T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

Tekelleşmeye veto

Cumhurbaşkanı Sezer, koalisyon liderlerinin zorlamasıyla Meclis'ten geçen yeni Radyo TV yasasını veto etti. Düzenlemeleri hukuka aykırı bulan Sezer, "Tekelleşmeyi kolaylaştırır" uyarısında bulundu

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Radyo ve Televizyon Kanunu'nda değişiklikler yapan yasayı veto etti. Sezer, RTÜK Kanunu'nu yeniden görüşülmek üzere Meclis Başkanlığı'na geri gönderdi.

Sezer, Meclis'e gönderdiği 12 sayfalık veto gerekçesinde, yeni düzenlemelerin Anayasa'nın birçok maddesine aykırılık taşıdığını belirtti ve bir kişinin birden fazla televizyonun sahibi olmasına imkan sağlandığını hatırlatarak, "Düzenleme, tekelleşme ve karttelleşmeyi önlemek bir yana dolaylı olarak olanaklı kılacak niteliktedir. Tekelleşen ve kartelleşen görsel ve işitsel medya bir yandan ekonomik alanda haksızlık yaratabilecek bir güce ulaşırken öte yandan da haber alma özgürlüğünü kısıtlayacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Sezer, veto gerekçesinin sonuç bölümünde şu görüşlere yer verdi: "Basın Yasası'nda yapılan bu değişiklikler, öngörülen para cezaları nedeniyle haber, düşünce ve kanaatlerin özgürce yayınlanmasını ve basın işletmelerinin yaşamını sürdürmesini engelleyecektir. Bu cezalarla, basın sektörünün krize sürüklenmesi ve sermaye birikimleri sınırlı gazetelerin yayın yaşamından çekilmesi, böylece basında tekelleşmenin gerçekleşmesi kaçınılmazdır."

Şimdi ne olacak?

Anayasa'nın 100. maddesi, cumhurbaşkanına "Kanunları bir kez daha görüşülmek üzere TBMM Başkanlığı'na gönderme" yetkisi veriyor. Yasa Meclis'te hiçbir değişikliğe uğramadan kabul edilirse cumhurbaşkanı yasayı onaylıyor. Ancak, Anayasa'ya aykırılık gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurabiliyor. Meclis iade edilen yasayı değiştirerek benimserse cumhurbaşkanı yeni bir yasa gibi inceleyip gerektiğinde yine TBMM'ye geri gönderebiliyor. n ANKARA

"Yanlıştan dönüldü"

RTÜK Başkanı Nuri kayış, RTÜK Kanunu'nda yapılan değişikliklerin Çankaya Köşkü'nden dönmesini "Yanlışlıktan dönüldü" şeklinde değerlendirdi. Kayış, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın RTÜK Kanunu'nu veto etmesini saygı ile ve şükranla karşılıyoruz. Türkiye'nin ciddi bir yanlışa sürüklenmesini önlenmiş oldu. Meclis'in kanunu veto gerekçelerini gözönüne alarak yeniden düzenlemesini bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı yasanın Anayasa'ya aykırı bütün yönlerini tek tek dile getirdi. Medyada tekelleşme ve kartelleşmeye yol açar diyorduk. Sayın Cumhurbaşkanı aynı kaygıları paylaşıyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın geniş kapsamlı bir inceleme yaptığı anlaşılıyor" dedi. n Bilal ÇETİN

Sezer'in veto gerekçeleri

Yasada yasakların tanımlanmadığına dikkat çeken Sezer, "korku salacak yayın yapılmaması" ve 'Yayınların karamsarlık, umutsuzluk, .... eğilimlerini körükleyici .... nitelikte olmaması" ifadelerine değinerek, bu durumun yayıncılarda tedirginlik yaratacağına dikket çekti.

RTÜK'e üye seçimi

Sezer, eski yasada, RTÜK üyelerinde "basın, yayın, iletişim ve teknolojisi, kültür, din, eğitim, hukuk alanlarında birikimi olma" nitelikleri aranmışken, yeni yasada sadece "meslekleriyle ilgili konularda en az on yıl görev yapmiş, mesleki açidan yeterli bilgiye, deneyime .... sahip kişiler" şartının getirilmesinin "yetersizliğine" dikkat çekti.

Sezer, RTÜK'ün Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun denetimine bağlanmasının da Kurum'un tarafsızlığına zarar vereceğini belirterek, denetimin, Sayıştay'a verilmesini önerdi.

Ceza gelirleri Hazine'ye

RTÜK'ün verdiği para cezalarını kendisine "gelir" olarak kaydettiğini de hatırlatan Sezer, bu durumun RTÜK'ün para cezası verirken keyfi davranabileceği kuşkusuna neden olacağına dikkat çekti ve ceza gelirlerinin Hazine'ye bırakılmasını önerdi.

Tazminat cezaları ağır

Para cezalarının özellikle yerel yayıncılar için son derece yüksek olduğuna dikkat çeken Sezer, çok sayıda radyo ve televizyonun kapanacağını, bunun da demokrasiye uygun düşmeyeceğini bildirdi. Sezer, "Hukukumuzda, hiçbir dönemde bu tür suçlar için böylesine ağır para cezaları öngörülmemiştir. Demokratik bir toplumda, basına ilişkin kimi biçimsel yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da yerine getirilmekte gecikilmesi basın kuruluşunun yayından çekilmesi sonucunu doğuracak yaptırımlara layık görülmemelidir. Bu cezalarla, basın sektörünün krize sürüklenmesi ve sermaye birikimleri sınırlı gazetelerin yayın yaşamından çekilmesi, böylece basında tekelleşmenin gerçeklesmesi kaçınılmazdır" dedi.

Tekelleşme önlenemez

Anayasa'nın 167. maddesinin tekelleşme ve kartelleşmeyi yasakladığını belirten Sezer, "Düzenleme tekeklleşme ve karttelleşmeyi önlemek bir yana dolaylı olarak olanaklı kılacak niteliktedir. Tekelleşen ve karteleşen görsel ve işitsel medya bir yandan ekonomik alanda haksızlık yaratabilecek bir güce ulaşırken öte yandan da haber alma özgürlüğünü kısıtlayacaktır. Düşünce özgürlüğü, düşüncelerin özgürce açıklanması yanında bunların yayılması ve öğrenilmesi özgürlüğünü içerir. Bu nedenle basın özgürlüğünün okuyucuların, izleyicilerin ya da dinleyicilerin haber alma olanağından yoksun kalmaları yönünde değerlendirilmeleri gerekir" dedi. Sezer, basın özgürlüğünün devletin güçleri karşısında olduğu kadar "özel güçlere" karşı da korunması gerektiği vurguladı.

İzleme oranı açık değil

RTÜK Kanunu'nun en çok tartışılan 29. maddesine Sezer de veto gerekçeleri arasında yer verdi. RTÜK Kanunu'nda yapılan değişiklik ile bir televizyon kuruluşunun yüzde 20'nin altında izlenme oranına sahip olması halinde bu televizyonun tamamına bir kişinin sahip olması imkanı getirilmişti. Sezer veto gerekçelerinde şöyle dedi: "Yapılan araştırmalar Türkiye'de en yüksek izlenme oranının yüzde 14-16 dolaylarında olduğunu ve bu orana bir yayın kuruluşunun ulaştığını göstermektedir. Ölçümleme güçlükleri dikkate alındığında getirilen sınırın uygulanabilir olmadığı açıktır. Düzenlemede 'izlenme payını'nın esas alınması ve izlenme yüzdesinin düşürülmesinin uygun olacaktır."

Patronlar ihaleye girmez

29. maddede yapılan düzenleme ile TV patronlarının devlet ihalelerine girmelerine imkan tanındığına dikkat çeken Sezer, "Medya gücü kullanılarak ihalelerde haksız rekabete, borsada işlem oyunları yapılmasına neden olabilecektir. Görsel ve işitsel medyanın kamuoyunu etkileme gücü, dolayısıyla bu gücün kötüye kullanılması olasılığının yüksekliği, Batılı ülkelerde medya sahipliğinin diğer iş alanlarından ayrılmasına, bu ayrımı sağlayacak önlemler alınmasına neden olmuştur" dedi.

İnternete ayrı yasa

RTÜK Kanunu'nda yapılan değişiklik ile internete denetim getirildiğini hatırlatan Sezer, "İnternet yayıncılığına ilişkin ilkelerin ve öteki düzenlemelerin özel bir yasa ile yapılmasi en doğru yol olacaktır" dedi.

 
'Vetoyu dikkate alacağız'
Başbakan Ecevit, veto edilen Radyo TV Yasası'nı Meclis'in yeniden ele alacağını belirterek, "Cumhurbaşkanı'nın görüşleri de gözönünde bulundurulacaktır" dedi
Kayalar: ANAP barajın altında
ANAP lideri Yılmaz'a karşı adaylığını açıklayan Lütfullah Kayalar, "ANAP barajın altında, sürekli oy kaybediyor. Sorumlusu da şimdiki yönetim. Ben ilk turda seçilirim" dedi
MHP: Mektup yazanlar hain
MHP lideri Bahçeli'ye bir mektup göndererek "MHP yanlış yolda" uyarısında bulunan MHP'li milletvekilleri "aforoz edildi. Şefkat Çetin, "Bu camia ihanet yapanları affetmeyecektir" dedi
Bakan Koray Aydın 'transferde' ısrarlı
MHP'li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, dün de, "çok sayıda ANAP, FP ve DYP'linin partilerine katılmak istediğini" söylerken, Aydın'ın, hiçbir gerekçe olmadığı halde "transfer" iddialarını gündeme getirmesi anlamlı bulundu. Aksalur beldesinde düzenlenen kiraz festivaline katılmak üzere Nevşehir'e giden Aydın, "ANAP, FP ve DYP'deki MHP kökenli milletvekilleri kendilerine yön veren partiye geçmek istiyor; ki bu parti şu anda ülkenin bir numaralı partisidir" dedi.
Bu arada MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, "milliyetçi hareketin koyduğu değer ölçülerine uyan parlamenterleri, parti saflarında görebileceklerini" söyledi. Yahnici, "Bu ölçüler içinde olmak kaydıyla parlamenterlerden gelecek başvurular değerlendirilir" dedi. Öte yandan MHP Başkanlık Divanı'nda FP'nin kapatılma davasının ele alındığı belirtilirken, partinin kapatılması durumunda milletvekilleri transferlerinin yoğunlaşabileceği ihtimali üzerinde duruldu.

'Anayasa evrensel olmalı'
FP lideri Recai Kutan, Anayasa'nın, mutlaka, evrensel normlara uygun bir değişime tabi tutulması gerektiğini söyledi. Kutan, Marmara Grubu Vakfı'nın Sheraton Otel'de düzenlediği, "Türkiye Geleceğini Arıyor" konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti şeklinde tanımlandığını, ancak evrensel normlara uygun şekilde bu tanımlamanın gerçekleşmediğini savundu. Bu arada, Anayasa Mahkemesi Heyeti de bugün saat 10:00'dan itibaren FP davasını görüşmeye devam edecek.
19 Haziran 2001
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED