru da, acaba "iyi niyet" ürünü bir girişim mi?

Orası tartışmalı işte.

Selim İleri'ye, Adalet Ağaoğlu'na ve Orhan Pamuk'a elbette itirazımız yok, hadi edebiyat ve dil değeri tartışmalı isimler, örneğin Ayşe Kulin ve Buket Uzuner gibiler de listede yer alsınlar.

Peki Tanpınar niye yok iki gözüm?

Sezai Karakoç niye yok?

Tarık Buğra, Sevinç Çokum, Mustafa Kutlu, Rasim Özdenören, Mustafa Miyasoğlu...

Bu isimler olmasın mı?

Peki, Kemal Tahir?

Edebiyatı "geriye doğru" okuyarak öğrenecek genç dimağlar, Ayşe Kulin ve Buket Uzuner'i hayırlısıyla altedip, hadi Divan Edebiyatı şairlerinden vazgeçtik, Oğuz Atay'a ulaşabilecekler mi?

Sevim Burak ve Bilge Karasu'yu tanıyabilecekler mi?

İşe, İstiklal Marşı'nın dilini yasaklayarak başlayan, bunu da Atatürk'ün "Türkçe yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılmalı" direktifine dayandıran bir kafanın "edebiyat derslerini güncelleştirme" konusundaki tasarruflarına ne kadar güvenebiliriz?

Güvenebilir miyiz?


20 Aralık 2001
Perşembe
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED