T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
Müslümanlar 'Kuşatma'da

Başrollerini Bruce Willis ile Denzel Washington'un paylaştığı 1998 yapımı "The Siege" (Kuşatma) adlı filmde anlatılan hayâl ürünü olaylar, ABD'de son günlerde artan "Müslümanlar'a yönelik toplu tutuklamalar" ile aynen gerçekleşmeye başladı.

Hollywood'un, dünya tarihine damgasını vuran olayları kısa sürede beyazperdeye uyarlamasına hepimiz alışkınız; ancak ABD'de son haftalarda yaşanan bir dizi olay bu geleneği tam tersine çevirdi.Yönetmenliğini Edward Zwick'in yaptığı, başrollerini Bruce Willis ile Denzel Washington'un paylaştığı 1998 yapımı 'Kuşatma' adlı filmde anlatılan 'hayâli' olaylar, ABD'de yaşayan Müslümanlar'a karşı son günlerde sergilenen insanlıkdışı uygulamalarla büyük ölçüde benzerlik gösteriyor.

'Senarist' mi 'kahin' mi ...

'Kuşatma' filminde bir grup Ortadoğu kökenli teröristin Dünya Ticaret Merkezi'ni bombalaması üzerine harekete geçen Amerikan ordu güçleri, önce New York'da sıkıyönetim ilan ederler, ardından da tüm ülkede Müslüman avı başlatırlar. Eyaletin dört bir köşesinde nezarethaneler kurulur ve onbinlerce Müslüman Amerikalı, okullardan, işyerlerinden toplanarak zindanlara doldurulur. Haftalarca sorgulanıp terör örgütleriyle ilişkili olduklarını kabul etmeye zorlanan bu insanların bir bölümü ise vahşi işkencelerde hayatlarını kaybederler.

Bu süreçte orduya karşı koyabilme cesaretini gösterebilen tek kişi ise, Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın önde gelen yöneticilerinden biri (Denzel Washington) ile onun İran asıllı yardımcısıdır. Filmde, İran göçmeni bu Müslüman ajanın oğlunun okulundan alınıp toplu nezarethanelerden birine atıldığını görürüz.

"Kuşatma" filminde her ne kadar demokrasi kazanıyorsa da, ABD'de son haftalarda yaşanan trajedide işlerin hiç de böyle yürümediği görülüyor. Birleşik Devletler'de 11 Eylül saldırıları gerekçe gösterilerek yürürlüğe konulan yeni "Terörle Mücadele Yasası" uyarınca Müslümanlar'ın göçmen bürolarına giderek kayıt yaptırmaları gerektiğini belirten Reuters, devletin çağrısına uyarak bürolara başvuran en az 2 bin 500 Müslüman'ın hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alındığını duyurdu. Çoğu İranlı olan bu insanların günlerdir elleri ve ayakları zincirlenmiş bir durumda iğrenç nezarethanelerde istiflendiğini bildiren ajans, haberini de "Kuşatma" filmini hatırlatan bir fotoğraf ile desteklemiş. 16 yaşındaki öğrenci oğulları göçmen bürosu tarafından keyfî olarak tutuklanan İran asıllı bir karı-koca, ağlayarak objektiflere yalvarıyorlar: "Ne olur oğlumuzu kurtarın, İran'dan özgürlük için bu ülkeye kaçtık. ABD ise İran'dan daha kötü çıktı!" Gisroo Mohajeri ve eşinin haykırışları, oğlunu "Amerika"nın elinden kurtarmak için mücadele eden İranlı FBI ajanının filmdeki mücadelesiyle öylesine derin bir paralellik içinde ki...

Hukuk kuralları Müslümanlar'a geçmez

ABD'de normal gözaltı süresinin 48 saat olduğunu belirten yetkililer, "kuşkulu Müslümanlar" sözkonusu olduğunda ise bu sürenin hiçbir hukuksal anlamı olmadığını vurguluyor. Bir kısmı ülkeye yasadışı yollardan girmek suçlamasıyla mahkemeye sevkedilecek olan bu sanıklar hakkındaki işlemler baştan savma yürütüldüğünden, Nazi kamplarını andıran ortamlarda bekletilen tutukluların gözaltı süresinin de haftalarca uzatılabileceği belirtiliyor. Son birkaç gündür artan protestolar üzerine gizli servis tutukluların bir kısmını serbest bırakmak zorunda kaldı, ancak gözaltında hâlâ 1500'ün üzerinde insan olduğu sanılmakta. Yaşanan son olaylar, her zaman Hollywood'un Amerikan devletinin ardından gitmesi gerekmediğini gösteriyor. Demek ki bundan böyle arada sırada Pentagon da sinema baronlarının "Üçüncü Dünya toplumlarına nasıl davranılması gerektiği" yönündeki önerilerini dinlemeye karar verdi!



24 Aralık 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED