T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Küresel kapitalizm kaburga kırıyor...

Biz söylemiyoruz, onların iddiası... Washington Post gazetesi, geçtiğimiz günlerde, Taliban lideri Molla Muhammed Ömer ile Usame bin Ladin'i "bir türlü ele geçiremeyen" ABD askerlerinin, bunun acısını masum Afganlılara işkence yapıp kaburgalarını kırarak çıkardığını yazdı.

Esir Afganlılar, Guantanamo Askerî Üssü'nde tutuluyor, biliyorsunuz.

"Savaş suçlusu" değil, "terör suçlusu" muamelesi görüyorlar.

Terör davalarında askerî mahkemelerin devreye sokulmasına onay veren George W. Bush, askerî mahkeme önüne kimin ya da kimlerin çıkartılacağına karar verme yetkisini de, ABD Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı bir belgeye dayanarak, kendisine tanımıştı bir süre önce.

Kılıflı otoritarizm...

Amerikan halkı, güvenlikleri (!) sözkonusu olduğu için bu otoritarizmden pek şekvacı görünmüyor.

Örneğin, 11 Eylül'den sonra FBI denetiminden geçmeyen hiçbir gönderi (mektup, telgraf, davetiye, e-posta mesajı, koli, paket, ıvır zıvır) "doğrudan" sahiplerine ulaştırılmıyor ve bu durum özgürlüğüne düşkün Amerikan halkını hiçbir surette rahatsız etmiyor.

ABD Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı "savaş dönemi yetkileri belgesi"ne göre, Başkan hem yabancı bir teröristi yargılama, mahkum etme ve öldürme hakkına sahip olacak, hem de yabancı bir ülkenin bombalanması emrini verebilecek.

Afganistan'ın bombalanması emrine ilişkin yasal temel bu belgeden geliyor işte.

Kimin terörist olduğuna kim karar verecek peki?

Uluslararası hukuk mu?

Hayır!

ABD yönetimi ve Başkan George W. Bush...

El-Kaide ve Taliban üyesi oldukları gerekçesiyle yakalanan ve daha sonra serbest bırakılan sivillerden biri olan Zauiddin, Guantanamo Askerî Üssü'nde gördükleri işkenceyi şöyle anlatıyor:

"Askerler sırtımızda zıplayıp kafalarımıza tekmeler indirdiler. Bazı sivilleri ellerini arkadan bağlayarak kurşuna dizdiler. Suçlu buldukları 6 kişiyi ayırıp götürdüler. 17 yaşındaki Ahtar isimli genci döverek bayılttıktan sonra konteynere kapattılar. 20 kişiyi de kafes benzeri bir yere tıktılar. Askerlerin yediği yemeği yiyorduk ama yıkanmamıza izin yoktu."

Usame'nin "ele geçirilememiş" olması da tuhaf aslında.

Kimi haber kaynaklarına göre, Usame şu an Karaçi'de, CIA'in gözetiminde tutuluyor.

Yakalanırsa Guantanamo'ya getirilip "askerî mahkemede" yargılanacak ve idam edilecek.

Bu ihtimalin (en azından yakın vadede) gerçekleşeceğini sanmıyorum.

Usame, çünkü, "güvenlik paranoyası"nı ayakta tutan ve "istenmeyeni devre dışı bırakma"yı hedeflemiş "global terör"ü meşrulaştıran en uygun araç.

Elbette ufukta bir "dinler savaşı", bir "medeniyetler çatışması" görünmüyor, ama ABD'ye direnen unsurlara yönelik "gözdağı harekâtı", klasik deyimiyle, "tüm acımasızlığıyla" sürüyor.

Operasyon, Başkan Bush'un da vukufiyetle belirttiği gibi, Afganistan'la sınırlı kalmayacak.

Irak'a, Libya'ya, İran'a sıçrayacak ve küresel kapitalizmin ürettiği değerler sistemine biat etmeyen tüm odaklar (dinler, uluslar, gruplar, mahfiller) hissesine düşeni alacak.


13 Şubat 2002
Çarşamba
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED