T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Prova bile değil

Sonucu önceden belli olan bir maçtı. Üç puanın dışında bir ihtimal kimsenin aklından bile geçmedi. Nitekim sonuçta öyle oldu.

Ama herkesin beklediği İngiltere provası da çıkmadı bu maçtan.

Bu kadar güçsüz bir ekibe karşı sadece bu kadar az atmamalıydık.

Gerçi bulupta bunamak gibi bir şey olacak ama bu takıma 8 atsaydık neden 10 olmadı diye hayıflanıp onda bunda suç aramaya kalkışırdık.

Aslında Şenol hocada Liechtenstein karşısında bütün futbolcularını görme şansı buldu. İlhan'dan sonra giren Serhat'ta hem attığı gollerle hem de sahadaki duruşuyla her zaman boşlukları doldurabileceğini gösterdi.

Emre'ye özel bir paragraf açmak gerekir. Her maçta olduğu gibi bu maçta da gerçekten yerinde duramayan, bütün sahayı dolaşan, arkadaşlarını ateşleyen bir futbolcu olarak; Avrupa'daki kulüpleri peşinden koşturmasını normal karşılamak gerekir.

Sonuçta İngilizlerle kıran kırana maçlar yapacağız ve sonucu averajlar belirleyebilir.

İngilizler böyle takımlara karşı bizim gibi yumuşak davranmaz ve adamları gol manyağına çeviriverirler.

İşte o zaman niye bu kadar az attık diye hayıflanmanın bir faydası olmaz.

Türkiye, Liechtenstein maçı Birinci Lig takımıyla Amatör Küme takımının karşılaşması gibiydi.

Net pozisyonlarda yakaladılar. Ama amatörlere yakışır bir şekilde harcadılar.

Sanki futbolcularımızın milli hanesine birer tane daha yazılsın, Tugay, Bülent, Şenol Güneş yeni rekorlara imza atsınlar diye konulmuş bir maç gibiydi.

Kimse bu maça bakıpta İngiltere için telaşa falan kapılmasın. Biz bir büyük takımlara karşı büyük oynamasını da biliriz.


17 Ekim 2002
Perşembe
 
YUNUS AKGÜL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED