|
|
Evliliğinizi kurtarın!
Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar, dalgalanıp duran döviz, borsa piyasası, memur maaşlarına yapılan düşük zamlar, işten çıkarılan elemanlar... Hepsinden önemlisi son aylarda yaşanan ekonomik buhranın aile bireyleri arasında açtığı yaralar.. İstatistiki veriler, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntıların iş dünyasını sarstığı gibi aile saadetlerini de derinden etkilediğini ortaya koyuyor. Boşanma oranlarındaki yükseliş, şiddetli geçimsizlik, psikologlara başvuran çiftlerin sayısındaki artış, ekonomik sıkıntının nasıl aynı çatı altında yaşayan çiftleri birden düşman haline getirdiğini tüm gerçekliğiyle anlatıyor.
Ekonomi varlık sebebi değilGeçtiğimiz günlerde Timaş Yayınları'ndan piyasaya çıkarılan "Eşinizi Etkileyerek Evliliğinizi Kurtarın" adlı kitabı hazırlayan ve 25 yıldır evlilik danışmanlığı yapan Joel Kotin ülkede yaşanan ekonomik buhranı aile saadetine yansıtan, evlilikteki sorunları içinden çıkılmaz bir hale getiren çiftlere seslenerek şöyle diyor: " Duygularımız da düşüncelerimiz de işgal altında. Ekonomik kriz, dalgalanıp duran döviz, ne işe yaradığını pekçok insanın henüz bilmediği borsa, memur maaşları, grevler, gösteriler, gazete ve tv haberleri, derken arada kaynayıp giden hayati meseleler.. Her ne kadar ekonomik krizin boşanmaları artırdığını düşünseniz de değil midir ki aile toplumun temel taşıdır ve o sağlam yapı içinde her problem zor olsa da aşılabilir. Çünkü ekonomi, ailenin varlık sebebi değil, aile ekonominin varlık sebebidir."
Para hakkında konuşmakKotin, evli çiftlerin her zaman refah seviyesi yüksek bir hayat kurmayı arzuladıklarını dile getirerek bir hatırlatma yapıyor, "Eşlerin belli bir seviyede paranın mutluluk getirmediğini bilmeleri gerekir" ve ardından şunları ekliyor: "Herşeye rağmen para, evlilik için çatışmaların en önde gelen sebeplerinden biri olmaya devam ediyor. Çiftler bazen azalan gelirlerden dolayı çatışma içine girebilirler. Eğer işlerinizle ilgili ciddi meseleler aile hayatınızda çatışmaya sebebiyet veriyorsa, o zaman eşinizle birlikte birbirinizin ruhunun derinliklerine inebilmek için bir hayli çalışmanız gerekmektedir. Eğer eşinizi dinlerseniz ona daha iyi yardımcı olabilir ve hayatınızdaki sorunları daha rahat bir şekilde çözebilirsiniz. "
Duygularınızı ifade edinKotin, eşlerin birbirlerini anlaması için hissettikleri öfkeleri değil, duyguları karşılıklı olarak dile getirmeleri gerektiğini belirterek "İletişimin amacı eşi anlamaktır. Bu bazen çocukluktan gelen şartlanmalar sonucu sanıldığından daha zor olabilir. Eşinizi dinleyin onu anlamaya başlarsanız ona verdiğiniz değer de artar. Yaşanan bir sorun karşısında eşinizle tartışıp onu eleştirmek yerine onunla o an hissettiğiniz duyguları paylaşın" diyor. Eşler arası ilişkiyi 'sen'li cümlelerin yıktığını 'ben'le başlayan cümlelerin ise kurtardığını hatırlatan Kotin şunları söylüyor: "Sen'li ifadeler genellikle suçlamaları içerir. Ben'li cümleler ise duygularınızı karşınızdakine aktarır. 'Sen bana önem vermiyorsun ve geçen sene de yıldönümümüzü unutmuştun'a karşılık, 'Çok üzülüyorum ve yıldönümümüzün unutulmuş olması beni incitiyor' diyebilirsiniz."
Eşinizi eleştirmeyin!Çatırdayan evlilikleri yeniden kurtarmak için ilk önce eşlerin kendilerini değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Kotin, eşlere şu tavsiyelerde bulunuyor:
Kendinize 6 haftalık bir süre belirleyin ve bu süre zarfında eşinizi hiçbir şekilde eleştirmeyin. İletişimi artırın. Temel ilişki becerilerinden en önemlisi diğer kişinin ne düşündüğü ve hissettiğini bilmektir. İletişim değişim için en önemli temel zemin ve sağlıklı iletişimin ruhunu oluşturur. Erkekler, karar vermek, sorunu çözmek, üstünlüklerini ve güçlerini ifade etmek için iletişim kurarlar. Kadınlar ise destek için iletişim kurarlar. Erkekler kadınların aynı şeyleri tekrarladığını, kadınlar ise erkeklerin kendilerini dinlemediğinden şikayet ederler. Uzlaşmaya çalışın. Mantıklı insanlar da fikir ayrılığına düşebilir. Ancak yine de tartışmalar sırasında iki taraf da birbirini üzmeden uzlaşmaya gitmelidir. Eşinizle bir konuda kilitlenip kaldıysanız yakından tanıdığınız birini arabulucu olarak devreye sokun. Eşlerin arabulucu konusunda ortak bir kararı olması gerektiğini unutmayın. Birbirinizin iyi davranışlarını övün. Çünkü tüm davranışlar, ödüllendirme ve cezalandırmadan etkilenir. Ödüllendirilen davranışlar daha sık kendisini gösterir. Cezalandırılanlar ise azalır. Eşinizi yönlendirin.Eşinizin yapması arzuladığınız şeyi biraz değiştirerek ondan tekrar isteyin. Mesela "Benim akşam yemeğini hazırlamam lazım. Çocuğu okuldan sen alır mısın?" gibi. Kişisel ve duygusal gelişiminiz eşinizin de değişimine yardımcı olacaktır.Bu yüzden kendi kişisel değişiminize önem verin. Eşinizi değiştirmek için diğer tüm teknikleri deneyip başarı elde edemediyseniz mutlaka ültimatomunuzu kullanın. Belli bir konuda kilitenmişseniz ve çıkış yolu bulamıyorsanız birlikte bir uzmana başvurun.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |