T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Manzara

Çıkar ilişkileri, milliyetçilik, işbirlikçiler, satılmışlık, mafya, çete, Avrupa Birliği, Amerika, İsrail, AB karşıtları, Amerika ve Yahudi düşmanlığı, yabancı hayranlığı, yabancı düşmanlığı, dini inançlar, din düşmanlığı, dini istismar edenler, din devleti, şeriat, Atatürkçülük, Atatürkçülüğü istismar edenler, Kuvay-ı Milliye'ciler, istihbaratçılar, kendini istihbaratçı sananlar, istihbarat romanları yazanlar, ajanlar, komplo teoricileri, her şeyi bilenler, her şeye inananlar, inandıranlar, hortumcular, ekmeğini namusu ile kazananlar, başkalarının ekmeğini çalanlar, kredi verenler, borç alanlar, zenginlik, fakirlik, lüks, zaruret, zengin düşmanlığı, Mersedes'ciler, mobiletçiler, otobüsçüler, etnik, ideolojik ve dinsel yapılanmalar, Kürtler, PKK'lılar, Ermeniler, Süryaniler, Pontusçular, Keldaniler, Yezidiler, Milli Görüşçüler, Kaplancılar, Fethullahçılar, Süleymancılar, Nizam-ı Alemciler, Tikkocular, Hizbullahçılar, DHKP-C'liler, hâlâ çürümüş doktrinleri savunan örgütler, teröristler, insan hakları, yargısız infazlar, adalet, adaletsizlik, yönetenler, yönettiğini sananlar, yönetilenler, entelektüeller, entelektüel olduğunu sananlar, ihtilaller, andıçlar, politik, askeri, bürokratik dokunulmazlıklar, gizlilik dokunulmazlığı, eş dost ve akraba dokunulmazlığı, mafya ve silah gücü dokunulmazlığı, birbirinden kopuk, birbirinden habersiz resmi kurumlar, halkını kandırmayı sanat edinmiş gazeteciler, parayla yazı, kitap yazanlar, aptal yerine koyanlar, aptallar, bir bilenler, her şeyi bilenler, kötüyü iyi, iyiyi kötü gösterenler, vatan kurtaran eşkıyalar, kurtarılanlar, kaçıp kurtulanlar, omuzlarda taşınanlar, gurur duyulanlar, her biri benim diyen politikacılar, askerler, paşalar, bürokratlar, şahinler, kargalar, serçeler, haber güvercinleri, birbirini sevmeyen, birbirini saymayan, kendi insanına düşman, değişik fikirlere tahammülsüz insanlar, artısı ve eksisi belirsiz etkenlerle yoğrulmuş garip bir hamur, nüansları yok olmuş renkler, alt-üst olmuş dengeler, doğru ile yanlışın karıştığı kavramlar.

*

Yurt dışından Türkiye'ye bakan eski bir istihbaratçının gördüğü manzarayı anlatan satırlarını okudunuz.

Bu tablo karşısında duyduğu rahatsızlığı uzun uzun anlatıyor.

Ve sonunda sözü şu şekilde bağlıyor:

"Bu kadar karışık bir yapı düzelmedikçe, her türlü dokunulmazlık kalkmadıkça, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı çağdaş ülkelerdeki gibi çalışmadıkça, siyasi veya provokativ cinayetlerin de, diğer olumsuzlukların da sonu gelmez.

Artık silkelenip kendimize gelmenin zamanı. Yoksa çok geç olacak..."

Talep makul.

Hatta elzem.

Ancak şikayet sebebi olan karışık yapı, hangi toplumda yoktur, onu bir düşünelim.

ABD, daha mı az karmaşık? Yahut Fransa, İngiltere, Almanya...

Oralarda bütün fertler aynı görüş içinde mi?

Herkesi aynı fotoğraf karesine sokmak mümkün mü?

Osmanlı'yı hatırlayalım...

Bir ormanda bütün ağaçların aynı cins olmasını istemek ne kadar doğru?

SAVAŞA HAYIR

Sağolsun bir arkadaş, "Seni seviyorum"un her dilde söylenişini bulup göndermiş. Yerimiz olsa da size iletebilseydik, ne iyi olurdu.

Ama bu günlerde ondan daha mühim bir söz var, her dilde karşılığı bulunup yazılması gereken:

"Savaşa Hayır!"

İNAT ETMEYİN

Yine aynı kalıpla söylemeyi tercih ediyor bazıları: "ABD'nin olası Irak saldırısı..."

Kardeşim, "olası" değil, "olmayası!.."

Kaç defa söyleyeceğiz!

GİT GEL

Köşk'te bu anlayış olduktan sonra, daha çok kanun gidip gelir Çankaya ile Meclis arasında, pingpong topu gibi. Birisi hatırlatmalı, "Efendim, sizin göreviniz muhalefet değil" deyivermeli sevabına.


24 Aralık 2002
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED