T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Sinan Şamil

Türkiyemize Avrupa ve Dünya Amatör Boks Şampiyonlukları kazandırmış olan Sinan Şamil Sam, bu kere de Avrupa Profesyonel Boks Şampiyonu oldu. Gazetelerimizde zehir-zemberek yazılar, Sinan'ı göklere yükseltmeler gırla! Aslında bu delikanlı vatansever bir sporcu ama, şartlar onu Türkiye adına değil de Almanya hesabına yarışmaya itti. Sinan Şamil, içimizden biri, fakat son şampiyonluğunu Türkiyemize değil, Almanya'ya kazandırdı. Küçük Kemal, Arap Abdi, Cankurtaranlı Niyazi, Vural İnan, Orhan Tuş, Hamit Kingütmez, Oktay Altıok (Sarı Oktay-Muazzez Abacı'nın babası), Süleymaniyeli Hüsnü Özarı, hem atlet hem de mükemmel bir boksör olan Hüseyin Yıldırım, boks denildiğinde akla gelen ilk isimler. Eşref Şefik'in öve öve bitiremediği biri daha vardı: Sabri Mahir... Bu adamın hayatı romanlara konu olacak niteliktedir. Sabri Mahir, baktı ki Türkiye'de profesyonel boksta ekmek yok, çekti Fransa'ya gitti, George Carpantier gibi Joe Louis'e rakip olmuş bir şampiyonla kapıştı, sonra istikamet Almanya dedi ve geçtiğimiz günlerde 97. yaş yılını kutlayan meşhur Max Schmelling'i yetiştirdi. Çocukluğumda Eşref Şefik, Taki Ziharis'in, Garbis Zakaryan'ın yaptıkları kapışmaları ballandıra-ballandıra Aga marka radyolardan yurda duyururdu. Taki'yi bilmem ama Garbis'i iyi tanırım, her ikisi de Avusturya lisansıyla Avusturya adına dövüştüler. Avrupa Şampiyonlukları elde eden Eyüp Cam (1984 Los Angeles Olimpiyadları'nda da bronz madalya aldı) Danimarka adına, değerli spor arkadaşım Cemal Kamacı da yine Avusturya adına ringlere çıktı. Taki, Garbis, Eyüp ve Kamacı zamanında profesyonel boksta fazla para yoktu. Sinan Şamil Sam, şimdi tam 3 milyon Euro sahibi olmuş. O'nun kazandığı manevi ödülün % 1'i bile Türkiye'nin değildir. Sinan Şamil, çarpık spor yönetimimizin yurtdışına kaçırttığı değerlerden biridir. Şöyle düşünürsek hiç de yanlışlık yapmamış oluruz: Bugün ve yıllardan beri Rus, Bulgar Milli Takımları'nda sayısız Türk asıllı sporcu yer aldı, Avrupa, Dünya ve Olimpiyad Şampiyonlukları kazandılar. Bu değerlerin elde ettikleri başarılarla nasıl övünemiyorsak, Sinan Şamil Sam'ın Avrupa Şampiyonluğuyla da övünemeyiz. Aslında "dövünmemiz" gerek. O'nu, Türkiyemizi temsilen Sydney Olimpiyadları'na bile götüremedik, çünki daha önce profesyonelliği seçmişti. Türkiyemizde ne hikmettir bilinmez, "profesyonel" boksa amatör spor yöneticileri (Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ilgilileri) izin vermiyorlar. Neticede ne oluyor: Dünya çapında değerler, işte mesela Sinan Şamil, gidiyor, Alman oluyor. Türk sporunun gelişmesinde, gençliğin başarıyı yakalamasında en büyük engel Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'dür. Bunun sorumlusu Genel Müdür Kemal Mutlu değil, böyle gelip böyle giden "mevzuat" hazretleridir. Moskova'da tanıyıp mayasında pırlantalar olduğunu tesbit ettiğim Bakan Erdoğan Toprak, şu kısa görev döneminde bunu düzeltir mi bilemiyorum! Ve Sinan'ın başarısıyla övünemiyorum...

BASIN'DAN

Hürriyet Gazetesi'nin Yazıişleri Müdürü Tufan Türenç, 9 Ekim tarihinde "Yaşar Kemal yine Nobel Ödülü'nü alamadı. Her sene O'nun adına ümitleniyor, sonra hayal kırıklığına uğruyorum" diye yazıyor. Bu değerli meslekdaşım "Nobel Ödülü Statüsü"nü bilmiyor. Kitap Kurdu olarak geçinen Doğan Hızlan da bilmez, bilse de söylemez! Türenç'i uyarması gerekirdi ama bilmez ki söylesin. Şimdi buraya ben not düşeyim: Türenç'i kırmayı asla istemem, fakat bir gerçeğin anlaşılması gerek. Nobel'e hayat boyunca bir kez aday olunabilir, alamayan bir daha aday gösterilmez. Yaşar Kemal aday oldu ve zirveye varamadı. O'nun her yıl yine Nobel'e aday olduğunu düşünmek yanlış. Yaradan gecinden versin, aday olup da Nobel'i alamayanlar, ancak öldükten sonra bir kere daha aday gösterilebiliyorlar. Bu açıklamam için Tufan Türenç lütfen alınmasın.

AHMET TAŞÇI

İran, Çin ve Rusya derken bazı notlarım masada kaldı. Gazeteler Ahmet Taşçı'nın doping olayında suçlu olduğunun anlaşıldığını ve ödüllerinin geri alınacağını yazdı. Yanlış! Böyle birşey yok! Harun Doğan'ın spor affı sonunda (Celal Demirbilek-Hürriyet) minderlere döndüğü yazıldı, yanlış. Harun Doğan, Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi'nce aklandı.


17 Ekim 2002
Perşembe
 
ALİ GÜMÜŞ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED