T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T
Kalp krizi riskiniz...

Sultan Hospital Kalp ve Damar Hastalıkları (Kardiyoloji) Uzmanı Dr. Ahmet Yıldız, gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de kalp ve damar hastalıklarının, ölüm nedenleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu belirtiyor:

Kalbi besleyen damarların, tıkanmasına bağlı olarak kalp kasının hasara uğraması ile ortaya çıkan kalp krizi (miyokard enfarktüsü) gerek kalp ve damar hastalıklarının gerekse ölümlerin en başında gelmektedir.

ABD'de her yıl yaklaşık olarak bir buçuk milyon kişi kalp krizi geçirmektedir. Ülkemizde ise, kalp krizi geçirenlerin oranı ise yılda yaklaşık olarak üçyüz bin kişidir. Kalp krizlerinin üçte biri ise ölümle sonuçlanmaktadır.

Kalp hastalığına yakalanma riskini arttıran faktörler:

  • Yaş (Erkeklerde 45, Kadınlarda 55 yaş üzeri )

  • Cinsiyet (Erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Ancak ileri yaşlarda eşitlenmektedir)

  • Ailede koroner kalp hastalığı öyküsü

  • Sigara

  • Yüksek tansiyon

  • Yüksek kolesterol

  • Aşırı kilo

  • Diabet (Şeker hastalığı)

  • Stres

  • Hareketsiz yaşam

  • Aşırı alkol tüketimi

    BELİRTİLER NELER?

    Kalp krizi geçiren bir kişide tedaviye ne kadar erken başlanılırsa kalp kasının hasara uğrama ve ölüm riski o oranda azalmaktadır. Bu nedenle kalp krizi belirtilerinin neler olduğu mutlaka herkes tarafından bilinmelidir. Kalp krizi geçiren hastaların %20-30' u kalp krizi sırasında hiçbir belirti vermeyebilir. Özellikle şeker hastalığı olan kişilerde gözlenen ve sessiz kalp krizi olarak adlandırılan bu durum EKG (Elektrokardiyografi) ve EKO (Ekokardiyografi) ile ortaya çıkar.

    A-Göğüs ağrısı

    Göğsün ortasında ani olarak ortaya çıkan şiddetli baskı veya sıkışma şeklinde 30 dakika ya da daha uzun süren ve istirahat ile geçmeyen ağrı en sık gözlenen belirtisidir. Ağrı bazen omuzlara, boyna, çeneye ve de kollara (özellikle sol kola) yayılabilir. Beraberinde huzursuzluk, terleme, kusma, bayılma gözlenebilir.

    Bu belirtileri olan bir kişi zaman kaybetmeden en yakın hastaneye başvurmalıdır. Hastaneye giderken kesinlikle araba kullanılmamalı, mümkünse hasta donanımlı bir ambulans ile taşınmalıdır.

    B- Nefes darlığı

    Özellikle kalp yetmezliği olan hastalarda görülür. Kalp kapak hastalıkları, damar tıkanıklığına bağlı olabilir. Kronik bronşit ve astım gibi akciğer hastalıklarına bağlı olabileceği unutulmamalıdır.

    C- Çarpıntı

    Ritim düzensizliği; kalp hızının normalden daha fazla (100 dk üzerinde) veya daha az (50 dk altında) olması hasta tarafından çarpıntı veya kalp atışlarında düzensizlik olarak hissedilebilir.

    D- Bayılma

    Ani bilinç kaybıdır. Bir süre sonra kendine gelebilir. Ciddi kalp hastalığının belirtisi olabilir.

    E- Ayaklarda şişme

    Genellikle kalp yetersizliğine bağlı olarak gelişir ve her iki bacak ön kısmında su birikmesine bağlı olarak gelişir.

    KRİZ GEÇİREN NELER YAPMALI?

    Kalp krizi geçiren bir kişi en yakın hastaneye başvurmalıdır. Genellikle tanı EKG, EKO, ve kan tetkikleri ile ortaya konulabilmektedir.

    YOĞUN BAKIMA HANGİ HASTALAR KABUL EDİLİR?

    Kalp krizine eşlik eden ölümlerin %60'dan fazlası krizin ilk bir saati içinde ritim problemlerine bağlı olmaktadır. Bu ölümlerin çoğu tedaviye başlamadan, hastane öncesi dönemde gelişse de hastane içi dönemde de ölüm oranı %10-15'dir. Bu nedenle ilk 48-72 saat çok önemlidir. Koroner yoğun bakım ünitesi, bu kötü olaylara karşı hazırlanmış en güvenilir ünitelerdir. Hastanemizde 9 yataklı tam donanımlı koroner yoğun bakım ünitesi bulunmaktadır.

    Kardiovasküler cerrahi ve anjiografi bölümlerimizde tedavilerde, SSK ve Emekli Sandığı hastalarımızın kabulüne başlanmıştır. SSK veya Emekli Sandığı'ndan sevkle gelen hastalardan tedavi ücreti talep edilmeyecektir. Bağ Kur anlaşmamız çok yakında hizmetinize girecektir.

    Kalp krizi ve kalp hastalıklarında teşhis yöntemleri

    1. Elektrokardiyografi (EKG)—EKG kalp hastalıklarının tanısında sık kullanılan çok basit tetkiktir. Sadece kalp krizinde değil çeşitli kalp ritim düzensizliklerinin tanısında da faydalıdır.

    2.Efor testi—Kalp damar tıkanıklığı şüphesi olan hastaların yürüme bandında belirli hız ve eğimde yürütülmesi ile yapılan teste efor testi denir. Amaç kalp hızının yükseltilmesidir. Bu esnada oluşacak göğüs ağrısı ve elektro kaydındaki değişiklikler damar tıkanıklığı tanısında yardımcı olur.

    3. Renkli Doppler Ekokardiografi —Kalp yetmezliği, kalp krizi, büyük damar hastalıkları ve kapak hastalıklarının tanısında kullanılır. Ultrason olarak adlandırılan ses dalgası yöntemi ile kalbin odacıkları, kalp adalesi, kapakları monitör ekranında görüntülenir. Kolay ve kısa sürede uygulanabilen bir testtir.

    4. Kalp ritmi ve tansiyon holteri—Kalp atışlarının düzenli olup olmadığını tespit etmek amacıyla holter adı verilen cihazla 24 saat boyunca ritim kaydının alınmasıdır. Tansiyon holteri ise tansiyon yüksekliğini tespit etmek amacıyla yapılır. Belirli aralıklar ile tansiyon ölçülüp ve cihaz tarafından kaydedilir. Her iki testte de hastanın hastane şartlarında kalması gerekmemektedir

    5. Koroner anjiografi ve kalp kateterizasyonu—Damar tıkanıklığı şüphesi olan hastalarda tıkalı olan damarın yeri ve yüzdesini tespit etmek için kullanılır. Genellikle kasık atardamarından lokal olarak uyuşturularak ince bir özel kateter vasıtasıyla kalbe veya diğer büyük damarlara ulaşılıp boyalı madde verilerek görüntü elde edilir. Bu sayede kalp damarlarındaki daralmanın yüzdesi ve yeri tespit edilir. Ayrıca kalp kapaklarındaki darlık ve yetersizliğin derecesi, kalp odacıklarının ve büyük damarların basınçları ölçülür. İşlem ortalama otuz dakika sürer. Altı saatlik gözlem sonrası hasta taburcu edilir.

    6. Elektrofizyolojik çalışma—İlaç tedavisine dirençli ritim bozukluklarının tespit ve tedavisinde kullanılır. Kalp kateterizasyonu gibi kasık toplardamarlarından girilir. Kalbin sağ kısmına ulaşılıp ritim düzensizliğini oluşturan odak son derece gelişmiş özel teknik ve yöntemlerle tespit edilir.

    Tedavi yöntemleri nelerdir?

    Koroner anjiyoplasti ( balon ) ve stent uygulamaları

    Koroner anjiografi sonucu, daralmış olarak tespit edilen damarı açmak için yapılan işleme anjiyoplasti denir. Anjiografi işlemi gibi kasık bölgesinden özel kateter ile girilir ve tıkalı veya daralmış olan damara ulaşılır, daralmış olan bölgede balon şişirilir ve damar açıklığı sağlanmış olunur. Yapılan bu işleme anjiyoplasti denir. Eğer tıkalı olan bölgeye özel hazırlanmış kateter kafes yerleştirilirse bu işleme ise stent uygulaması denir.

    Damar tıkanıklığı olan her hastaya bu işlemler uygulanmaz tıkalı olan damarın yeri, darlık yüzdesi, damar sayısı önemlidir.

    Balon valvuloplasti

    Daralmış olan kalp kapaklarının balonlu özel kateterlerle genişletilmesidir.

    Kalp pili uygulamaları

    Kalp ritminin yavaşlaması sonucu, kalp hızını belli seviyede sağlamak için kalbe yerleştirilen özel cihazlardır. Kalbe yerleştirilen kablo ve cilt altına yerleştirilen pil kısmından oluşur.

    Ablasyon

    Kalpte ritim düzensizliği üreten odağın tespit edilerek radyo dalgaları ile yakılması işlemidir.

    Otomatik kalp elektroşok cihazı

    Kalp pili gibi yerleştirilir. Ancak sürekli değil ritim düzensizliği olduğu zaman devreye girer. Hayatı tehdit eden ritim düzensizliklerinin tedavisinde kullanılır.

    KALP KRİZİ SONRASI REHABİLİTASYON

    Genellikle herhangi bir komplikasyon gelişmez ise 6-12 gün içersinde taburcu olabilmektedir. Kalp krizi geçiren bir kişinin hastane içi dönem ve hastane dışı dönemde neler yapması gerektiği kardiyak rehabilitasyon olarak adlandırılır.

  • Kalp krizi sonrası kardiyak rehabilitasyon

  • Sigara ve stres ile mücadele etmek

  • Yüksek kolesterol ve yüksek tansiyonun kontrolü

  • Hastanın egzersiz kapasitesini artırmak

  • Normal hayata dönüş sürecini hızlandırmak.

  •  
    Mantar sinsi bir hastalık
    Mantarlar, tıpkı bakteriler gibi normal koşullarda da vücutta bulunabilen mikro organizmalardır.
    Kalp ameliyatında yaş sorunu
    Annem 66 yaşında ve kalp rahatsızlığı ve aynı zamanda safra kesesinde taş var. Kalp doktorumuz kalbinin açık ameliyatı kaldırabileceğini söyledi, ama biz annemin yaş itibariyle genel narkoza maruz kalmasını istemiyoruz. Acaba bu safra kesesi ameliyatının tek çözümü genel anestezi ile ameliyat mıdır? Lokal anestezi ile veya daha pratik bir yolla bu işlem yapılamaz mı? Annenizin kalp rahatsızlığının ne olduğunu ne gibi bir tedavi yapıldığını bilemiyoruz ancak anneniz ameliyat olmadan önce, tüm tahlillerini yaptıktan sonra, genel bir değerlendirilmeye alınmalı ve hangi ameliyatın uygun olduğuna karar verilmelidir. Annenizin elindeki daha önce kalp rahatsızlığı için yapılmış, tahlil ve tetkiklerin değerlendirilmesi bu konuda yardımcı olabilir. Safra kesesi ameliyatı, açık ya da laparoskopik olarak kapalı yapılabilir. Ameliyat ne şekilde yapılırsa yapılsın genel anestezi gerekir diye bir kural yoktur. Hastanın durumuna göre, anestezi ayarlanabilir.
    17 Ekim 2002
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED